1 Ocak 2023 Pazar

KÜBA NEDEN UNUTULMAMALI?

Şanlı Küba Devrimi’nin 64. yıldönümünde selam olsun Küba Devrimi’nin önderleri Fidel-Che-Raul-Camilo Yoldaşlara ve adsız kahramanlara!

Selam olsun devrim ateşini büyütüp harlayanlara!

Selam olsun ABD gibi insan soyunun azılı düşmanının hemen yanı başında böyle bir devrim yapıp insanlığa yıkılmaz bir kale bırakanlara!

Başta bizim ülkemiz olmak üzere dünyanın dört bir yanında Batista’lar halkı sindirmeye, kendi çıkarları için halkın manevi duygularını kullanmaya devam ediyorlar. Fakat bitmedi tüm mazlum ve ezilen halklar için, insanca bir yaşam için, sürüyor kavga… Sürmek, büyümek, Küba Devrimi’ndeki gibi bir kavga olmak zorunda.

Bu yüzden her yıl bıkmadan anıyoruz Küba Devrimi’ni. 64 yıldır sönmeyen devrim ateşini ezilen halklara Prometheus gibi vererek kararlılığımıza güç katıyoruz, umudu besleyip mücadelemizi genişletmeye çalışıyoruz. Buna karşın bu şanlı zaferin acısı içlerinde olan emperyalistler ve güdümlüleri de iftira ve yalanlarla saldırmaya devam ediyor Küba’ya ve Küba Devrimi’ne.

Hal böyleyken Küba Devrimi’ni anlamak ve aklımıza kazımak bizlerin en birincil vazifelerinden biri. Bu özel günde bu önemli vazifemizi bir defa daha hatırlayalım. Küba Devrimi, tüm dünya halklarına halkın düzenli bir orduyu ezebileceğini göstermiştir. İşte bu yüzden ezilen halklara bir ışık yakıp ABD-AB emperyalizmine karşı dik durduğu için Küba Devrimi'ni sahiplenmek, unutmamak içerisinde insancıl duygular taşıyan her insanın görevidir. Bunu Fidel uluslarası toplantılardan birinde şöyle dile getiriyor:

“Eğer ABD, Küba Devrimi’ni başarısızlığa uğratmayı başarırsa, bunun tüm gücümüze, tüm devrimci güçler ve dünyada barış ve adaleti isteyen herkese ne ifade edeceğini anlıyoruz. Bu nedenle, Devrim’i savunmak yalnızca Kübalılar olarak bizim temel görevimiz değil aynı zamanda hayatınıza mal olacaksa bile sizin için de kutsal bir görevdir”

Küba Devrimi, Küba Halkına  emekçi sınıfların payına asla düşmeyen sosyal kazanımlar sağlamayı başardı. Toplumdaki eşitsizlik tablosu, 1960'lı yılların başından itibaren hem varlıklar hem de gelirler açısından radikal bir değişime uğradı ve eşitsizlikler azaltılıp halkı refaha kavuşturdu.

Küba Devrimini, köylüleri toprağa ve o toprağı işleyecek araçlara kavuşturduğu,
ergin yaşa gelen her genç insanı işe kavuşturacak koşulları yarattığı, her işçinin, ortaya çıkardıkları zenginliklerden eşit oranda pay almasını sağladığı ve yıllardır yoksullukla cebelleşip sömürülen halkı değiştirerek can suyu verdiği için unutmamalıyız. Devrim sonrası bilim sermayeye bağımlı kalmayıp kendi toplumunun sorunlarını çözmeye adanmış ve başarılı olmasının ötesinde evrensel bir özellik  göstermiştir.

İşte bu yüzden unutmamalıyız Küba Devrimi’ni.

Bu durumu Fidel Castro eski konuşmalarından birinde “Biz başka ülke halklarına bomba göndermiyoruz. biz bilim insanlarımızı ve doktorlarımızı hayat kurtarsınlar diye yetiştirdik ve dünyanın en ücra köşelerine gönderdik”, diyerek  Küba’nın bugününü aydınlatıyor.

Küba’da üretilen bilimden bütün dünya emekçi halkları yararlanabilir. Bunun en güzel örneğini birkaç yıldır içinde olduğumuz pandemi döneminde gördük. Sosyalist Küba dünyanın dört bir yanına sağlık tugaylarını ve aşılarını gönderip insanlara umut oldu.

İşte bunlardan ötürü Küba Devrimi’ni savunmalı ve mıh gibi çakmalıyız aklımızın ortasına ve haykırmalıyız:

KAHROLSUN ABD-AB EMPERYALİZMİ!

YA ÖZGÜR VATAN YA ÖLÜM!

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öneri/eleştiri ilet.