Dünyada sosyalizmin ve sosyalist hareketin tarihi büyük şanlı mücadeleler ve fedakârlıkların tarihidir. İnanmış ve bilinçli kitlelerin proletarya partisi öncülüğünde ulaştığı zaferlerin tarihidir. Yeri geldiğinde Paris Komünü gibi şanlı ve yol gösterici, ancak ne yazık ki yenilgiyle sonuçlanan mücadelelerin de tarihidir. Ancak dünya sosyalist hareketi tüm bunların dışında çok önemli bir şeye daha sahiptir: Sözde “sosyalist”, “devrimci”, “demokrat” maskeli, sosyalizmin ve devrimin en büyük düşmanı olan hareketlerin hainliklerinin tecrübelerine de sahiptir. İşte bugünlerde, bu tecrübelerden birine daha şahit olmaktayız.
Amerikancı Kürt Hareketi ve Sevrci Soytarı Sahte Sol; “Sevr uygulansın” diyor!
Yıllardır kendilerine Sevrci-Amerikancı adını verdiğimiz hareketler, Sevr Antlaşması’nın uygulanması ve Türkiye’nin Ermenistan’a tazminat ödemesi için yapılan çağrıya imza atarak Emperyalizme uşaklıkta ne derece ileri gidebildiklerini gösterdiler bir kez daha. Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaktsutyun) Partisi Gençlik Ofisi tarafından yapılan çağrıya, ülkemizden birçok Sevrci Soytarı Sahte Sol grubun da içerisinde yer aldığı HDP’nin Gençlik Örgütü de imza verdi. Bakın yaptıkları açıklamayla da nasıl emperyalizmin hizmetkârlığına soyunuyorlar utanmadan:
“Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sevr Antlaşması, Ermeni Soykırımı nedeniyle adil bir
tazminatın ödemesini saǧlayan tek uluslararası hukuki belge
niteliǧindedir. Antlaşma, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 1920 yılında
yapılan Paris Barış Konferansı kapsamında Müttefik Devletler ile Türkiye
arasında imzalanmıştır.
“Biz, Sevr Antlaşması’nı imzalayan ülkelerin veya bu
devletlerin mirasçısı ülkelerin Sosyalist ve Sosyal-Demokratik Gençlik Örgütleri
olarak, 2015 yılında Yerevan’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Gençlik
Birliǧi (IUSY) Dünya Konseyi’nin toplantısında oybirliǧiyle kabul edilip
Osmanlı İmparatorluǧu tarafından işlenen Ermeni Soykırımı’nı kınayan bildiriye
dayanarak, Türkiye’yi Ermeni Soykırımı’nın sonuçlarını ortadan kaldırabilen
adımlar atmaya ve Ermeni halkının haklarının iadesini saǧlayan bir sürece
başlamaya çaǧırıyoruz.
“Bunun, iki ülkenin halkları arasında karşılıklı güven
ve bu coǧrafyada barış saǧlamanın tek yolu olduǧuna inanıyoruz.”
“Açıklamayı
imzalayan gençlik örgütleri şöyle:
“Belçika- Genç
Sosyalistler
“Belçika-
Sosyalist Gençlik Hareketi
“Çek- Genç Sosyal
Demokratlar
“Ermenistan-
Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksutyun) Partisi Gençlik Birliǧi
“Fransa- Sosyalist
Gençlik Hareketi
“Hindistan- Genç
Seçmenler Partisi
“Hırvatistan-
Hırvat Sosyal Demokratik Gençler
“İtalya- Genç
Demokratlar
“Kanada- Kanada’nın
Yeni Demokratik Gençleri
“Kuzey Makedonya
Cumhuriyeti- Makednoya’nın Sosyal Demokrat Gençlik Örgütü
“Polonya- Genç
Sosyal Demokratlar Birliǧi
“Portekiz- Genç
Sosyalistler
“Sırbistan- Özgürlük
ve Adalet Partisi Gençlik Kolu
“Slovenya-
Sosyalist Demokratlar Gençlik Forumu
“Türkiye-
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi
“Yeni Zelanda-
Yeni Zelanda İşçi Partisi Gençlik Kolu
“Yunanistan-
Pan-Hellenik Sosyalist Hareketi- PASOK’ın Gençlik Kolu (https://www.ermenihaber.am/tr/news/2020/08/18/Sevr-T%C3%BCrkiye-Ermeni/190531)
Yıllardan beri
söylediğimiz gibi, Emperyalistlerin Türk-Kürt-Ermeni Halklarını birbirine
kırdırmak için ortaya attığı “Ermeni Soykırımı” yalanına sığınarak, halklarımızın
kanı, canı pahasına savaşıp Tarihin çöplüğüne gönderdiği “Sevr” adlı
paçavra gereğince Türkiye’nin tazminat ödemesini ve “Türkiye’yi Ermeni Soykırımı’nın
sonuçlarını ortadan kaldırabilen adımlar atma”sını “ve Ermeni halkının
haklarının iadesini sağlayan bir sürece başlama”sını talep eden bildiriye, Sevr
Antlaşması’nda imzası olan ülkelerden çeşitli gençlik örgütleri imza atmış.
