Hep söyleriz, AB-D Emperyalistleri ve yerli işbirlikçileri için insan hayatının hiçbir değeri yoktur. Onlar, insanların eğitim, sağlık gibi en temel haklarını bile parayla satarken, parası olmayanın bu haklardan faydalanmaması gerektiğini de yüzleri hiç kızarmadan savunurlar. Bundandır ki, AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana, ülkemizde sağlık ve eğitim sistemleri ‘parası olan faydalansın’ zihniyetiyle her geçen gün daha da kötüleşti. Parababalarının özel okulları, hastaneleri devletinkilerden daha kaliteli, daha kolay ulaşılabilir hale getirildi. AKP’giller çıkarttıkları yasalarla, teşviklerle özel kurumların mantar gibi dört bir yanda çoğalmasını sağladı, halkımızı insan hayatını nakde çeviren bu ticarethanelere yönlendirdi. Ama bir yandan da, ‘sağlıkta çağ atlattıklarını’, ‘eğitimde başarı hikayeleri yazdıklarını’ söylemekten, halkımızı gözünün içine baka baka aldatmaktan geri durmadılar.
Hepimizin bildiği,
yaşadığı gibi salgın yüzünden başlatılan uzaktan eğitim olayı fiyaskoya döndü.
Birçok öğrenci bu eğitimden faydalanamadı, teknik imkanları olup faydalanan
öğrenciler de hiçbir verim alamadı. Altyapısı yetersiz olduğu için fazla
öğrenci aynı anda giriş yaptığında çöken sistemi, kendisi de bir özel okullar
zinciri patronu olan Milli Eğitim Bakanı pişkin pişkin sırıtarak savundu. Ama
meşhur ‘eğitimde başarı hikayesi’ hiç bitmedi.
Kendilerine kaçak saraylar
yaptırıp lüks içinde keyif çatmaya, Parababalarının vergi borçlarını silmeye
parası yeten, sıra halka gelince ise ‘paran yoksa temel hakkın da olsa faydalanamazsın’
diyen AKP’giller, bir de üstüne emperyalist patronlarından para dileniyor. Uzaktan
eğitimde kullanılan, Eğitim Bilişim Ağı’nın
(EBA) geliştirilmesi bahanesiyle Emperyalistlerin en büyük finans
örgütlerinden biri olan Dünya Bankası’ndan para isteyen MEB, yıllardır okuduğu
‘eğitimde başarı hikayesi’ mavalını yalanlayarak, yoksul halk çocuklarının
eğitim hakkından yeterince faydalanamadığını ve eğitimin eşitsiz olduğunu
itiraf etti:
“İyileştirici
çözüm politikaları zamanında alınmazsa düşük gelirli ailelerdeki öğrenciler
okulu bırakacak ve bir daha okula dönme fırsatına sahip olmayacak, öğrenciler
erken yaşta okulu bırakacaktır. Okulu bırakma oranı artacak ve öğrenme kayıpları
kaçınılmaz olacaktır..”
“…Ülke
içindeki öğrenciler arasındaki uçurumun daha da fazla büyümemesi için mevcut
uzaktan eğitim verimliliğinin geliştirilmesi ve nüfusun tüm katmanlarına
ulaştırılması gerekmektedir. Türkiye’de mevcut durumda sosyoekonomik gruplar
arasında halihazırda geniş bir öğrenme boşluğu bulunmaktadır. En yoksul
sosyoekonomik dilimde yer alan öğrenciler en varlıklı sosyoekonomik dilimde yer
alan öğrencilerin gerisinde yer almış ve 87 PISA puanı (yaklaşık 2 yıllık
eğitime eşdeğer) elde etmiştir. Bu boşluklar küresel pandemi nedeniyle
okulların kapanmasına bağlı olarak yüzde oranında artabilecektir. Bu nedenle
uzaktan öğrenime katılımın da etkili hale getirilmesi için belirli çabanın
gösterilmesi gerekmektedir.” (https://www.birgun.net/haber/meb-zenginlerin-daha-avantajli-oldugunu-itiraf-etti-ogrenciler-arasinda-iki-siniflik-fark-var-322589)
Görüldüğü gibi,
yıllardır eğitim hakkını satan, okulları ticarethaneye dönüştüren, eğitim
sistemini kendi Ortaçağcı ideolojisiyle çürüterek işlevsizleştiren AKP’giller,
bir de kendi yarattığı sorunu bahane ederek emperyalistlere avuç açıyor!
Yıllardan beri eşit-parasız-demokratik-laik
eğitim hakkını savunan gençlere yapmadığını bırakmayan, kolluk güçlerine
dövdürten, cezaevlerine atan AKP’giller, parayı görünce çark ederek eğitimdeki
başarı hikayelerinin tamamen hikayeden ibaret olduğunu kendi ağızlarıyla itiraf
ediyor! Tabii ki halkımıza değil, her zora düştüklerinde söyledikleri ve artık
gençler arasında alay konusu olan ‘dış güçler’ söylemlerindeki ‘dış güçler’in
bizzat kendilerine itiraf ediyorlar bunu, para dilenmek için.
Onları alıp
iktidara getiren de, iktidarda kalmalarını sağlayan da, ‘dış güçler’ diyerek
halk düşmanlıklarını örtbas etmeye çalıştıkları AB-D Emperyalistleridir,
yerli-yabancı Parababalarıdır. AKP’giller’in varlık amacı ve misyonu,
Emperyalistlerin halkları birbirine boğazlatarak egemenliği altına alma
projelerinin, halkımızın yaşamını hiçe sayan bu Parababaları düzeninin
bekçiliğidir.
Kurtuluş Partisi
Gençliği olarak, eğitim sistemini Ortaçağcı zihniyetleriyle çöplüğe çeviren,
öğrencileri yolunacak kaz olarak, mezbahadaki koyun olarak gören AKP’giller’e
de, her fırsatta kanatlarının altına sığındıkları Emperyalist efendilerine,
yani ‘dış güçler’ine de geçit vermeyeceğiz!
Eşit-Parasız-Demokratik-Laik
eğitim için verdiğimiz mücadeleyi zaferle taçlandırana kadar sürdüreceğiz!
16
Kasım 2020
Kurtuluş
Partisi Gençliği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Öneri/eleştiri ilet.