5 Nisan 2017 Çarşamba

Bilim yuvası olması gereken üniversiteden sanat düşmanlığı

Bildiğimiz üzere üniversitelerde sosyal aktiviteler açısından kulüpler vardır. Öğrencilerin ilgi alanları doğrultusunda işlev görür bu kulüpler. Müzik, mizah, bilim, edebiyat, sanat… şeklinde sıralayabiliriz bu ilgi alanlarını. Biz bu konulardan sanatı ele alıyoruz bu yazımızda.
Muğla Üniversitesi tiyatro toplulukları,tiyatro oyunu sergilemek istedi. AKP’gillerin yarattığı OHAL koşullarını bahane olarak sunan okul yönetimi, senenin başında kulüplerin kendisine üye almak için stant açmasına bile müsaadeetmek istememişti. Çabalarla bu engel aşılmış ve yeni üyeler alınmıştı. Sıra oyun belirleyip, bu oyun için çalışmalar yapmaya gelmişti. Topluluklardan biri sahnelemek için; Hristo Boytchev tarafından kaleme alınmış olan "Albay Kuş" oyununu seçti ve çalışmalara başladı. Bu sırada, kurallar gereği oyunun metin örneği, okul idaresine gönderildi.

Sahnelenmeye başladığı ilk günden, günümüze kadar oynandığı her sahnede büyük ilgi gördü bu oyun. Devlet tiyatroları, üniversite kulüpleri gibibirçok ekip tarafından oynandı. Muğla Üniversitesi okul idaresi ise geçtiğimiz günlerde "Bu oyun oynanamaz!" diyerek reddetti. Gerekçesini öğrenmeye çalıştığımız zaman ise "Bu oyun Tanrı'ya şirk koşmaktadır" denildi. Böyle bir gerekçe yaşayacağımız zor günlerin habercisi gibi sanki. Biz bugüne kadar "Tanrı'ya şirk koşuyor" diyerek oyun reddedildiğini duymamıştık. Sanatın zerresinden anlamayanlara yine de derdimizi anlatmaya çalıştık. Bu oyunun daha önce Muğla Üniversitesi'nde, yılın belirli döneminde düzenlenen, diğer üniversitelerin kulüplerinin de katıldığı tiyatro festivallerinde başka üniversiteler tarafından oynandığını ilettik. Bu sefer de "O zaman festivalleri iptal ediyoruz" diyerek saldırdılar. Olayı biraz soruşturduğumuz zaman öğrendik ki; başka kulüplerin oyunları da benzer gerekçelerle reddedilmiş, daha sonra oyun sansürlenerek sergilenmesine izin verilmişti. Bir topluluğun oynayacağı oyunda dekor olarak kullanılan içki şişelerine karışılmış ve kaldırılması istenmiştir. Başka bir oyunda geçen, kucaklaşma sahnesinde, "Bu sahnede, kız ve erkek birbirine temas edecek mi?" şeklinde saçma sorularla karşılaşılmıştır. Muğla Üniversitesi resmen laiklik düşmanlığını, sanat üzerinden gözümüze sokmaktadır.
Bizler bu sanat düşmanlığına elbette ki şaşırmıyoruz.15 sene öncesinde Kaçak Saraylı Reis'le birlikte başladı bu düşmanlıklar. Sanata, sanatçıya, tarihe kendilerinin kar edemediği her şeye saldırdı bunlar. Zamanında, Kars'ta yapılan "İnsanlık Anıtı" için "ucube" kelimesini kullanmıştı Reis. Daha sonra anıtı yıktılar. Melih Gökçek daha 1994 yılında Refah Partisi’ndeyken Ankara’daki bir heykel için "Ben böyle sanatın içine tüküreyim." demişti.(video için https://www.youtube.com/watch?v=tSR1PDOA2us, http://www.gecmisgazete.com/haber/ahlaksizligin-adini-sanat-koymuslar-ben-boyle-sanatin-icine-tukururum)
Onlarca tiyatrocuyu işsiz bıraktılar
Devlet tiyatrolarında yabancı oyunların sahnelenmesini yasakladılar.Devlet Tiyatroları’nı, Devlet Opera ve Balesi’ni, Şehir Tiyatroları’nı bile özelleştirmeye, rant kapısı haline getirmeye, vurgunlarına vurgun eklemek için satmaya çalışan AKP’giller onlarca tiyatrocuyu mesleklerinden alıkoydular; iktidar için değil, toplum için sanat yapıyorlar diye. Ülkemizin çeşitli yerlerinde, kimisi Cumhuriyet yadigarı olan, on yıllardır faaliyet gösteren tiyatro salonlarını kapattılar, sattılar. Sansürler ve ödenek kesintileriyle onlarca tiyatrocuyu işsiz, onlarca bölgemizde halkımızı tiyatrosuz bıraktılar. Ders kitaplarındaki şiirlere sansür getirdiler; "bira" kelimesi geçiyor diye, o mısra şiirde hiç geçmiyormuş gibi yazdılar.(http://t24.com.tr/haber/lise-son-sinif-kitabinda-edip-cansever-siir-sansurlendi,223521) Şiirlerde, oyunlarda geçen kelimelerden tiksinenler, "Allah" diyerek halkı soyanlardan, Ensar Vakfı'nda çocuklarımızı taciz edenlerden, Özgecan'ı katledenlerden, 10 yaşında kız çocuğuyla evlenenlerden, 11 yaşında kıza tecavüz edenlerden, 15 yaşında Berkin'i öldürenlerden, 19 yaşında Ali İsmail'i tekmeleyerek öldürenlerden, birgün olsun tiksinmedi!
Muğla Üniversitesi'nin yönetiminin bu zihniyetlerden farkının olmadığını biliyoruz. "Okulda siyaset istemiyorum" diyen Rektör Mansur Harmandar'ın yerel seçimlerde AKP’denbelediye başkan adayı olduğunu biliyoruz. (http://www.hamlegazetesi.com.tr/ak-parti-mugla-buyuksehir-belediye-baskan-adayi-mansur-harmandar-bu-secim-mugla-icin-milat-olacaktir/)
Biz, sizi biliyoruz, siz de bilin istiyoruz; biz, siz sanat düşmanlarına, doğa düşmanlarına, bilim düşmanlarına, halk düşmanlarına, vatan düşmanlarına geçit vermeyecek olan yıldırılamaz gençliğiz.Biz sanattan yana, bilimden yana, doğadan yana, halktan yana olanlarız. Biz sizden er ya da geç hesap soracak olanlarız. Ve biz söz veriyoruz; bu ülkede sanat-bilim hakettiği değeri görecek. Sizlerse, girdiğiniz deliklerde, cahilliğinizde boğulacaksınız.
                                                                                                       Kurtuluş Partisi Gençliği / Muğla

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öneri/eleştiri ilet.