Üstelik bu
örgütlerin tamamı kendilerini; “Sosyalist ve Sosyal-Demokratik Gençlik
Örgütleri” olarak adlandırma alçaklığında da bulunuyorlar. Ve yine emperyalizmin
dilinden hiç eksik olmayan “barış” aldatmacasını da aşağılık yüzlerine maske
yapmayı ihmal etmiyorlar.
Uygulanmasını
talep ettikleri Sevr Antlaşması’na kısaca bir bakalım. Bakalım ki, emperyalizm
uşaklığının nasıl halklara düşmanlık anlamına geldiğini bir kez daha bilincimize
çıkartalım:
Birinci
Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın sonunda zaten savaşın en önemli nihai
amaçlarından biri olan Osmanlı Devleti’ni parçalamak için başta İngiliz ve
Fransız Emperyalistleri; savaşı kazanmalarından hemen sonra Mondros Ateşkes
Antlaşması’nı imzalatmalarıyla beraber fiili işgallere başlamış, ülkemizin her
karış toprağını silahlı güçleriyle işgal etmeye koyulmuşlardı.
Emperyalist
Haydutlar giriştikleri bu aşağılık işgallerinde Batı Anadolu’da Yunan, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu’da da Ermeni burjuvalarını da kandırarak peşlerine
takmışlardı. Türk ve Kürt Halklarına göre nüfusça son derece az oldukları
bölgelerde dahi Ermeni burjuvalarına devlet vaat etmişler, o dönemlerde her üç
halkın yaşadığı tarifsiz acılara giden yolda onları piyon olarak kullanmışlardı.
Ey hainler!
Sizin de çok iyi
bildiğiniz gibi bu saf gerçekliği Ermenistan’ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni
de Taşnak Partisi’nin 1923’teki Konferansına gönderdiği raporda net bir şekilde
ifade etti, Ermeni burjuvalarının emperyalistler tarafından aldatıldığını
itiraf etmek zorunda kaldı.
Ne diyordu
Kaçaznuni?
“Barışı sabote ettik:
“Türklere karşı ayaklandık. Barışı sabote etmek için
savaştık bile. Artık hepimiz Türklerin düşmanı olan İtilaf devletlerinin kampındaydık.
Türkiye’den “denizden denize Ermenistan” talep etmekteydik. İtilaf
devletlerinin ordularını Türkiye’ye göndermesi ve hâkimiyetimizi temin etmeleri
için Avrupa ve Amerika’ya resmî çağrılar yaptık. Nihayet şu da var ki, var
olduğumuz sürece aralıksız olarak Türklerle savaştık. Öldük ve öldürdük. Artık,
Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?
“Gerçekleri göremedik:
“Askerî operasyonlara katıldık. (…) Gerçekleri
göremedik, olayların sebebi biziz. Aslında Türklerin millî mücadelesi haklıydı.
Ermeni halkının Barışı reddetmesi ve silahlanması büyük hataydı.
“Türklere karşı ayaklandık ve savaştık. Sevr
Antlaşması gözümüzü kör etmişti. Bizim isyanımızın temelinde İtilaf
devletlerinin bize vadettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Ama biz hiç bir
zaman devlet olamadık. Türkiye Ermenistan’ı diye bir devletin hayalden öte
olmadığı gerçeğini göremedik.”
İşte bugün
kendilerini “sol”, “sosyalist”, “devrimci” gibi sıfatlarla ifade eden, esasında
ise soytarılıktan başka bir şey yapmayan kimi grup ve örgütlerin, uygulanması
için yapılan çağrılara imza attıkları Sevr paçavrası; emperyalistlerin ve
onların kandırdıkları, peşlerine taktıkları işbirlikçilerinin vatan
topraklarımızı haksız, hakkaniyetsiz bir şekilde paylaşma girişiminden başka
bir şey değildir. Bilindiği gibi bu paçavra, ortak bir şekilde Emperyalist
işgale karşı mücadele eden Türk ve Kürt Halklarının zaferiyle yırtılıp Tarihin çöplüğüne
atılmıştır.
