21 Nisan 2016 Perşembe

Gazeteci Şenol Çarık, 16 Nisan Cumartesi günü Yön Radyo’da sunduğu Parantez programına, siyasi partilerin gençlik örgütlerini konuk olarak çağırarak, gençliğin ülke sorunlarına nasıl baktığını sordu. Kurtuluş Partisi Gençliği adına Boran Alp Yoldaşımız Şenol Çarık’ın sorularını cevapladı. Radyo programında yoldaşımızın sorulara verdiği cevapları aynen yayımlıyoruz.

Şenol Çarık: HKP Gençliği’nden Boran Alp. Hoş geldiniz stüdyomuza.

Boran Alp: Hoşbulduk.

Şenol Çarık: Sizi de kısaca tanıyalım.

Boran Alp: Merhabalar, ben, Boran Alp. İstanbul Teknik Üniversitesinde Makine Mühendisliği okuyorum. Liseden bu yana Kurtuluş Partisi Gençliği’nde örgütlü mücadele veriyorum. Türkiye’nin sorunlarına gerekli ve doğru tepkileri vermeye çalışıyorum.

Şenol Çarık: HKP’ye ve Kurtuluş Partisi Gençliği’ne göre, şuan Türkiye’nin en büyük sorunu nedir? Türkiye’de nasıl bir atmosfer yaşanıyor?

Biz, herhalde benim yaşımdan daha uzun süredir, aynı uyarıları yapıyoruz. Özellikle biliyoruz ki; Sovyetler’in yıkılmasından bu yana ABD Emperyalizmi ve aynı zamanda Avrupa Birliği Emperyalizmi, ülkemizde çok açık, hiç gizlemeyerek, yani bunu açıkça söylüyorlar da zaten, belli planlar uygulamaya çalışıyorlar, bu planların ismini de söylüyorlar, işte Büyük Ortadoğu Projesi ve Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi olarak.

Emperyalizm zaten 1950’den bu yana bizim ülkemizin iktidarını hep belirliyor, açıkçası. Muhalefeti de, yani meclis muhalefetini de belirlediğini biliyoruz. Dolayısıyla ülkede emperyalizmin planını uygulaması için, hem planı uygulayıcı iktidar hazır hem de ona karşı çıkacak kişilerin hepsi susturulmuş durumda, gerek 12 Mart ve 12 Eylül’le gerekse gerici uygulamalarla, ülkedeki bütün yapılanlarla.

Bu planın işlemesi için halkımıza dayatılan iki cephe olduğunu düşünüyoruz. Bu iki cephenin de Amerikancı olduğunu düşünüyoruz. İşte birinci cepheye iktidar diyebiliriz, meclis diyebiliriz artık buna her ne dersek. İkinci cepheyi ise Amerikancı Kürt Burjuva Hareketi olarak nitelendiriyoruz. Bu iki cephenin de, Türkiye’yi Suriyeleşmekten öteye götüremeyeceğini biliyoruz. Dolayısıyla bu iki Amerikancı cepheden birini seçmek, halkları kurtarmaktan ziyade kan gölünü daha da büyütmek gibi bir sonuca varıyor. Son olarak da şunu söyleyelim, ölen her Türk ve her Kürt, iki halkın arasındaki bağları birer birer koparıyor. Ve geri dönülmez sonuçlara yol açıyor. Biz de bu süreci böyle değerlendiriyoruz.

Şenol Çarık: Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması konusu hakkında neler düşünüyorsunuz?

Boran Alp: Ben biraz daha gündemi fazla gereksiz meşgul ettiğini düşünüyorum, yani şu anda bizim önümüzde daha ciddi sorunlar var bence, konuşulması aynı zamanda çözülmesi gereken. Milletvekili dokunulmazlıklarının kalkması ya da kalkmaması yerine bence tartışılması gereken daha farklı şeyler var diye düşünüyorum, açıkçası Baran Arkadaş’ın söylediklerine de biraz katılıyorum. Aynı zamanda bu baskı hepimizin üzerinde var zaten, biliyorsunuz bizim de Genel Başkanımıza, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurduğu için, Cumhurbaşkanı’na, Dışişleri Bakanı’na, MİT Müsteşarı’na hakaret ile ilgili ceza verildi, hapis cezası verildi.

