Meslek Liseli Arkadaşlar, Saygıdeğer Halkımız;
AKP iktidarının ülkemizde yarattığı tahribatlar saymakla bitmiyor. Bu tahribatların şüphesiz ki en büyüklerinden birini eğitim alanında görüyoruz ve öğrenciler olarak bilfiil yaşıyoruz. Şüphesiz ki, bu ihanet ve zulüm iktidarını Tarihin çöplüğüne gönderecek güç de bizlerin ellerindedir, bunun bilincinde olmalıyız.
Batılı emperyalistlerin, “Mustafa Kemal zaferimizi 100 yıl geciktirdi”’ diyerek, ülkemiz üzerinde kurdukları Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında ülkemizi 3 parçaya bölme projelerini hayata geçirmek üzere iktidara getirdikleri AKP ve onun yedeklemesi MHP ve din bezirgânı tarikatlar eliyle bu projelerini günbegün işlemekteler.
Bunun en önemli ayaklarından biri de Eğitim alanıdır.
Yeni nesillerin sorgulamaktan ve doğruyu görmekten uzaklaştırılması, temel anayasal hakların ve bu haklara sahip çıkma bilincinin insanların aklından silinmesinin en etkili yolu,yeni nesilleri bu bilinçten uzak yetiştirmektir.
Bunun bir etkisi olarak, bugün adı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olan Meslek Liselerinde okuyan arkadaşlarımız, aldıkları temel eğitimler ve mesleki eğitimler (atölye, staj, MESEM) esnasında hak kayıplarına ve bu din alıp-satmak ve insanlarımızı bilinçsizleştirmek üzerine çeteleşmiş yapının uygulamalarına maruz kalmaktadır.
2024 istatistiklerine göre MTAL’ı öğrenci sayısı 1 milyon 300 bin kişi civarındadır. Yine aynı verilere göre MESEM’deki öğrenci sayısı da 420.000 kişi düzeyindedir.
Bu kadar öğrenci arkadaşımızın eğitimlerindeki sorunları değerlendirelim.
Liselerde tamamlanması gereken temel eğitim kapsamında verilen; Edebiyat, Tarih, Matematik ve Din Kültürü gibi derslerde verilen eğitimin bilimsellikten uzak, verili kuralları ezberlemek üzerine oluşu; AKP iktidarının siyasi dayatmasıyla Tarih ve Edebiyat derslerinde nesnellikten uzak anlatımlar; ve Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımazcasına tüm öğrencilere zorunlu İslam dini eğitimi verilmesi, AKP iktidarının MEB eliyle yeni nesilleri nasıl yönlendirdiğinin somut göstergesidir.
Bunun yanı sıra öğrenci arkadaşların hak kayıplarına maruz kaldığı en büyük alan da Uygulamalı Mesleki Eğitim Alanlarıdır (staj ve MESEM).
Öğrenciler, işyerlerinde mesleki eğitim alan öğrenciler olarak değil, daha ucuza kadrolu çalışanın işini yapacak personel olarak görülmektedir. Günlük çalışma süreleri 8 saat olmasına rağmen 10-12 saat çalışmakta ve fazladan çalıştıkları süre için ise ödeme yapılmamaktadır. İşyerlerinde alınmayan güvenlik önlemlerinin zararını da yine öğrenci arkadaşlar görmektedir; Elektrik akımının bulunduğu ortamda yalıtımsız çalışmak, mutfakta yanan ocakların başında ekipmansız taşımak, çok ağır materyallerin taşıtılması vb…
MESEM’de çalışan arkadaşlarımıza devletten yapılan 5100 TL’lik (2024 yılı) ödemenin dışında, işletmelerin tabi tutulduğu maaş ödemeleri yapılmamaktadır veya eksik yapılmaktadır.
MESEM’de çalışan öğrenci, yasada işletmenin personeli statüsünde sayılmasına karşın sigortaları yalnızca işkazalarından doğacak sağlık süreçlerini kapsayan kaza sigortası olarak yapılmaktadır.
Şehir merkezine uzak MTAL’lerde okuyan öğrenciler, staj için işyeri bulmakta zorlandıklarından, buldukları işletmenin kötü koşullarına boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Ola ki bir işletme bulabildiyse, kendi ilçesinden işletmenin bulunduğu ilçeye gidip gelmek için geçen uzun yol süreleri de cabası…
Eğer öğrenciysek; Milli Eğitim Bakanlığı bu işin neresinde ve neden gerekli denetimleri ve iyileştirmeleri yapmıyor?
Eğer işçiysek; Çalışma Bakanlığı bu işin neresinde ve gerekli denetimler ve iyileştirmeleri neden yapmıyor?
Değerli arkadaşlar,
Başında temel eğitimin niteliğini düşürerek ülkemizde düşünen bilinçli bireyin önünü kesen bu iktidar, meslek liselerinde de usta adayı öğrenciyi mümkün oldukça eğitimden uzak başını işten kaldırmayan, sorgulamayan, düşünmeyen ve işbirlikçisi Parababaları için de ucuza işçilik yapacak insan olarak görmektedir.
Bu meseleyi yalnızca sosyal haklar ve ücretler bağlamında düşünürsek eksik kalır.
Her şeyin başında bu mesele, AKP iktidarı ve paydaşları kısaca AKP’giller’in, Batılı Emperyalistlerin direktifleri doğrultusunda ülkemize dayattığı kasıtlı bir müdahaledir.
Bu meseleyi politik yönüyle kavramak zorundayız!
Peki çözüm nedir?
Parolamız: Çok Derdin Tek İlacı Halkın İktidarı!
Biz Halkın Kurtuluş Partililerin kuracağı Demokratik Halk İktidarında, eğitimin bilimselliği korunacak.
Mesleki eğitim memleket sanayi planına göre yerli sanayiyi kalkındıracak şekilde planlanacak.
Eğitimde ezberciliğin önüne geçilecek, hafızayı değil zekâyıişletecek öğrenme modeli uygulanacak.
Sınavlar öğrenci eleme aracı değil, eğitim sisteminin ve eğitimcilerin öğrenciyle uyumunun ve başarılarının kıyaslanacağı bir sistem haline gelecek ve tespit edilen eksiğe anında yerinde müdahale edilecek.
Eğitim tamamıyla kamu hizmeti haline getirilecek ve eğitimden para kazanmak yasaklanacak, böylece uygulamalı mesleki eğitim gören öğrencinin hak kaybı yaşaması veya kötü koşullara boyun eğmesinin önüne de geçilmiş olacak.
Değerli arkadaşlar,
Hep beraber bu zulüm düzenini ortadan kaldırıp, Halkın Kurtuluş Partisi önderliğinde, İnsanlığımıza yaraşır buhakkaniyetli düzeni kurmak için mücadele etmeliyiz!
04.02.2025
Demokratik, Laik, Parasız Eğitim!
Köle Değil Öğrenciyiz!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
Kurtuluş Partisi Gençliği