Milliyet Gazetesi’nin 21.09.2014 tarihli sayısında çıkan “Üniversiteye Giriş Sınavları Değişiyor”
 başlıklı haberi okuma fırsatı bulduk. Tayyipgiller, neredeyse her yıl 
daha gerici bir eğitim sistemini dayattığı için, yine değiştirilmek 
istenen sınav sistemini de pek yadırgayan olduğunu sanmıyoruz. Çünkü
 Tayyipgiller’in, istediği her şeyi kafalarına estiği zaman 
değiştirdikleri gibi, eğitim sistemini de daha gericileştirip, 
bilimsellikten uzaklaştırmak için ikide bir değiştirdiğini biliyoruz. İşte şimdi de hem kendi yandaşlarını üniversite ve liselere sokup lise ve üniversitelerin solculaşmasını engellemek için hem de gerici ve sorgulamayan bir toplum yaratıp iktidarda kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Şimdi de laik eğitim sistemini tamamen 
yok etmek için 23 Eylül 2014’te yeni bir yönetmelik çıkardı 
Tayyipgiller. Bu yönetmelikle birlikte ortaöğretim ve liselerde, eskiden
 kanunda bulunan “başı açık” ibaresinin kaldırıldığını,
 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “ortaokullara ve liselere artık 
türbanla gelinebilecek” diyerek duyurmuştur.
Bunun nedeni, Tayyipgiller’in kitleleri 
kandırmak için silah olarak kullandığı “din”i, okullarda küçük yaşlarda 
gençlerin beynini yıkamak ve onları laik eğitimden uzaklaştırmak için 
kullanmalarıdır. Milliyet’in haberine geri dönersek; “Milyonlarca öğrencinin geleceğini tek sınava bağlayan uygulama 2016’dan itibaren kaldırılıyor” denmektedir.
Şu anda zaten gerici olan bu eğitim 
sistemini daha da geriletip, bilimsellikten uzaklaştırmak için yeni bir 
sınav sistemi getirmeleri söz konusudur Tayyipgiller’in. Getirilmesi 
düşünülen sınav sistemine göre; “öğrenciler lise sınavlarında aldığı notların ortalamasına ve ilgi alanlarına göre istediği üniversiteye başvurabilecek”, denmektedir.
Bu sistemi de 12 Eylül Faşist Darbesinin ürünü olan Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK)
 yasasını değiştirerek yapmayı planlıyorlar. Ne yazık ki YÖK yasasını 
değiştirmek onlar için hiç zor değil; hem Meclisteki sayıca 
çoğunluklarına dayanarak hem de bildiğimiz üzere yapacakları hile ve 
hurdalarla yasayı değiştirecekleri açıktır.
Peki eğitim sistemi üzerinde bu kadar 
etkisi bulunan YÖK nedir ve Tayyipgiller neden eğitim sistemini 
değiştirmek istiyor, onu açıklayalım.
YÖK’ün kökü
12 Eylül öncesinde üniversiteler, 
devrimcilerin ve iktidara karşı muhalefetin en yaygın olduğu alanlar 
durumundaydı. 12 Eylül Darbesi ile faşist cuntanın ilk olarak elini 
attığı yerler üniversitelerdi. Çünkü üniversitelerdeki Devrimci ortam 
onların gözünü korkutmaktaydı.
6 Kasım 1981’de çıkarılan 2547 sayılı 
Yüksek Öğrenim Kanunu ile YÖK kurulmuş, başkanlığına da gerici İhsan 
Doğramacı getirilmiştir. 12 Eylül Darbesi tarafından çıkarılan bu yasa 
1982 Anayasası ile güvence altına alınmıştır.
YÖK’ün kurulma amacına gelirsek; YÖK
 bir insanın gelişiminde en önemli etken olan eğitim sistemini iktidarın
 gerici emellerine alet etmeyi, çıkarılan yönetmelikler ve sınavlarla 
öğrencilerin eğitim hayatını, at yarışı gibi sınavdan sınava koşarak 
geçirmesini amaçlamış ve ne yazık ki bunu başarmıştır.
