30 Nisan 2014 Çarşamba

Emek harcamaktan geri durmadığımız TGB ve TLB’nin 1 Mayıs Tavrını Kabul Etmiyoruz


TGB’nin ve TLB’nin önceki gün (29.04.2014) yaptığı 1 Mayıs Kadıköy deklerasyonu, kuruluş amaçlarıyla ters düştüğü gibi demokratik merkeziyetçi işleyişlerine de tezattır. Böylesine önemli bir konuda tartışma ortamı yaratmaksızın deklerasyonda bulunmak, geniş kitleleri kapsama hedefi göz eden bir kitle örgütü için kabul edilebilir bir durum değildir.

29 Nisan 2014 Salı

Biber Gazı, tazyikli su ve copa rağmen şampiyon: Fenerbahçe


Aydınımız, şüphecidir. Bir türlü zıtlıkların bir araya gelebileceğine inanmak istemez, bu tür olayları da kavrayamaz. Ancak yaşamda bundan başka bir yol yok, her çelişki birbirini buluyor bir zaman sonra yan yana.

Ticari futbolun markalaştırdığı ve pazarladığı spor takımlarının, gençliğin eliyle vurucu güce dönüşen birer kahraman olması da işte ancak bu şekilde açıklanabilirdi. Dünyanın programsız, kendiliğinden devrimler ve karşı-devrimlerle, halk isyanlarıyla çalkalandığı şu günlerde, Türkiye'deki karşı-devrimin öncü gücü haline gelen AKP'nin karşısına spor kulübü bağı ile yığın haline gelmiş insanların çıkması ancak bu olgunun bir kez daha inat eder gibi ispatıydı.

Fenerbahçe'nin 2013-2014 sezonu sonundaki şampiyonluğu da, karşı-devrimin yenilgisi haline getiren bu gerçeklik oldu.

22 Nisan 2014 Salı

Forum: Devrimci Mücadele ve Gençlik


Kurtuluş Partisi Gençliği, "Devrimci Mücadele ve Gençlik" başlığı altında düzenlediği forum ile gençliğin devrimci mücadeledeki yerini konuşuyor.

Özellikle Taksim-Gezi isyanı sırasında etiyle, kemiğiyle isyana katılan gençliğin devrimci mücadele üzerine fikirlerini paylaşacağı bu etkinlikte, gençliğin geçmişte devrimci mücadeleye yaptığı katkılar üzerine bilgilerin paylaşımı ile başlanacak. Ardından yakın tarihte Taksim-Gezi isyanının etkileri ortaya konularak, önümüzdeki 1 Mayıs'da yapılabilecekler konuşulacak. Son olarak devrimci mücadeleye gençliğin gelecekteki katkıları üzerine neler yapılabileceği konu edilecek.

Etkinliğimize tüm genç dostlarımız davetlidir. İl merkezimize ulaşımda bilgi almak için HKP sayfasına ve ya KPG sayfasına mesaj atarak bilgi alabilirsiniz.

11 Nisan 2014 Cuma

Katil parababaları düzeni, bir işçi gencimizin daha hayatını elinden aldı

Erdoğan Polat... Henüz 19 yaşında, işsizlik ve pahallılık cehenneminin şartlarına az da olsa katlanabilmek için okumak isteyen, bunun için memleketi Van'dan kalkıp İstanbul'a çalışmaya gelen bir öğrenci, bir genç. Dershane parası biriktirip, daha iyi bir okulda okumak istiyordu yüzbinlerce genç gibi. Daha iyi koşullarda çalışmak, insancıl yeteneklerini daha çok geliştirmek, daha iyi yaşamak onun da hakkıydı. Bu yüzden yaşıtlarından çok daha erken bir zamanda para kazanmaya başlamak zorunda kaldı ve en kısa sürede en çok parayı kazanabileceği, bir o kadar da ölüm riski yüksek olan inşaat işinde çalışmaya başladı.

Ancak ona o işi veren parababalarının umrunda değildi onun istekleri. Tek istedikleri, zaten kamu malına yapılan vurgun ile elde ettikleri Ali Sami Yen Stadı arazisine yaptıkları rezidansları satmak ve paralarına para katmaktı. Daha önce yapmadıkları iş miydi sanki? Tayyipgillerin en yakın arkadaşı, akrabası olan "yürü ya kulum" emrini alarak yürümemiş miydi daha önce? Ayakkabı kutularına sığmayan miktarda paralarla kamu malını iç etmemişler miydi?

