9 Ekim 2014 Perşembe

“Yeni Türkiye’nin” Yeni Eğitim Sistemi(!)

Milliyet Gazetesi’nin 21.09.2014 tarihli sayısında çıkan “Üniversiteye Giriş Sınavları Değişiyor” başlıklı haberi okuma fırsatı bulduk. Tayyipgiller, neredeyse her yıl daha gerici bir eğitim sistemini dayattığı için, yine değiştirilmek istenen sınav sistemini de pek yadırgayan olduğunu sanmıyoruz. Çünkü Tayyipgiller’in, istediği her şeyi kafalarına estiği zaman değiştirdikleri gibi, eğitim sistemini de daha gericileştirip, bilimsellikten uzaklaştırmak için ikide bir değiştirdiğini biliyoruz. İşte şimdi de hem kendi yandaşlarını üniversite ve liselere sokup lise ve üniversitelerin solculaşmasını engellemek için hem de gerici ve sorgulamayan bir toplum yaratıp iktidarda kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Şimdi de laik eğitim sistemini tamamen yok etmek için 23 Eylül 2014’te yeni bir yönetmelik çıkardı Tayyipgiller. Bu yönetmelikle birlikte ortaöğretim ve liselerde, eskiden kanunda bulunan “başı açık” ibaresinin kaldırıldığını, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “ortaokullara ve liselere artık türbanla gelinebilecek” diyerek duyurmuştur.
Bunun nedeni, Tayyipgiller’in kitleleri kandırmak için silah olarak kullandığı “din”i, okullarda küçük yaşlarda gençlerin beynini yıkamak ve onları laik eğitimden uzaklaştırmak için kullanmalarıdır. Milliyet’in haberine geri dönersek; “Milyonlarca öğrencinin geleceğini tek sınava bağlayan uygulama 2016’dan itibaren kaldırılıyor” denmektedir.
Şu anda zaten gerici olan bu eğitim sistemini daha da geriletip, bilimsellikten uzaklaştırmak için yeni bir sınav sistemi getirmeleri söz konusudur Tayyipgiller’in. Getirilmesi düşünülen sınav sistemine göre; “öğrenciler lise sınavlarında aldığı notların ortalamasına ve ilgi alanlarına göre istediği üniversiteye başvurabilecek”, denmektedir.
Bu sistemi de 12 Eylül Faşist Darbesinin ürünü olan Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) yasasını değiştirerek yapmayı planlıyorlar. Ne yazık ki YÖK yasasını değiştirmek onlar için hiç zor değil; hem Meclisteki sayıca çoğunluklarına dayanarak hem de bildiğimiz üzere yapacakları hile ve hurdalarla yasayı değiştirecekleri açıktır.
Peki eğitim sistemi üzerinde bu kadar etkisi bulunan YÖK nedir ve Tayyipgiller neden eğitim sistemini değiştirmek istiyor, onu açıklayalım.

YÖK’ün kökü
12 Eylül öncesinde üniversiteler, devrimcilerin ve iktidara karşı muhalefetin en yaygın olduğu alanlar durumundaydı. 12 Eylül Darbesi ile faşist cuntanın ilk olarak elini attığı yerler üniversitelerdi. Çünkü üniversitelerdeki Devrimci ortam onların gözünü korkutmaktaydı.
6 Kasım 1981’de çıkarılan 2547 sayılı Yüksek Öğrenim Kanunu ile YÖK kurulmuş, başkanlığına da gerici İhsan Doğramacı getirilmiştir. 12 Eylül Darbesi tarafından çıkarılan bu yasa 1982 Anayasası ile güvence altına alınmıştır.
YÖK’ün kurulma amacına gelirsek; YÖK bir insanın gelişiminde en önemli etken olan eğitim sistemini iktidarın gerici emellerine alet etmeyi, çıkarılan yönetmelikler ve sınavlarla öğrencilerin eğitim hayatını, at yarışı gibi sınavdan sınava koşarak geçirmesini amaçlamış ve ne yazık ki bunu başarmıştır.
Kısacası YÖK, 1981 yılında Faşist Darbenin kurduğu ve kuruluş amacı eğitimi gericileştirip, bilimsellikten uzaklaştırmak olan bir kurumdur.

