27 Aralık 2012 Perşembe

YURTKUR uyuma, depreme dayanıklı, sağlıklı yurtlar kur!

Yurtkura bağlı Bornova Öğrenci Yurtları 15 bloktan oluşmakta, yüzlerce kız ve erkek öğrenciyi barındırmaktadır. Tam da üniversitelerin açılacağı bu dönemde istenilen, öğrencilerin sağlıklı, depreme dayanıklı binalarda barınmasıdır. Anadolu’nun çeşitli kentlerinden kopup gelmiş öğrencilerin en doğal hakkıdır bu. Aynı zamanda barınma hakkı, insan hakkıdır. İşte bugünlerde gazetelere yansıyan skandal haber öğrencileri ve öğrenci velilerini kaygılandırmıştır.
İzmir, bildiğimiz gibi Birinci Derece Deprem Bölgesidir. Bu nedenle toplum deprem konusunda çok hassastır. İnsanlar sağlıklı, depreme dayanıklı konutlarda yaşamak istemektedir, tabiî öğrenciler de…
Yurtkur bu konuda görevini yapmakta mıdır?
Bizce HAYIR.


İşte belgesi:
“Deprem Riskine Skandal Çözüm” başlıklı, 12 Ağustos 2011 tarihli Milliyet Ege haberi:
Kredi Yurtlar Kurumu İzmir Bölge Müdürlüğü, 3 bin 500 öğrencinin kaldığı yurt binalarındaki deprem riskine geçici formül buldu.
“Ege’de sonsöz internet sitesinin haberine göre yetkililer, 6 kişilik odaları 4’e düşürerek betona binen yükü azaltacak. Ege Üniversitesindeki Kredi Yurtlar Kurumuna ait 15 Bloktan oluşan yurtların 9 tanesi için verilen “depremde yıkılabilir” raporuyla çalışma başlatılmıştıÇalışmadan ilginç bir fikir çıktı.
Yoğunluk azaltacaklar
“Bu çok ilginç formüle göre şiddetli depremde yıkılma tehlikesi olan dokuz blokta kalan 3 bin 500 öğrencinin sayısı azaltılacak. Her odada 6 kişi kalan öğrenci sayısı 4’e düşürülecek. Böylece betona binen ve kolonların zorlanmasına neden olan ağırlık azaltılmış olacak. Yurtlardan bin 200 kişi dışarı çıkartılacak. Her öğrenci için ortalama 70 kilo kotası koyan yetkililer böylece betona binen 84 ton ağırlığı alınmış olacak. Boşta kalan öğrenciler için kiralama sistemi ile çözüm bulunacak.”
Bu gerçekten tam bir skandal. Sen 1200 öğrenciyi çıkarınca kalan 2300 öğrenciyi “Allah’a emanet” edeceksin, onlar da her gün Allah’a dua edecekler “deprem olmasın, binamız yıkılmasın, biz de açıkta kalmayalım”, diye. Bu ne biçim bir mantık?
Bu, göz göre göre öğrencilerin yaşama hakkını elinden almaktır.
Bu, göz göre göre ölüme davetiye çıkarmaktır.
Bir taraftan “kentsel dönüşüm” planlaması içine gireceksin, Ekim ayında yıkıma başlayacağım diyeceksin, diğer taraftan sağlıksız, dayanıksız yurtlarda genç fidanların barınmasına göz yumacaksın. Bu kabul edilemez.
Net önerimiz var:
Kentsel dönüşümü önce, afet riski net olarak belirlenmiş bu dokuz bloktan başlatın ve tüm öğrencilere sağlıklı, barınabilecekleri konutlar ayarlayın. Kiralar mısınız, satın mı alırsınız, prefabrik konutlar mı yaparsınız, bu idarenizin bileceği iştir. Şu anda bizim bildiğimiz tek gerçek, 6 kişilik odaları 4 kişiye de indirseniz, depreme dayanıksız bu binalarda yaşayan öğrencileri olası bir şiddetli depremde ölüme atmış olacaksınız, yani öğrencilerin katili olacaksınız.
30.07.2012 tarihli “www.yeniasır.com.tr”nin bu konudaki bir haberini okuyalım, yetkililerin bu konudaki görüşlerini öğrenelim ve değerlendirelim:
“Yeni Asır Gazetesi’nin Ege Üniversitesi Kampusunda yer alan Kredi ve Yurtlar Kurumuna (KYK) ait yurt binalarının depreme dayanaksız olduğu ve yeniden inşa edilmesi gerektiğini ortaya koyan dünkü manşeti ses getirdi. Ege Üniversitesi Rektörlüğü, KYK nezdinde yurtların yenilenmesi için girişim başlatma kararı aldı. Yurtların yönetiminin kendilerine bağlı olmadığını ancak bu yurtların öğrencileri tarafından kullanıldığını belirten Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, “Depreme dayanıksız yurtlar mutlaka yenilenmeli. Yenilenmenin yanı sıra çağın yurt anlayışına göre dizayn edilmeli. O açıdan bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor” dedi.
