Her
sene adaletsizliklerle, kopya ve çalıntı soru şüpheleriyle, yanlış sorularla,
ailelere karşı sorumluluklarımızı yerine getirememe korkusuyla ve gelecek
kaygısıyla bizleri henüz gençken psikolojik travmalara gömen üniversite
sınavlarının son dönemeci olan LYS
19 Haziran'da başladı.
AKP’giller
kendi sınıfsal tabakalarının çıkarları doğrultusunda hareket etmek istiyorlar.
Biz gençlerin de aydın olma potansiyelini görüyor, Ortaçağcı emellerini
gerçekleştirirken karşısında, dimdik duracağımızı biliyorlar. Aynı zamanda AB-D
uşağı Parababaları ve onların siyasi temsilcilerini ülkemizden defedecek
kitlenin önemli bir bölümünü oluşturduğumuzu, örgütlü bir güç olunca onlar için
ne kadar büyük bir “tehdit” olduğumuzu da biliyorlar. Bunun
için karşımıza sürekli delik deşik ettiği bir eğitim sistemi çıkarıyorlar,
kendi kitlesini yaratmaya çalışıyorlar.
Gençliğin ilerici ve atak yönünü
baltalamak için Türkiye'nin tüm sömürücü odakları dört bir yandan yaşamımıza
saldırıyorlar. Günlük yaşamımızı, zevklerimizi değiştirmeye-şekillendirmeye
çalışıyorlar. Bunu gerek okul dışında; televizyon, moda gibi silahlarıyla;
gerekse okul içinde; gerici eğitim sistemleriyle, idarelerin gerici
dayatmalarıyla, sınavlarla yapıyorlar.
Bize
dayatılan bu eğitim sisteminin niteliğine bakacak olursak; kesinlikle bilimsel
olmayan, gerici bir sistem olduğunu söyleyebiliriz. Bu niteliksiz eğitim
sisteminde hangimizin daha başarılı olduğuna karar vermek için ise çeşitli
göstermelik sınavlara girmek zorundayız.
Bizi
bu kadar zorlayan sınav sistemleriyle ilgili de birkaç istatistik aktaralım.
2016 YGS'ye 2.117.077 kişi girmiş, bunların neredeyse yüzde 25'i barajı
geçememiş. Dolayısıyla üniversiteye en azından bu sene giremeyecek, belki
hayatının bir senesini daha kendi psikolojisini bozarak geçirecek, belki kısa
yoldan "hayata atılacak". Öğrencilerin doğru çözebildiği soru
ortalamaları ise Türkçe için 19.1, Sosyal Bilimler için 10.75, Matematik için
7.9 ve Fen Bilimleri için 4.7 imiş.[1]
2015 LYS'sine göz atacak olursak; sınava giren öğrenciler ortalama olarak
Matematik'ten 9.72, Geometri'den 3.78, Fizik'ten 6.48, Kimya'dan 8.75,
Biyoloji'den 9.78, Edebiyat'tan 20,98, Coğrafya'dan 10,21, Tarih'ten 13.12
soruyu doğru cevaplayabilmiş.[2]
Sadece bu sayılar bile okullarımızda aldığımız dört senelik lise eğitiminin
bizlere konuları ne kadar öğretebildiğinin, eğitim sistemimizin öğrencilerini
ne kadar geliştirebildiğinin büyük bir göstergesidir.
Bu
sınavlarda göstermelik başarı yakalayan öğrencilerin büyük bir bölümü de, daha
nitelikli işsiz yetiştiren üniversitelere yerleşiyorlar. Bu ise onların
geleceğini kurtarmaktan çok onları istatistiklerde işsiz kategorisine girmekten
kurtarıyor, ama sadece dört-beş seneliğine.
Öyle
bir sistemde eğitim hayatımıza devam ediyoruz ki üniversite bitirsek bile ya
işsiz kalıyoruz ya da açlık sınırında ücretler ile yaşamaya çalışıyoruz. Böyle
bir durum varken daha ilkokul yıllarımızda başlayan bir gelecek kaygısıyla
öğrencilik yıllarımızı geçiriyoruz.
Bizler
14 yıllık AKP iktidarı süresince bizlere dayatılan Ortaçağcı ve kesinlikle
bilimsel olmayan bir eğitimi sistemiyle başbaşayız. Biz öğrencilere dayatılan
baskın sınav sistemleri, darbe döneminden kalma baskıcı okul yönetimleri, 4+4+4
ve ezbere dayalı bir eğitim sistemi, bizi eğitim öğretimden bıktırmakta ve
başkaldırmaya mecbur bırakmaktadır.
Son
dönemde İstanbul Erkek Lisesi ile başlayan ve ardından Türkiye'nin dört bir
yanındaki liselerde gösterilen tepkiler ve yayınlanan bildirilerde; bu
anlattıklarımızın payı çok büyük. Ancak bu göstermelik yarışlardan kurtulursak,
bu gerici eğitim sistemini kuran düzeni ve onun temsilcilerini yenersek bu
sorunlarımızın çözüleceğini biliyoruz.
Bütün
eğitim hayatımızı birkaç saatlik sınavlara sığdırmanın değil, yeteneklerimize
göre ve işsizlik kaygısı çekmeden yetiştirilmenin bizi ve ülkemizi çok daha
ileriye taşıyacağını biliyoruz.
Ve
bizler bu gerici eğitim sistemine ve baskıcı dayatmalara karşı, Demokratik Halk Devrimi’ni en sağlıklı
çözüm olarak görmekteyiz. Bizler antişovenist, antiemperyalist ve antifeodal
ilkelerimiz doğrultusunda vereceğimiz İkinci Kurtuluş Savaşı'mızla bütün bu
sorunları ve ülkemizin diğer sorunlarını çözeceğiz. Bütün arkadaşlarımızı bu
bilinçle ve inançla saflarımızda örgütlenmeye çağırıyoruz.
Yaşasın Eşit-Parasız-Bilimsel-Laik
Eğitim Mücadelemiz!
Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!
Halk Kurtuluşçu Liseliler