Şenol Çarık: Evet, siz parti olarak, Hukuk Büronuz özellikle çok seri çalışıyor, sürekli davalarla gündemdesiniz, onu da biliyoruz, ilk bölümümüz birazdan kısa bir ara vereceğiz. Son cümleni alalım Boran ara vereceğiz, ikinci bölümde senin de altını çizdiğin gibi ülkenin diğer sorunlarına yapılması gerekenlere değineceğiz. Evet, son cümleni alalım.

Boran Alp: Yani ne diyelim, Hukuk Büromuza selam olsun diyelim buradan.

***

Şenol Çarık: Evet, Boran Alp, HKP ve Kurtuluş Partisi Gençliği, yeni anayasa ve başkanlık rejimi tartışmalarına ilişkin ne diyor?

Boran Alp: Biliyorsunuz, bu yeni anayasa söylemleri sanırsam ilk 2007 yılında ortaya atılmıştı. Biz de, AKP’giller’in yapacağı yeni bir anayasaya elbette karşıyız. Yani onların yapacağı anayasa bize hiçbir şey sağlamaz, ancak yine 2007’deki tartışmalara dönecek olursak biraz, bu demek değildir ki “12 Eylül Anayasasını savunuyoruz”, asla. Biz alternatif bir sistem, alternatif bir anayasa, alternatif bir program olması gerektiğini düşünüyoruz

Şenol Çarık: Evet Boran, ülkede son Ensar Vakfı olayı ile ilgili gericiliğe karşı bir tepki oluştu. Bu meseleyle ilgili sen ne demek istersin, gerçi sizin çok keskin bir sloganınız var, afişinizde var yıllardır, görüyorum da “Şeriat Ortaçağdır” diyorsunuz.

Boran Alp: Lâikliğe bakış açımıza dönelim, biz Marksist-Leninist bir hareket olduğumuzu söylüyoruz, Marksizmin de düşünce ve davranış bilimi olduğunu söylüyoruz. Marksizm bize diyor ki, olayları değerlendirirken sınıf gözlüğümüzü asla çıkarmayacağız. Şu anda lâiklik meselesine bakarsak, sınıfsal olarak bakarsak da; tavizsiz, amasız ve fakatsız savunulması gereken, asla yanlış hareket edilmemesi gereken bir konu lâiklik, ve şeriatçılık da cepheden savaşılması gerekilen bir şey. Biz bu konuya böyle bakıyoruz, yıllardır da zaten çok net sloganımız, tavrımız.

Şenol Çarık: HKP Gençliği’nden Boran Alp, vaktimiz çok azaldı, çok hızlı alalım, 1 Mayıs’ta ne yapacaksınız?

Boran Alp: Biz 1 Mayıs’ta her zaman olduğu gibi Taksim’deyiz. Yani Taksim için mücadele edeceğiz daha doğrusu. Biz olaya biraz da şöyle bakıyoruz; diğer iki arkadaştan biraz daha sert cevap vermek zorundayım buna, AKP, 1 Mayıs’ı nasıl değerlendiriyor ya da Taksim’i nasıl değerlendiriyor? Buna bakmalıyız bence. Bunu gerek Gezi İsyanı’nda gerekse 2010’dan önceki 1 Mayıs’larda gördük. İşte AKP orayı adeta bir cephe, bir mevzi, bir savaş alanı olarak görüyor. Ve burası onlar için çok önemli, onlar için asla emekçilere, devrimcilere kaybedilmemesi gereken bir yer. Dolayısıyla orası da bizim için asla ve asla taviz verilmemesi gereken bir yer, ne olursa olsun Taksim demek zorundayız diyoruz biz. Zaten bu da mücadeleyi sadece 1 Mayıs’a sıkıştırma değil, bu toprakta işçi sınıfı mücadelesini hangi hareketlerin yürüttüğünü de görüyoruz yani, bu kadar.

Şenol Çarık: Evet teşekkür ediyoruz Boran, illa Taksim diyorsunuz, vazgeçmeyiz diyorsunuz, anladığım bu.

Boran Alp: Taksim Vatandır diyoruz.

Şenol Çarık: Evet HKP Gençliği’nden Boran sen son olarak ne demek istersin?

Boran Alp: Öncelikle gençliği ve bütün Türkiye halklarını şu andaki bu kanlı gölün çıkış noktasına çağırmak istiyorum. Bizim programımızda da belirttiğimiz formül gibi; Antiemperyalist, Antifeodalist ve Antişovenist cephede İkinci Kurtuluş Savaşı vermeye davet ediyorum, size de teşekkür ediyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öneri/eleştiri ilet.