Konuyla ilgili
daha geniş ve detaylı bilgiler, Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut’un “Ermeni Soykırımı” iddiasının emperyalist bir
yalan olduğunu matematiksel bir şekilde kanıtladığı “Sevrci Soytarı Sahte Sol ve Ermeni Sorunu” isimli kitabından
okunabilir.
Görüldüğü üzere
yüz yıl önce atalarımızın ortak mücadelesiyle yırtıp attığı Sevr paçavrası, bugün tekrardan emperyalizmin satılmış uşakları
tarafından canlandırılmaya çalışılmakta. Ülkemizde de bu emperyalizme
uşaklık yarışının aleni temsilcisi, Amerikancılığı ve Sevrciliği artık
tescillenen Amerikancı Kürt Hareketi HDP’nin gençlik örgütü oluyor.
HDP Gençlik Meclisi’ne
baktığımız zaman ise o Meclis’in kendini sosyalist ve devrimci olarak
pazarlayan; Sosyalist
Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Gençliğin Devrimci Güçleri (DEV-GÜÇ),
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Gençlik Meclisi, Devrimci Parti gibi, bizim
yıllardır Sevrci Soytarı Sahte Sol adını verdiğimiz, sosyalistlikle
isimlerinden başka hiçbir alakaları kalmamış, siyasi varlıklarını Amerikancı
Kürt Hareketi’ne borçlu olan paçavraları barındırdığını görüyoruz.
Tıpkı Ermenistan
ve Yunanistan’ın ulusal kimliklerini Türk düşmanlığı üzerine kurmaları gibi,
Amerikancı Kürt Hareketi de siyasi kimliğini Türkiye ve Türk düşmanlığı üzerine
kurmuştur.
Ağızlarından
düşürmedikleri “barış, halkların kardeşliği” gibi laflar aldatmacadan,
şovenliklerini gizlemek adına kullandıkları maskelerden ibarettir. Bu uğurda,
milyonlarca insanın kanını döküp Ortadoğu’yu cehenneme çeviren, Dünya Halklarının
başdüşmanı AB-D Emperyalistlerinin kanatları altında “demokrasicilik” oynarlar.
Bu sayede halklarımızı uyutarak ülkemizi Emperyalistlerin çıkarları
doğrultusunda parçalamayı hedeflerler. Attıkları her adımda bu hedefi
gözetirler. İşte, yaşadığımız son örnek de bunu somut olarak gösteriyor:
Topraklarımızı parçalayarak Emperyalistlere peşkeş çekme amacı taşıyan bir paçavrayı savunuyorlar açıkça!
Görelim, şu “sosyalistler”(!) kimlermiş!
Ermenistan Taşnaksutyun
Partisi’nin derdini yüz yıldan fazladır biliyoruz. Onların derdi, Batılı Emperyalistlerin
onlara bir yalan olarak vaat ettiği ülkemizin doğusunda bulunan topraklarımızı alabilmek.
Bu yüzden bu derece emperyalizme uşaklık ve şovenlik yapmaktadırlar. Onların
ipleri Washington’a bağlanmıştır ve bu düğüm her geçen gün daha da sıkılanmaktadır.
Bir de kendilerini
bu bildiriye attıkları imzalarla tanıdığımız “sosyalist” ve “sosyal demokrat”
partilere bakalım. Bu partilerin neredeyse hepsi Avrupa Sosyalistler Partisi
isimli oportünist partiye üyedir. Bu partinin yine en dikkat çeken özelliklerinden
biri ise manifestolarında “NATO ile uyum
içerisinde bir Avrupa”nın savunulması ve demokratik bir serbest piyasa
talep edilmesidir. Şu işe bakın ki, ülkemizden de bu partiye üye olan iki parti
var: Biri Yeni CHP, diğeri ise HDP.
Aslında her ne
kadar bizce her şey çok netse de durumu somutlayalım. Hatta matematiksel bir
kesinlikle yaklaşalım:
Avrupa
Sosyalistler Partisi, emperyalizmin dünya genelinde tahakkümünü sağlamak için
kurulmuş olan ve ilk işlevi Sosyalizm düşmanlığı olan silahlı örgütü “NATO ile
uyum içinde çalışmak” asıl hedefine sahip. Bu partiye ülkemizden CHP ve HDP üye
oluyor. Ve üye partilerden biri olan HDP, “Sevr Antlaşması uygulansın”
talebinin altına imza atıyor.
Avrupa Sosyalister
Partisi denen, emperyalizmin fonuyla yaşayan örgüt de, bu örgüte üye olan
hareketler de ne sosyalisttir, ne devrimcidir, ne de demokrattır!
Onlar tüm dünya
halklarının düşmanı olan emperyalizmin sadık birer uşağıdır ve emperyalistlerin
çıkarları uğruna kendi halklarına da, başka halklara da düşmanlık yaparlar.