5 Nisan 2014 Cumartesi

Emperyalizmin insanlık dışı projeleri

İnsanlığın bir numaralı düşmanının emperyalizm olduğunu inkar etmek ya hainliktir, ya da gaflet bile denemeyecek bir kara cahilliktir. Ortadoğu Halklarına, bir zamanlar Sovyetler Birliği içinde huzurla yaşayan halklara çektirdikleri acıları görmezden gelmek mümkün değildir. Özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra dünyada istediği gibi at koşturur duruma gelen ABD’nin insanlık dışı uygulamaları daha öncelere, Soğuk Savaş dönemine dayanır. Burada bahsedeceğimiz, günümüze kadar devam eden, dünya halklarını kana, zulme, açlığa, yoksulluğa boğan askeri ve ekonomik uygulamalar değil. İnsanların zihinlerini, davranışlarını yönlendirmeye yönelik projeler. Elbette ABD-AB’nin dünyanın her yerinde satın aldığı yazarçizer takımları, diplomatları, politikacıları vardır. Ve bunlar aracılığıyla insanların zihinlerini ve davranışlarını kısmen kontrol ederler. Ancak öyle insanlık düşmanı, öyle şeytanın bile aklına gelmeyecek cinsten projeler hayata geçirilmiş –ve geçiriliyor- ki, bu satılmışlar yanında devede kulak kalır.

Berkinim Elvan

En küçüğümüzdün sen, belki en masumumuzdun…
5 Ocak 1999. Ailenin en küçük çocuğu, 2 tane kız çocuktan sonra doğan erkek çocuğu. Kim bilir ne umutlarla, ne hayallerle dünyaya getirdi ailen seni. Hani her ebeveyn söyler ya yemedim yedirdim, içmedim içirdim diye... Bu senin ailen için laf olsun diye söylenen, basmakalıp sözlerden değil Berkinim…

Başhaydut’u Gençliğimiz Silkeledi, Gençliğimiz Devirecek!

Türkiye’nin Başhaydutu Tayyip’i gençliğimiz ve özellikle de genç kızlarımız, kadınlarımız silkeledi ve onlar götürecek. Tıpkı 27 Mayıs Devrimi’miz gibi… Zaten kendileri de bu durumu tespit ediyorlar. Örneğin Tayyip yurt dışındayken Bülent Arınç 4 Haziran’da “Aynen 27 Mayıs olaylarında önce üniversite öğrencileri öldürüldü gibi saçma sapan ahlâksız haberlerin internet dünyasında yayınlandığını biliyoruz”, diyerek hem 27 Mayıs’a, hem Gezi Direnişi’mize vurmuştu aklınca. Tayyip’se, nice sonra 12 Eylül’ün yıldönümünde CNR Fuar Merkezi’nde yaptığı bir açılış konuşmasında, önce 27 Mayıs’a saldırarak, şu sözlerle 27 Mayıs’ı sonraki faşist 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleriyle bir tutmuştu:
“Bu karanlık yıldönümünde, şunu burada açık açık ifade etmek durumundayım. Türkiye, asıl büyük bedeli, 12 Eylül müdahalesinden çok daha önce, 27 Mayıs 1960 müdahalesinde ödemiştir. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, esasen 27 Mayıs’ın tahkim edilmesi, 27 Mayıs’ın yeniden yaşatılması girişimleridir.”
Ona göre 27 Mayıs başdüşmandı. Bütün kötülüklerin odağıydı. Başhaydut aynı konuşmasında daha sonra da Gezi ile 27 Mayıs’ı eş tutan cümleler sarfediyor: “Bu salonda bulunan tüm kardeşlerim büyük oranda 27 Mayıs’ı yaşamadılar. Ama öncesine bakın, 27 Mayıs’a kadar gelen sürece bakın, okuyun, araştırın, bugün yaşananlarla o günlerin tıpa tıp birbirine benzediğini göreceksiniz” diyordu.

3 Nisan 2014 Perşembe

Halkın Kurtuluş Yolu Gazetesi'nin 74. sayısı yayında

Halkın Kurtuluş Yolu Gazetesi'nin 74. sayısı yayında. Gazeteyi kurtulusyolu.org adresinden ya da facebook.com/halkinkurtulusyolu adresinden takip edebilirsiniz. Bu ayın başyazısı:

"Sen insanları kusturmak için mi var oldun ya!.."