3 Kasım 2016 Perşembe

Kurtuluş Partisi Gençliği dosta düşmana mücadeleyi gösteriyor

Halkın Kurtuluş Yolu gazetesinin 105. sayısında yayınlanan, Kurtuluş Partisi Gençliği adına Zelal Kuşçu Yoldaş'ın gerçekleştirdiği konuşmanın tam metnini paylaşıyoruz.
Yoldaşlar;
Sizleri, emperyalizme karşı gerçek devrimcilerin kızıl soluğunu her yerde hissettiren Kurtuluş Partisi Gençliği adına, devrimci yüreğimin olanca sıcaklığı, İnsanlığın Kurtuluş Bilimi Sosyalizme olan sonsuz inancım ve Devrimci Mücadelede olanca kararlılığımla, saygıyla selamlıyorum, hoş geldiniz!
Selam olsun, bizlere yol gösteren, düşmeden, karanlıklara boğulmadan, yollarımızı bilimin ışığında gün ışığı gibi aydınlık tutan, bizleri sert esen gericilik rüzgârlarına karşı yalpalamadan, sendelemeden yürüten Önderliğimize.
Selam olsun, Hikmet Kıvılcımlı Usta’nın düşünce oğullarına, düşünce kızlarına. Selam olsun İkinci Kurtuluş Savaşçıları Halkın Kurtuluş Partililere.

Selam olsun, AKP’giller’in OHAL’inde tüm baskılara, gözaltılara rağmen işi, ekmeği, onuru için direnen yiğit MSC Medlog Direnişçilerine.
Selam olsun, Devrimci Sınıf Sendikacılığının yüz akı, işgal, grev ve direnişlerin ustası Nakliyat-İş ve Önderlerine…
Bizler Kıvılcımlı Usta’nın düşünce çocuklarıyız
Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın bedence aramızdan ayrılışının 45’inci yılındayız. ABD ve AB Emperyalistleri olanca gücüyle ülkemiz ve Ortadoğu Halklarına saldırmaya devam ediyor. Bu emperyalist çakallar tarafından halklarımızın başına musallat edilen Ortaçağcı AKP’giller iktidarı da efendilerinden aldıkları komutlarla ülkemiz halklarına kan kusturmaya, bu cennet vatanda cehennem yaşatmaya devam ediyor.
Bu, ülkelere; açlık, sefalet ve kandan başka bir şey götürmeyen emperyalist çakalların yerli işbirlikçileri, Meclisteki dörtlü çete; halklarımızı birbirine düşürmek, ülkemizi en az üç parçaya bölmek, Amerika’nın BOP’unu hayata geçirmek için emperyalist haydutlarla el ele vermiş, hain planlarını hayata geçirmektedirler.
Hepimizin bildiği gibi geçtiğimiz sene, 15-16 Kasım tarihlerinde, Antalya’da G20 zirvesi adı altında toplandı emperyalist çakallar. Bizler Kurtuluş Partilisi Gençliği olarak o gün orada, Antalya’daydık. Emperyalistleri ülkemizden defetmek üzere, “Katil AB-D Ortadoğu’dan Defol”  pankartı arkasında, “Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız” sloganı eşliğinde, Parababalarının polis ordusuna karşı Antalya Havalimanında ilk eylemimizi gerçekleştirdik.
Yıllarca el ele tutuşarak, ABD ve AB Emperyalistlerinin çizdiği rotada beraber yürüyerek ülkeyi Ortaçağ bataklığına sürükleyen AKP’giller ve Pensilvanya’lı İblisin ortaklığı, sıra Laik Cumhuriyet’in enkazını paylaşmaya geldiğinde bozulmuştu. Pensilvanya’lı iblis ile AKP’giller ve büyük patronu arasındaki kavga, 2013 yılının 17-25 Aralığında Pensilvanya’lı İmam’ın AKP’ye darbe vurmasıyla başlamış, 15 Temmuz’da da kapışmanın en kanlı bölümüyle doruğa ulaşmıştır.
AKP’giller’e ve ne istedilerse verilen Pensilvanya’lı İblis’e karşı, 2008-2009 yılları arasında “Ne Cemaat Yurdu, Ne Tarikat Evi, İnsanca Yaşanacak Yurtlar İstiyoruz!” sloganıyla, “Yurtkur Uyuma Yurt Kur!” kampanyasını başlattık. Bu Ortaçağcı gerici güçlerin tehlike olarak görülmediği günlerde biz Kurtuluş Partisi Gençliği olarak gericilik üretim merkezleri olan cemaat yurtlarına, tarikat evlerine karşı mücadele başlatmıştık. Çünkü ideolojimiz, bilimimiz, bilincimiz bize böyle emrediyordu.
Bizler Kıvılcımlı Usta’nın düşünce çocuklarıydık, biz O’ndan öğrendik, Halkımızın dostlarını, düşmanlarını. Antika Tefeci-Bezirgân Sınıfın ülkemizde nasıl dipdiri olduğunu, bu insanlık düşmanlarının ortamını bulduğunda mantar gibi nasıl yeryüzüne çıktığını ve yeryüzünü nasıl karanlıklara boğduğunu biz O’ndan öğrendik. Bizlere O yol gösterdi Aydın Geçliğin geleceğini karartanlara karşı, beyinlerini örümcekleştirenlere karşı nasıl mücadele vereceğimizi. Biz O’ndan öğrendik, vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmeyi yeğ tutmayı.
