Bugün halkımız AKP’giller iktidarının hem Ortaçağcı gerici politikaları hem de ekonomi politikaları yüzünden tarumar olmuştur. Bu iktidar, gençliği ve yoksul halkımızı sömürmeye devametmektedir. Gençliğimizin sorunları Sınıflar mücadelesinin bir konusudur.
Kaçak Saray’ın günlük gideri, 34 milyon TL iken işçiler, emekçiler ve gençliğimiz yoksullukla boğuşmaktadır. Açlık sınırı 23 bin lira ve halkımıza reva görülen asgari ücret 22 bin 104 lira… En düşük Emekli maaşı 14.499 TL. Yıl içerisinde enflasyonun artışıyla beraber bu yeni ücretler, halkımız için yine eski ücretlere dönüşecek. Bizler hep ‘Asgari Ücret Yoksulluk Sınırının altında olamaz’, diyoruz. Fakat bu iktidar, yoksulluk sınırı 71 bin liraları bulmuşken açlık sınırının altındaki rakamlara mahkûm ediyor halkımızı.
Biz gençler ülkemiz bu durumdayken işçiler ve emekçilerden farklı koşullarda değiliz. Bizler eğitim hayatımız boyunca derslerimizden önce geçim sıkıntısı derdine düşmekteyiz.
Ne öğrencilere, ne velilere, ne de eğitim emekçilerine umut vermeyen bir eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine girdik. Her öğrencinin alması gereken temel kırtasiye malzemelerini biliyoruz. Bu temel malzemelere yeni yıl ile beraber %50-%70 arasında değişen oranlarda artışlar yaşanmıştır. Özellikle okul kıyafetleri geçen yıl 1.250 lirayken bu yıl 2000 liraya yükselmiştir. Okul çantası 2023-2024 eğitim-öğretim yılında 250 lirayken 2024-2025 eğitim öğretim yılında %60’lık bir artışla 400 lira olmuştur. 100 yapraklı bir defter en düşük 25 liraya yükselmiştir. Bunların devamında bir spor ayakkabısı en düşük 650 lira, beslenme çantası en düşük 120 lira ve kalem, silgi, kalemtıraş gibi kırtasiye malzemeleri de ortalama 45 TL olmuştur. Asgari ücret ile çalışan bir aile yeni eğitim-öğretim döneminde ortalama bir çocuk için 3.240 lira cebinden çıkarmak zorunda bırakılıyor.
Ailelerimiz sadece okul ve kırtasiye masraflarıyla değil aynı zamanda beslenme, ulaşım ve diğer eğitim dışı giderlerle de mücadele ediyorlar. Ne yazık ki halkımız yaşanan hayat pahalılığı nedeniyle çocuklarının en temel okul ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale gelmiştir.
Öğrenciler ailelerine yük olmamak adına çalışmak için imkânlarararken kötü koşullarda çalışmaya mahkûm bırakılıyorlar. Oysaki Ergenlik Dönemi diye adlandırdığımız 12-18 yaş dönemi bireyin kişiliğinin ve özgüvenin oluşacağı en önemli zaman dilimidir. Bu dönemde bireyin sosyalleşmesi, insan ilişkilerinin oturabilmesi, kendi fikirlerini oluşturabilmesi ve derslerine odaklanması gerekmektedir. Ne yazık ki günümüzde gençliğimiz geçim sıkıntısı derdine düşmekten sağlıklı bir şekilde gelişimini tamamlayamamaktadırlar.
AKP’gillerin kanser düzeni; eşit eğitim hakları olmayan, barınamayan, geçinmeyen, beslenemeyen, umutsuz bir gençlik yaratmaya çalışıyor.
Liseli arkadaşlarımız üniversite sınavına hazırlanacak yeterli kaynağı bulamıyor. Kimi arkadaşlarımızsa okullardaki yetersiz eğitimden dolayı dershaneye gitme ihtiyacı duyuyor fakat kendisinin ve ailesinin maddi durumları buna elverişli olmadığından tek başına mücadele etmek zorunda kalıyor.
