Türkiye’nin en
köklü devlet üniversitelerinden biri olan İstanbul Teknik Üniversitesi uzun
süredir öğrencilerini çok yüksek fiyatlarda bir beslenmeye ve barınmaya mahkum
ediyor. Merkezi kampüs olan Ayazağa Kampüsü’nde oldukça fazla kafe / restorant
mevcut. Üstelik diğer devlet üniversiteleri ile kıyaslandığında yurt ve
yemekhane fiyatları da oldukça yüksek. Haftanın sadece 5 günü 2 öğün,
kahvaltısız, hizmet veren yemekhane ise kaliteli ve ucuza hizmet vermekten
oldukça uzak. Ayazağa Kampüsü’nde yurtta kalan bir öğrenci, hem yüksek fiyatlı
bir yurt ödemesi yapıp hem de hafta sonları pahalı ve sağlıksız yiyecekler
tüketmek zorunda bırakılıyor. Buna daha fazla dayanamayan İTÜ öğrencileri, 2019
Aralık ayının başında bir boykot başlattılar ve biz de bu boykota destek
verdik. Amacımız, kampüs içinde sağlıklı ve ucuz bir beslenmeydi.
Bu boykotla
beraber kampüs içindeki özel işletmelerden ve kantinlerden yiyecek, içecek
alımını durdurduk. Kendi imkânlarımız ile kampüs içinde, okuldaki herkesin gıda
ihtiyaçlarını karşılayabileceği ücretsiz standlar açıldı. Rektörlük bu durumdan
anında rahatsız oldu ve güvenlik güçleriyle standlara müdahale etti. Güvenliğin
orantısız müdahalesi çay kazanını yere dökerek başladı. Ardından çay kazanını koruyan
öğrencileri tartaklayarak ve hakaretlerde bulunarak öğrenci düşmanlıklarına
devam ettiler. Kendi özel kameralarıyla stantta bulunan İTÜ’lü öğrencilerin görüntülerini
çektiler. Ertesi gün 15 öğrenciye hukuksuz yere soruşturma açıldığı öğrenildi.
Soruşturma sonuçları ara tatilin sonuna kadar, yani Şubat’ın 10’una kadar
bekletildi ve okullar açılınca en az 1 ay olmak üzere, bir dönemlik ve bir yıllık
uzaklaştırmalar verildiği öğrenildi. Şu an bu 15 öğrenci arkadaşımız hukuksuz
bir kararla okula girememekte ve İTÜ’de boykot devam etmektedir.
Daha bir ay önce
İstanbul Üniversitesi öğrencileri yemekhanelerinde öğün sayısının azaltılmasına
karşı eylem yapmış ve bu mücadeleyi kazanmışken, İTÜ’lü öğrencilerin ucuza ve
kaliteli yemek isteği son derece haklı ve meşrudur. İTÜ’nün sahibi güvenlik
görevlileri değildir, rektörlük de değildir, öğrencilerdir! En ufak ses
çıkarmada özel güvenliği öğrencilerin üstüne salıp, ses çıkaran herkesi okuldan
uzaklaştırmak rektörlüğün ayıbıdır. Bu mücadelemizde herkesi yanımızda destek
olmaya çağırıyoruz. İTÜ’lü öğrenciler olarak hakkımızı savunmaya devam
edeceğiz. 18.02.2020
İTÜ’lüler
Müşteri Değil Öğrencidir!
Yaşasın
Gençliğin Örgütlü Mücadelesi!
Yaşasın
Demokratik, Parasız, Laik Eğitim Hakkımız!
İTÜ’den
Kurtuluş Partisi Gençliği