Bizlere, Devrimci Hareketin çıkarlarını her zaman en öne koyan Gerçek Devrimci Nurullah Ankut’un, Devrimci Mücadeleye adımını attığı ilk gençlik yıllarından günümüze, bilimli, bilinçli, inançlı ve kararlı mücadelesi yol gösterdi. Biz O’ndan öğrendik insan sevgisini, hayvan sevgisini, doğa sevgisini. İnsana düşmanlık, hayvana düşmanlık, doğaya düşmanlık edenlere karşı nasıl mücadele edileceğini de biz yine O’ndan öğrendik.
Karanlığın en yoğununu yaşadığımız günlerde Önderliğimizin ışığı bize yol gösterdi. Umutlarımızı Önderliğimizin gösterdiği ve yaktığı ışıkla hep canlı ve diri tuttuk. Biz Kıvılcımlı Usta’nın yanı başında mücadele eden Önderimizden öğrendik, Vatan aşkını söylemekten ve gereğini yapmaktan korkar hale gelmektense, ölmeyi yeğ tutmayı.
Bizler, bizlerden önce Üniversite İşgallerini örgütleyen, işgallere önderlik eden, harçlara karşı mücadeleyi doruklara ulaştıran, bizim dışımızda neredeyse bütün siyasetlerin kılık kıyafet özgürlüğü safsatasıyla destek olduğu Ortaçağcı gericilere, Faşistlere, Bin Kalıplı CIA Sosyalistlerine karşı kelle koltukta mücadele veren, Kıvılcımlı Usta’mızın düşünce kızlarının, düşünce oğullarının deneyimlerinden öğrendik nasıl mücadele verileceğini.
Bu kararlılıkla, bu bilinçle, Önderliğimizin bize olan sonsuz inancıyla, geçmişimizin bize aktardığı deneyimler ışığıyla davrandık ve topladığımız imzaları 7-8-9 Eylül 2009 tarihlerinde, İstanbul’dan Ankara’ya yaptığımız yürüyüş ile YURTKUR Genel Merkezi’ne götürdük. Ve Yoldaşlarımız AKP’giller’in kolluk kuvvetleri tarafından darp edilerek gözaltına alındılar. Hiçbir arkadaşımızda korku yoktu, yılgınlık yoktu. Çünkü hepsinde, Cemaatin, onlara yardım ve yataklık eden AKP’giller’in ipliğini pazara çıkartma görevini başarıyla yerine getirme onuru vardı.
Mücadele sürekliydi. Bu Halk Düşmanı gericiler iktidarda durduğu sürece mücadele devam edecekti. Yine 2010 yılı YGS skandalı ile birlikte Kurtuluş Partisi Gençliği olarak “Emek Hırsızı ÖSYM” pankartı arkasında CIA İslam’ının İmamı Fethullah  ile ona yardım ve yataklık yapan AKP’giller’e karşı “A B C D E Kopyacı Şifreci AKP” sloganları eşliğinde, mücadeleyi yükselttik, binleri, insanlığı Ortaçağ karanlığına götürmeye yeminli şeriatçılara karşı yürüttük.
Bugün de AKP’giller iktidarı 15 Temmuz kapışmasında ABD Emperyalizminin kendilerine bahşettiği zaferle, laik eğitimin kökünü kazımaya devam ediyor. AKP’giller’in temsilcileri artık açık açık nasıl bir eğitim istediklerini, “Bütün okulları İmam Hatip’e dönüştürme şansı yakaladık” diye her yerde höykürüyorlar.
Tüm okulları İmam Hatiplere dönüştürüp, Laiklik, Cumhuriyet, Mustafa Kemal karşıtı gerici kadrolarla dolduruyorlar. Anaokulları çocuklarından başlıyorlar beyinleri örümcekleştirmeye. Gencecik beyinleri, bilimsellik ile uzaktan yakından ilgisi olmayan Ortaçağcı ideolojileri ile zehirliyorlar. Bu taze beyinleri, gerçek İslam’la bağdaşmayan, hurafelerle, yani CIA-Pentagon-Muzaviye-Yezid İslamı ile dolduruyorlar.
Azıcık da olsa laik, bilimsel eğitimin kaldığı okulları da “Proje Okulu” adı altında İmam Hatipleştirmeye çalışıyorlar. Hatta artık AKP’nin kapıkulu olmuş, aynı zamanda proje okullarından olan Kabataş Erkek Lisesi Müdür Yardımcısı yapılmış, eğitimcilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir yobaz “Artık bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olma zamanı geldi” sözlerini rahatlıkla söyleyebiliyor. Devamında kızlarımızı İmam Hatip Liselerine dahi göndermeksizin evlere kapatıp, dört kadından biri yapacaklar. Çocuk Gelin sayısı ve buna bağlı ölümler sıradan bir olay haline gelecek. Çünkü bu Ortaçağcıların düzeninde kadının yeri yok.  Kadın bu güruh için doğum ve cinsel doyum aracı.