Yeni Eğitim Sisteminin amacı
Milliyet’in haberine tekrar gelirsek, TEOG’a (Liseye Giriş Sınavına) benzeyen bu sisteme göre, öğrencilerin lise sınavlarında aldığı not ortalamalarına bakılacak, söylenene göre “öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda” başvuruda bulunacak, üniversiteler de öğrencinin performansına bakarak karar verecek.
Üniversiteye girmek için gerekenlerden ilkine şöyle bir bakarsak; öğrenciler üniversiteye lisedeki not ortalaması ve ilgi, yeteneklerine göre girecek deniliyor. Ama işin garip tarafı şu ki; Türkiye’de tek tip lise yok. Türkiye’de Anadolu, Fen, Meslek (meslek liseleri de kendi içinde birçok bölüme ayrılıyor), İmam Hatip ve Özel Lise olmak üzere “genel olarak” 5’e ayırabiliriz.
Bu durumda insan şu soruyu sormaktan kendini alamıyor; her lise eşit mi?
Bunun cevabı da bilindiği üzere tabiî ki hayır.
Örnek vermek gerekirse, özel okula giden bir öğrenci zaten oraya parayla yazıldığı için sınıfta kalma ve en önemlisi de- ders notlarının çok da düşük gelme ihtimali yok. Ama bir Anadolu, Fen veya Meslek liselinin hakkıyla, çalışarak kazanmasına rağmen kötü öğrenim görüp derslerinin düşük gelme ihtimali Özel Okullara ya da İmam Hatiplere oranla çok fazla.
 Yeni gelecek olan sisteme göre,  veliler ne yazık ki çocuklarını devlet okullarından alıp özel okullara göndermek zorunda bırakılıyor. Çünkü yeni gelecek olan sisteme göre not ortalamasına bakılacak. Özel okullarda okuyan öğrencilerin notları iyi olacağı için başta bu eğitim sisteminin, sınıf ayrımı yaparak, daha üst gelir düzeyine sahip aileler ve özel olarak da şimdi değineceğimiz İmam Hatipte okuyan öğrenciler için getirildiği söylenebilir.
İmam Hatip liselerine gelirsek; oraya giden öğrencilerin beyni tamamen boş, bilimsellikten uzak bilgilerle dolduruluyor. Ayrıca Tayyipgiller, laik eğitim sisteminin kökünü kurutmak için bu tür liselere yönelik özel ilgi uyandırıp insanların çocuklarını oraya göndermesini sağlıyorlar.
İmam Hatip okullarının yeni sınav sitemindeki durumuna bakarsak; zaten Tayyipgiller’in kendilerine adam yetiştirmek için açtığı okullar olduğu için, imam hatipli öğrencilerin üniversiteye girme ihtimalleri Anadolu, Fen ve Meslek liselerindeki öğrencilerden daha fazla olacaktır.
Şimdiki sınav sisteminin yerine getirilecek olan bu sistem tamamıyla Tayyipgiller’in kendi yetiştirdiği öğrencilerin üniversitelere girip üniversiteleri dinci ve gerici hale getirmek amacıyla yapılmaktadır.
Biz Liseliler olarak bu sisteme karşı tepkimizi en yüksek şekilde haykırmak zorundayız. Yoksa eğitim yuvalarımız, eğitim yuvası olmaktan çıkıp gerici ve yobaz bir hal alacaktır.
Biz Halk Kurtuluşçu Liseliler olarak diyoruz ki;
Yaşasın Parasız, Laik, Bilimsel, Anadilde Eğitim!
     

İstanbul’dan Halk Kurtuluşçu Liseliler