“Hali hazırda kampusları içinde yer alan bazı alanları yeni yurtlar yapılması için KYK’ye tahsis ettiklerini belirten Yılmaz, “Konuyla ilgili KYK yönetimi ve ilgili bakanlık nezdinde girişimde bulunacağız” dedi.
“DOKUZ BLOK RİSKLİ
“Ege Üniversitesi Kampusu içindeki Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olan ve 35 yıldır hizmet veren yurt binalarıyla ilgili İzmir Valiliğinin hazırlattığı rapor çarpıcı veriler ortaya koydu. Raporda, yurtların 9 bloğunun ciddi bir depremde yıkılmasının söz konusu olduğu ve yeniden inşa edilmesi gerektiği belirtildi.
“Bu da 1992’si kız, 1660’ı erkek, toplam 3 bin 652 öğrencinin hayatının deprem tehdidi altında olduğunu ortaya koydu. Yeni Asır’da dünkü manşetiyle tehlikeye dikkat çekti.”
Düşünün, İzmir Valiliği rapor hazırlıyor, depremde 9 bloğun yıkılacağını belirtiyor. Bu konuda acil önlem alması gereken KYK yetkilileri ise öğrenci sayısını azaltarak çözüm arayacak kadar bilimsel düşünceden kopuk insanlar.
Ya Rektöre ne buyurursunuz?..
Bu gençler sizin öğrenciniz Sayın Rektör! Bu gençlerin en güvenli, en sağlıklı bir şekilde eğitim-öğreniminden siz sorumlusunuz. KYK yönetiminin, barınma hakkı konusundaki bu aptalca çözümlerine hayır demek cesaretini göstermelisiniz. Oysa siz hâlâ “KYK’ye yer gösterdim, gerekli girişimde bulunacağım” diye sorunu savsaklıyorsunuz, ama üniversiteler açılıyor ve öğrenciler zorunluluktan depreme dayanıksız bu binalarda barınmak zorunda kalacaklar.
Peki, siz Sayın Rektör, siz Sayın KYK yetkilileri yataklarınızda rahat uyuyabilecek misiniz? Vicdanınız hiç sızlamayacak mı? Şimdi, “yurt çıktı!” diye ne kadar sevinçlidir öğrencilerimiz ama onlar bu gerçeği biliyorlar mı?..
Barınacakları yurtlar birer ölüm tuzağıdır. Rektör bu konuda elinden geleni yapmalı ve 9 Blok Barınmaya açılmamalıdır, öğrencilere barınmaları için başka konutlar bulmaya çaba gösterilmelidir, bulmalıdır! 9 Blok acilen yıkılmalı ve depreme dayanıklı yeni yurt binaları hızla yapılmalıdır. Böyle bilimsellikten uzak çözüm bulanlar hakkında soruşturma açılmalı ve gereken yapılmalıdır.
Gençlik ve Spor Bakanı uyuma, öğrencilere sahip çık, yarın onlar için de “takdiri ilahi” deme!
Malum Tayyipgiller, nerede insan öldüyse, nerede asker öldüyse “takdiri ilahi” diyerek olaydan sıyrılmaya bakarlar. Ama bu iş “takdiri ilahi “değil, gençleri bilerek, görerek ölüme göndermektir…
Sayın Vali de rapor hazırlatmış… Güzel de arkasından ne yapmış? Öğrencilerin barınması için hangi çabayı göstermiş?..
Bu soruların cevabını tüm yetkililer vermek zorundadır. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bu raporlardan sonra bilim dışı öneriler karşısında neden susuyor? Neden gereğinin yapılması için davranışa geçilmesi gerektiğini açıklamıyor?
Meslek odalarımız bu konularda duyarlı olmalı ve kamuoyunu bilgilendirmelidir.
Öğrenciler, sağlıklı ve depreme dayanıklı binalarda barınmak için mücadele vermelidir.
UNUTMAYALIM, bu gençlerin başına yurt binalarının sağlıksızlığı nedeniyle gelecek her türlü olumsuzluğun sorumlusu öğrencileri o yurtlarda barındıranlardır.
Nasıl sel yataklarına TOKİ binaları yaparak yurttaşların ölümüne neden oldularsa bugün de gençlerimizin ölümüne neden olurlar, onlar için insanın değeri yoktur.
Eğer yurt binaları yerine rant getirecek konutlar veya alışveriş merkezleri yapılacak olsaydı şimdiye kadar yıkılıp inşaatlar yapılıp bitirilirdi.
Yeni yurtlar yapılırsa halk çocukları sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürer ve onlar da rezalet çözümler aramak yerine insanca bir çözüm bulmuş olurlar.
Öyleyse “YURTKUR uyuma depreme dayanıklı yurtlar yap!”, diyoruz. Yoksa iki elimiz yakanızdadır. Halk iktidarında zaman aşımı yoktur. 22.09 2012


İzmir’den Bir Yoldaş