AKP’giller’in saldırıları bunlarla da bitmiyor. Tüm Dünyada ezilen halkların umudu, gözbebeği, Küba Devriminin liderlerinden Kumandan Ernesto Che Guevara Yoldaş’a da saldırıyorlar. “Che denen eşkıya benim gencimin yakasında, göğsünde olamaz!”diyor Kanlı Pazarın örgütleyicilerinden, Devrimci Gençlerin kanı ellerinde olan Ortaçağcı.
Hepimiz biliyoruz saldırmalarının nedenini. Onlar da emperyalist efendileri gibi, sonlarının Kahraman Gerilla Che’lerin ellerinden olacağını adları gibi biliyorlar. O yüzden hiç durmadan saldırıyorlar Che Yoldaş’a. İnsan soyunun en büyük düşmanları ABD ve AB Emperyalistlerine karşı mücadele veren bütün hareketlere ve önderlerine saldırdıkları gibi.
Bizler geleceği temsil ediyoruz
Onlar Saldırırlar, Mustafa Kemal’e ve Birinci Kuvayimilliyeci’lere.
Çünkü Mustafa Kemal ve Birinci Kuvayimilliyeciler, Usta’mızın daha 17 yaşında Köyceğiz Kuvayimilliye Komutanı olarak yer aldığı Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızı, Dünya’da ilk olarak zaferle taçlandırmışlar ve dünyadaki bütün Mazlum Halklara örnek olmuşlardır. Bu, atalarımızın, halklarımızın ölüm fermanı olan Sevr’i paçavra bir kâğıt gibi yırtıp, Fetullahgiller ve AKP’giller’in ataları Vahdettin’leri, Damat Ferit’leri 7 düvel emperyalistlerin gemilerine bindirip postalamışlardır.
Saldırırlar İkinci Kurtuluş savaşçıları Denizler’e, Mahirler’e…
Çünkü onlar Emperyalist 6. Filo Yankee’lerini denize dökenlerdir. Özverileriyle, inançlarıyla, kararlılıklarıyla bugünlere bayrak oldukları, örnek oldukları için düşmanlıklarını kazanmışlardır yerli satılmışların.
Saldırırlar İkinci Kurtuluş Savaşçıları Kurtuluş Partililere.
Çünkü bizler Kıvılcımlı’nın Öğrencileri, Kurtuluş Partilileriz;
Bizler;
15-16 Haziran’larda İşçi Sınıfımız ile birlikte sömürü-baskı-zulüm düzenine karşı meydanlarda çarpışan,
12 Eylül Faşizminde görev yerini bir an olsun terk etmeyen,
12 Eylül sonrasının ilk İşyeri İşgalini örgütleyen,
1 Mayıs Taksim Mücadelesini yılmadan veren,
Üniversitelerde-liselerde her türlü baskıya, tehdide baş eğmeden; parasız-demokratik-bilimsel-laik-anadilde eğitim için mücadele eden,
Var oldukları her alanda antiemperyalist, antişovenist, antifeodal mücadeleyi yükseltenleriz.
Bizler Kurtuluş Partisi Gençliğiyiz.
Bizler Kurtuluş Partili İşçileriz.
Bizler Kurtuluş Partili Kadınlarız.
İşte bu yüzden korkarlar bizden. Eninde sonunda yeneceğimizi, bileklerine çelik bilezik geçirip, Halkın Divanında yargılayacağımızı bilirler.
Yoldaşlar!
Kurtuluş Partisi Gençliği olarak bir kez daha söz veriyoruz:
Sayımızın azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadan, bıkmadan, usanmadan, yılmadan mücadele edeceğiz. İşçi sınıfımız, ezilip sömürülen Halklarımız ile Demokratik Halk İktidarını kuracağız. Halkın iktidarında hayata geçireceğiz; demokratik, bilimsel, laik, anadilde eğitimi. Bu karanlık günleri bitireceğiz. O güzel, aydınlık günlerin geleceğine yönelik umudumuzu hiç kaybetmedik. Dünya Komünist hareketinin en büyük şairlerinden Nazım’ın dediği gibi:
Düşmezse düşmesin yakamızdan ölüm
Bizim de üstümüze güneş doğacak gülüm
gülüşüne bir kurşun sıksa da ölüm
unutma ki umuda kurşun işlemez gülüm
Hikmet Kıvılcımlı Usta’nın öğrencilerine umutsuzluk yakışmaz.
Tarihin tekerleği geri döndürülemez, bizler geleceği temsil ediyoruz ve Tarihen omuzlarımıza yüklenen Devrim yapma görevini başaracağız. Buna inancımız tamdır.
Halkız Haklıyız Yeneceğiz!
Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!
Yaşasın Parasız, Bilimsel Eğitim Mücadelemiz!
Yaşasın Demokratik, Laik ve Anadilde Eğitim Mücadelemiz !
Yaşasın Kurtuluş Partisi Gençliği!
Yaşasın Halkın Kurtuluş Partisi!