Ülkemiz günden güne gericileştiriliyor ve bizler öğrenciler olarak, oturduğumuz sıralarda bu gericileşmeyi en açık şekilde görenlerdeniz. Ve tabi ki ülkeyi Ortaçağ bataklığına sürüklemenin birinci yolu, yarınları kuracak ülke gençliğinin aydınlık kafasını kirletmek olacaktır, bunu da çok iyi biliyoruz.
Artık kreşlerden başlayan din eğitimleri; ilkokul, ortaokul ve lise sıralarında da şiddetlenerek işlenirken, bununla paralel olarak bilim üretilen ve öğretilen dersler azaltılmakta, içi boşaltılmakta. "AKP iktidarı döneminde lise eğitimi zorunlu hale getirildi, üniversite mezunu sayısı arttı!" diyerek; liselerin içini boşaltıp, üniversite mezunu olmanın aslında bir şey ifade etmediği bir eğitim sistemi inşa ettiler. Hatta şu ‘’Temel Lise’’ zırvalamasıyla öğrenciler; 9. 10. sınıflarda iken liselerinden ‘’mezun oluyor’’; arkadaşlarından, öğretmenlerinden, okul ortamından kopartılıyor. Eğitim kalitesi bir yana dursun, bizlere o eski lise arkadaşlıklarını, birlik olmayı, öğretmenlerle öğrencilerin bağ kurduğu o sıcak okul ortamlarını bile çok görüyorlar.
TEOG, YGS-LYS derken küçük yaşlardan itibaren öğrenciler baskı altında kalıyor; bizlerin en güzel yılları sınav stresi ve gelecek kaygılarıyla geçiyor. Sistem öğrencilere masa başına kapanmayı ve gününün çoğunu ders çalışmakla geçirmeyi diretiyor. Sosyalleşemeyen, kendini farklı alanlarda geliştiremeyen bir gençlik oluşturuluyor. Bu kez de okullarımızdaki ‘’eğitimsizlik’’ bizleri dershanelere itiyor. Okullardan çıkıp, dershanelere kapatılıyoruz. Bu milyonların cebe indirildiği; parası olup gidenle, olmayıp gidemeyenin kıyaslandığı; piyasacı eğitimle boğuşuyoruz.
Okuduğumuz şehirlerde, okullarımızın 1-2 kilometre ötesinde bombalar patlıyor. Emperyalizmin ülkemizi Yeni Sevr bataklığına çekmek için yürüttüğü savaşta sıra arkadaşlarımız, yaşıtlarımız hayatını kaybediyor ve bizlerin okullarımızda buna bile ses çıkarmamızı istemiyorlar. Ülkemiz günden güne Suriyeleşirken"Siyaset yapmayın!", "Siz karışmayın!" sözleriyle bizleri her ülke gerçekliğine karşı susturuyor, bastırıyorlar. Düşünemeyen bir gençlik istiyorlar. Moda konuşan, marka düşkünü, elinden akıllı telefonu düşmeyen bir gençlik; onlar için; ülke gerçeklerinin farkında, ülkesi için, insanlık için faydalı olmaya çalışan, bilinçli bir gençlikten daha iyi; daha makul.
Fakat bizler öyle olmayacağız! Sizlerin istediği, kendinize kukla yapabileceğiniz gençler değiliz biz! Ülkemizi sürüklemeye çalıştığınız o karanlığı çok iyi görüyoruz ve buna izin vermeyeceğiz. Liselerimizde başlayan bu haklı isyanlarda, bunun en güzel göstergesi. İsyanımıza her bir okulun daha eklenmesi, güçlü olduğumuzu ve yarınlarımızın parlak olduğunu görmemiz; sizlerin gözlerindeki korkuyu daha da açık bir şekilde gösteriyor bizlere. Yüreklerimiz ve haklılığımız karşısında küçülüyorsunuz, yok olacaksınız.
Korkun bizden! Sarıklarınız, cübbeleriniz bize sökmez! Bizler buradayız; demokratik, laik, tam bağımsız bir ülke için savaşıyoruz! Bizler ülkemizin menfaatlerini, tüm ezilen halkların çıkarlarını savunan; bunlar için mücadele eden aydınlık gençleriz! Yerli satılmışlar çetesine karşı, Parababaları düzenine karşı; dimdik ve kararlı bir şekilde mücadelemize devam edeceğiz! Antişovenist, antifeodal ve antiemperyalist ilkelerimiz doğrultusunda; gençlik mücadelesinde en ön safta savaşacağız!
HALK KURTULUŞÇU LİSELİLER