20 Haziran 2016 Pazartesi

Hakettiğimiz Gelecek Kaygısı Değil, Güzel Günlerdir

Her sene adaletsizliklerle, kopya ve çalıntı soru şüpheleriyle, yanlış sorularla, ailelere karşı sorumluluklarımızı yerine getirememe korkusuyla ve gelecek kaygısıyla bizleri henüz gençken psikolojik travmalara gömen üniversite sınavlarının son dönemeci olan LYS 19 Haziran'da başladı.
AKP’giller kendi sınıfsal tabakalarının çıkarları doğrultusunda hareket etmek istiyorlar. Biz gençlerin de aydın olma potansiyelini görüyor, Ortaçağcı emellerini gerçekleştirirken karşısında, dimdik duracağımızı biliyorlar. Aynı zamanda AB-D uşağı Parababaları ve onların siyasi temsilcilerini ülkemizden defedecek kitlenin önemli bir bölümünü oluşturduğumuzu, örgütlü bir güç olunca onlar için ne kadar büyük bir “tehdit” olduğumuzu da biliyorlar. Bunun için karşımıza sürekli delik deşik ettiği bir eğitim sistemi çıkarıyorlar, kendi kitlesini yaratmaya çalışıyorlar.
Gençliğin ilerici ve atak yönünü baltalamak için Türkiye'nin tüm sömürücü odakları dört bir yandan yaşamımıza saldırıyorlar. Günlük yaşamımızı, zevklerimizi değiştirmeye-şekillendirmeye çalışıyorlar. Bunu gerek okul dışında; televizyon, moda gibi silahlarıyla; gerekse okul içinde; gerici eğitim sistemleriyle, idarelerin gerici dayatmalarıyla, sınavlarla yapıyorlar.
Bize dayatılan bu eğitim sisteminin niteliğine bakacak olursak; kesinlikle bilimsel olmayan, gerici bir sistem olduğunu söyleyebiliriz. Bu niteliksiz eğitim sisteminde hangimizin daha başarılı olduğuna karar vermek için ise çeşitli göstermelik sınavlara girmek zorundayız.
Bizi bu kadar zorlayan sınav sistemleriyle ilgili de birkaç istatistik aktaralım. 2016 YGS'ye 2.117.077 kişi girmiş, bunların neredeyse yüzde 25'i barajı geçememiş. Dolayısıyla üniversiteye en azından bu sene giremeyecek, belki hayatının bir senesini daha kendi psikolojisini bozarak geçirecek, belki kısa yoldan "hayata atılacak". Öğrencilerin doğru çözebildiği soru ortalamaları ise Türkçe için 19.1, Sosyal Bilimler için 10.75, Matematik için 7.9 ve Fen Bilimleri için 4.7 imiş.[1] 2015 LYS'sine göz atacak olursak; sınava giren öğrenciler ortalama olarak Matematik'ten 9.72, Geometri'den 3.78, Fizik'ten 6.48, Kimya'dan 8.75, Biyoloji'den 9.78, Edebiyat'tan 20,98, Coğrafya'dan 10,21, Tarih'ten 13.12 soruyu doğru cevaplayabilmiş.[2] Sadece bu sayılar bile okullarımızda aldığımız dört senelik lise eğitiminin bizlere konuları ne kadar öğretebildiğinin, eğitim sistemimizin öğrencilerini ne kadar geliştirebildiğinin büyük bir göstergesidir.
Bu sınavlarda göstermelik başarı yakalayan öğrencilerin büyük bir bölümü de, daha nitelikli işsiz yetiştiren üniversitelere yerleşiyorlar. Bu ise onların geleceğini kurtarmaktan çok onları istatistiklerde işsiz kategorisine girmekten kurtarıyor, ama sadece dört-beş seneliğine.
Öyle bir sistemde eğitim hayatımıza devam ediyoruz ki üniversite bitirsek bile ya işsiz kalıyoruz ya da açlık sınırında ücretler ile yaşamaya çalışıyoruz. Böyle bir durum varken daha ilkokul yıllarımızda başlayan bir gelecek kaygısıyla öğrencilik yıllarımızı geçiriyoruz.
Bizler 14 yıllık AKP iktidarı süresince bizlere dayatılan Ortaçağcı ve kesinlikle bilimsel olmayan bir eğitimi sistemiyle başbaşayız. Biz öğrencilere dayatılan baskın sınav sistemleri, darbe döneminden kalma baskıcı okul yönetimleri, 4+4+4 ve ezbere dayalı bir eğitim sistemi, bizi eğitim öğretimden bıktırmakta ve başkaldırmaya mecbur bırakmaktadır.
Son dönemde İstanbul Erkek Lisesi ile başlayan ve ardından Türkiye'nin dört bir yanındaki liselerde gösterilen tepkiler ve yayınlanan bildirilerde; bu anlattıklarımızın payı çok büyük. Ancak bu göstermelik yarışlardan kurtulursak, bu gerici eğitim sistemini kuran düzeni ve onun temsilcilerini yenersek bu sorunlarımızın çözüleceğini biliyoruz.
Bütün eğitim hayatımızı birkaç saatlik sınavlara sığdırmanın değil, yeteneklerimize göre ve işsizlik kaygısı çekmeden yetiştirilmenin bizi ve ülkemizi çok daha ileriye taşıyacağını biliyoruz.
Ve bizler bu gerici eğitim sistemine ve baskıcı dayatmalara karşı, Demokratik Halk Devrimi’ni en sağlıklı çözüm olarak görmekteyiz. Bizler antişovenist, antiemperyalist ve antifeodal ilkelerimiz doğrultusunda vereceğimiz İkinci Kurtuluş Savaşı'mızla bütün bu sorunları ve ülkemizin diğer sorunlarını çözeceğiz. Bütün arkadaşlarımızı bu bilinçle ve inançla saflarımızda örgütlenmeye çağırıyoruz.
Yaşasın Eşit-Parasız-Bilimsel-Laik Eğitim Mücadelemiz!
Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!
Halk Kurtuluşçu Liseliler



[1] http://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2016/YGS/2016_YGS_Sayisal_Bilgiler.pdf