18 Şubat 2020 Salı

İTÜ’lüler Müşteri Değil Öğrencidir!


Türkiye’nin en köklü devlet üniversitelerinden biri olan İstanbul Teknik Üniversitesi uzun süredir öğrencilerini çok yüksek fiyatlarda bir beslenmeye ve barınmaya mahkum ediyor. Merkezi kampüs olan Ayazağa Kampüsü’nde oldukça fazla kafe / restorant mevcut. Üstelik diğer devlet üniversiteleri ile kıyaslandığında yurt ve yemekhane fiyatları da oldukça yüksek. Haftanın sadece 5 günü 2 öğün, kahvaltısız, hizmet veren yemekhane ise kaliteli ve ucuza hizmet vermekten oldukça uzak. Ayazağa Kampüsü’nde yurtta kalan bir öğrenci, hem yüksek fiyatlı bir yurt ödemesi yapıp hem de hafta sonları pahalı ve sağlıksız yiyecekler tüketmek zorunda bırakılıyor. Buna daha fazla dayanamayan İTÜ öğrencileri, 2019 Aralık ayının başında bir boykot başlattılar ve biz de bu boykota destek verdik. Amacımız, kampüs içinde sağlıklı ve ucuz bir beslenmeydi. 

Bu boykotla beraber kampüs içindeki özel işletmelerden ve kantinlerden yiyecek, içecek alımını durdurduk. Kendi imkânlarımız ile kampüs içinde, okuldaki herkesin gıda ihtiyaçlarını karşılayabileceği ücretsiz standlar açıldı. Rektörlük bu durumdan anında rahatsız oldu ve güvenlik güçleriyle standlara müdahale etti. Güvenliğin orantısız müdahalesi çay kazanını yere dökerek başladı. Ardından çay kazanını koruyan öğrencileri tartaklayarak ve hakaretlerde bulunarak öğrenci düşmanlıklarına devam ettiler. Kendi özel kameralarıyla stantta bulunan İTÜ’lü öğrencilerin görüntülerini çektiler. Ertesi gün 15 öğrenciye hukuksuz yere soruşturma açıldığı öğrenildi. Soruşturma sonuçları ara tatilin sonuna kadar, yani Şubat’ın 10’una kadar bekletildi ve okullar açılınca en az 1 ay olmak üzere, bir dönemlik ve bir yıllık uzaklaştırmalar verildiği öğrenildi. Şu an bu 15 öğrenci arkadaşımız hukuksuz bir kararla okula girememekte ve İTÜ’de boykot devam etmektedir.

Daha bir ay önce İstanbul Üniversitesi öğrencileri yemekhanelerinde öğün sayısının azaltılmasına karşı eylem yapmış ve bu mücadeleyi kazanmışken, İTÜ’lü öğrencilerin ucuza ve kaliteli yemek isteği son derece haklı ve meşrudur. İTÜ’nün sahibi güvenlik görevlileri değildir, rektörlük de değildir, öğrencilerdir! En ufak ses çıkarmada özel güvenliği öğrencilerin üstüne salıp, ses çıkaran herkesi okuldan uzaklaştırmak rektörlüğün ayıbıdır. Bu mücadelemizde herkesi yanımızda destek olmaya çağırıyoruz. İTÜ’lü öğrenciler olarak hakkımızı savunmaya devam edeceğiz. 18.02.2020

İTÜ’lüler Müşteri Değil Öğrencidir!
Yaşasın Gençliğin Örgütlü Mücadelesi!
Yaşasın Demokratik, Parasız, Laik Eğitim Hakkımız!
İTÜ’den Kurtuluş Partisi Gençliği