Kısacası YÖK, 1981 yılında Faşist 
Darbenin kurduğu ve kuruluş amacı eğitimi gericileştirip, bilimsellikten
 uzaklaştırmak olan bir kurumdur.
Yeni Eğitim Sisteminin amacı
Milliyet’in haberine tekrar gelirsek, 
TEOG’a (Liseye Giriş Sınavına) benzeyen bu sisteme göre, öğrencilerin 
lise sınavlarında aldığı not ortalamalarına bakılacak, söylenene göre 
“öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda” başvuruda bulunacak, 
üniversiteler de öğrencinin performansına bakarak karar verecek.
Üniversiteye girmek için gerekenlerden 
ilkine şöyle bir bakarsak; öğrenciler üniversiteye lisedeki not 
ortalaması ve ilgi, yeteneklerine göre girecek deniliyor. Ama işin garip
 tarafı şu ki; Türkiye’de tek tip lise yok. Türkiye’de Anadolu, Fen, 
Meslek (meslek liseleri de kendi içinde birçok bölüme ayrılıyor), İmam 
Hatip ve Özel Lise olmak üzere “genel olarak” 5’e ayırabiliriz.
Bu durumda insan şu soruyu sormaktan kendini alamıyor; her lise eşit mi?
Bunun cevabı da bilindiği üzere tabiî ki hayır.
Örnek vermek gerekirse, özel okula giden
 bir öğrenci zaten oraya parayla yazıldığı için sınıfta kalma ve en 
önemlisi de- ders notlarının çok da düşük gelme ihtimali yok. Ama bir 
Anadolu, Fen veya Meslek liselinin hakkıyla, çalışarak kazanmasına 
rağmen kötü öğrenim görüp derslerinin düşük gelme ihtimali Özel Okullara
 ya da İmam Hatiplere oranla çok fazla.
 Yeni gelecek olan sisteme göre,  
veliler ne yazık ki çocuklarını devlet okullarından alıp özel okullara 
göndermek zorunda bırakılıyor. Çünkü yeni gelecek olan sisteme göre not 
ortalamasına bakılacak. Özel okullarda okuyan öğrencilerin notları iyi 
olacağı için başta bu eğitim sisteminin, sınıf ayrımı yaparak, daha üst 
gelir düzeyine sahip aileler ve özel olarak da şimdi değineceğimiz İmam 
Hatipte okuyan öğrenciler için getirildiği söylenebilir.
İmam Hatip liselerine gelirsek; 
oraya giden öğrencilerin beyni tamamen boş, bilimsellikten uzak 
bilgilerle dolduruluyor. Ayrıca Tayyipgiller, laik eğitim sisteminin 
kökünü kurutmak için bu tür liselere yönelik özel ilgi uyandırıp 
insanların çocuklarını oraya göndermesini sağlıyorlar.
İmam Hatip okullarının yeni sınav 
sitemindeki durumuna bakarsak; zaten Tayyipgiller’in kendilerine adam 
yetiştirmek için açtığı okullar olduğu için, imam hatipli öğrencilerin 
üniversiteye girme ihtimalleri Anadolu, Fen ve Meslek liselerindeki 
öğrencilerden daha fazla olacaktır.
Şimdiki sınav sisteminin yerine 
getirilecek olan bu sistem tamamıyla Tayyipgiller’in kendi yetiştirdiği 
öğrencilerin üniversitelere girip üniversiteleri dinci ve gerici hale 
getirmek amacıyla yapılmaktadır.
Biz Liseliler olarak bu sisteme karşı 
tepkimizi en yüksek şekilde haykırmak zorundayız. Yoksa eğitim 
yuvalarımız, eğitim yuvası olmaktan çıkıp gerici ve yobaz bir hal 
alacaktır.
Biz Halk Kurtuluşçu Liseliler olarak diyoruz ki;
Yaşasın Parasız, Laik, Bilimsel, Anadilde Eğitim!
İstanbul’dan Halk Kurtuluşçu Liseliler