Bu olayla da
yeniden görmüş olduk ki, HDP içerisinde siyaset yapan, ona destek veren, bahsi
geçen Gençlik Meclisi’nde yer alan, bizim Sevrci Soytarı Sahte Sol dediğimiz
zavallılar, Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi’nin kuyruğuna takılıp emperyalizmin
saflarına savruldukları andan itibaren ne devrimcilikleri, ne demokratlıkları,
ne de yurtseverlikleri kalmıştır.
Onlar, Türk-Kürt-Ermeni
Halklarına olduğu gibi, yüzleri kızarmadan hâlâ “önder” diyebildikleri Mahir Çayan’lara,
Deniz Gezmiş’lere de ihanet etmişlerdir. Ülkemizin tam bağımsızlığının onlar
için önemi yoktur, Altıncı Filo’ya karşı yürüyenlerin onlar için önemi yoktur,
ODTÜ’de ABD Emperyalizminin temsilcisi Komer’in aracını yakanlar onlar için bir
anlam ifade etmemektedir.
“Tam Bağımsız Türkiye
için Mustafa Kemal Yürüyüşü” yapanlar onların düşmanı olmak
zorundadır, Deniz Gezmiş’in idam sehpasında son sözleri olan, “Yaşasın Tam
Bağımsız Türkiye!” Ve “Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Türk ve Kürt Halklarının
Bağımsızlık Mücadelesi!” sözleri onlara
hakaret gibi gelmelidir artık!
Kahraman Gerilla
Che’nin
deyişiyle; “İnsan soyunun en büyük düşmanı” ABD Emperyalizminin önce “umut
kaynağı” sonra “sahadaki ortağı” ve “kara gücü” olanların,
Amerikan bayrağı altında, Amerikan conilerinin komutasında savaşanların Türk ve
Kürt Halkına verebilecekleri en küçük bir şey bile yoktur!
Biz, Kurtuluş
Partisi Gençliği olarak; Antiemperyalist, Antişovenist ve Antifeodal
mücadelemizi, zafere ulaşana kadar sürdüreceğiz.
Emperyalizme ve faşizme
karşı nasıl mücadele veriyorsak; bu imzaları atanlara ve sessiz kalanlara, emperyalizmin
çıkarları için halklarımıza ihanet edenlere, ülkemizi satanlara, “Sevr
uygulansın” diyenlere karşı da aynı mücadeleyi vereceğiz.
Tarihin çöplüğünde
hainlikleri ve aymazlıklarıyla baş başa bırakacağız onları!
30 Ağustos 2020
Kurtuluş Partisi Gençliği
Not I:
“HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, İzmir’de konuşan Ermeni Soykırımının
yıldönümüne değindi.
“Demirtaş, “1915 kıyımında katledilen herkesi anıyoruz” diyerek şunları
söyledi: “Bugün 101 yıl önce Ermeni kıyımının, soykırımının başladığı gündür ve
101 yıldır Hrant Dink’in deyimi ile Ermeniler bu topraklarda öldürüldüklerini,
Kürtler bu topraklarda yaşadıklarını ispatlamaya çalışıyor.” (https://www.ermenihaber.am/tr/news/2016/04/24/Demirta%C5%9F-Ermeni-soyk%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1/81300)
Not
II:
“HDP Eş Genel
Başkanı Selahattin Demirtaş, CNN Türk’te Hakan Çelik’in sorularını yanıtladı.
Programda Ermeni soykırım iddialarına da yanıt veren Demirtaş, bunun
gerçekleştiğini ve şüphe duymadıklarını söyledi. Soykırımı kabul eden Demirtaş
ayrıca, soykırımda Kürtlerin de rolü olduğunu ifade etti.
“ERMENİ
SOYKIRIMINI KABUL EDİYORUZ"
“Demirtaş Ermeni
soykırım iddiaları hakkında ‘Biz hiç tereddüt etmeden Ermeni soykırımının
gerçekliğini kabul ediyoruz. Kürtlerin de herkesin de rolü olmuştur bu
soykırımda. Ama siyasi irade Enver Paşa ve Talat Paşa’nın başını çektiği
İttihat ve Terakki’dir. Madem Osmanlı’nın bütün mirasını sahipleniyorsanız
çıkın bunu da sahiplenin. Öyle değilse de bu acı ile yüzleşilsin’ ifadelerini
kullandı.” (https://www.yenisafak.com/gundem/demirtas-ermeni-soykirimini-kabul-ediyoruz-2067233)
Yani ihanet
cephesinde yeni bir şey yok…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Öneri/eleştiri ilet.