Üniversiteyi kazananlarımız, şehir dışında bir üniversite kazanmışsa barınacak yer bulamıyor. KYK yurtlarında kalan arkadaşlarımıza kaliteli bir yaşam sunulmuyor. Biz gençliğe yemeklerden çıkan böcekler, bakımı yapılmayan asansörler reva görülüyor. KYK yurtlarına Manevi Psikolog adı altında İmamatayan bu Ortaçağcı Gerici Eğitim Sistemi, yurtları tarikatlaştırarak birçok arkadaşımızın bunalıma sürüklenmesine ve birçok gencimizin intihar etmesine neden oluyor.
Ortaçağ’ın karanlığına hapsolmuş Amerikan yapımı, çıkar amaçlı, mafyatik bir suç örgütü olan AKP’giller eğitimi gericileştirerek gençliği düşünemez, sorgulayamaz hale getirmek istiyor. Bugün öğrencilere Okul Öncesi eğitimden başlayıp Lise eğitiminin sonuna kadar ‘Değerler Eğitimi’ adı altında Muaviye-Yezid dini ve bu dinin ahlâk yapısı aşılanıyor. Amaçları ise zihin hasarına uğratılmış bireyler yetiştirmek ve bireyleri dogmatik kalıplara sokmaktır. Çünkü iktidarda yerini kalıcı hale getirmek için ellerindeki tek güç;düşünemeyen, sorgulayamayan nesiller yaratmaktır.
AKP’giller düzeni eğitime özelleştirmeyi getirerek eşit olmayan bir eğitim sistemi yaratmaya devam ediyor. Birkaç yıl önce kolejde okuyan öğrenci ile devlet okulunda okuyan öğrenci arasında sınıfsal bir fark varken günümüzde bu ayrım yok denecek kadar azaldı. Artık kendi özelleştirdikleri okullarda bile kaliteli eğitim verememektedirler. Bunun başlıca sebebi özelleştirilmiş eğitim kurumlarında eğitimci kimliği adı altında çalıştırdıkları kişilerin aslında eğitimci kimliğe sahip olmamasıdır.
Bu sorunlar altında yaşamaya ve okumaya çalışan gençlik için bizler Halkın Kurtuluş Partisi Gençliği olarak Parasız ve Eşit bir Eğitim Hakkı için mücadelemizi sürdürüyoruz.
Bizler Kurtuluş Partisi Gençliği olarak, gücümüzü Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’dan alıyoruz. Bizler Proletarya Sosyalistleriyiz. Tarih Türkiye’de İşçi Sınıfı Hareketinin önderliğini biz Kurtuluş Partililerin omzuna yüklemiştir. Kurtuluşumuzun İşçi Sınıfının kurtuluşundan bağımsız olmadığını biliyoruz. Bu yüzden diğer birçok küçükburjuva grup gibi bir öğrenci veya bir gençlik hareketi değil, İşçi Sınıfı Hareketiyiz.
Ne demiş Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı:
“Aydın genç Antika çağın ezik, cahil köylüsü değildir. Aydın genç, hiçbir zulmün sindiremeyeceği Modern İşçi Sınıfı gibi bir yenilmez devrimci özgücün müttefikidir.
“Üstelik, gençliğimizin tükenmez ‘Genç Türkler’ Devrimci Geleneği vardır. Yıldırılamaz gençlik!"
Bizler Halkın Kurtuluş Partisi’nin genç neferleri olarak,ülkemizde ABD ve AB Emperyalizmine karşı Antiemperyalistmücadelemizi vermeye, ülkemizi Tam Bağımsız bir ülke halene getirene dek devam edeceğiz.
Bizler örgütlü olduğumuz sürece paylaşacağız, paylaştıkça üretecek, ürettikçe çoğalacağız.
Değerli Halkımız, Sevgili Arkadaşlarımız,
Sizleri de Partimiz saflarında örgütlenmeye ve mücadele etmeye davet ediyoruz.
7 Ocak 2025
Kurtuluş Partisi Gençliği