Tayyipgiller’in YÖK’teki temsilcisi Yusuf Ziya Özcan’ı
geldiği Konya’da protesto ettik. O Yusuf Ziya Özcan ki, YÖK Başkanlığı yaptığı
dönemde türbanı üniversitelere sokan zattı. Harçlara yüzde 500 zam
yapmak istemiş, kamuoyunun baskısı nedeniyle yapamamıştı. Bunun yerine
2014-2015 eğitim-öğretim yılında geçerli olmak üzere kredi başına katkı payı
uygulaması ile yüzde 300’lere varan zamlı harç sistemini kabul etti. Yani
alttan 3’ten fazla ders bırakana veya okul uzatanlara yüzde 300 zam geliyor.
O Yusuf Ziya Özcan ki, üniversiteye hazırlanan binlerce
öğrencinin ve onların velilerinin emeğinin, parasının, hakkının gasp edildiği
şifre skandalında emrindeki ÖSYM Başkanını görevden almayarak, hırsızlığa sahip
çıktı.
O Yusuf Ziya Özcan ki “fırsat eşitliği” adı altında kat sayı
farkını yok seviyesine getirerek İmam Hatip Liselilerin (İHL) bütün
üniversitelere girmesini sağlayan zattı. Hangi bir suçunu sayalım… Efendileri
gibi bu ülkeyi Ortaçağın karanlığına götürmek için canla başla çalıştı.
Başarılı da oldu. Bu başarılarının ödülünü de Polonya Büyük Elçiliğine atanarak
aldı. Hem de Dışişleri Bakanlığının teamüllerini bozarak. Teamül olarak
Dışişleri Bakanlığı, diplomatları bakanlık personeli içerisinde çekirdekten
yetiştirir. Yusuf Ziya Özcan dışişleri bakanlığı personeli
olmamasına rağmen, efendileri tarafından büyükelçi yapıldı.
Yusuf Ziya Özcan’ın Konya’ya gelmesine dönecek olursak;
Yusuf Ziya Özcan 27.04.2012 tarihinde Konya Büyükşehir Belediyesi, Necmettin
Erbakan Üniversitesi ve Fethullah Gülen İblisi’ne doğrudan bağlı Türkiye
Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği “Şehircilik ve
Üniversite” konulu konferansa konuşmacı olarak davet edilmişti.
Konya Ticaret Odası’nda gerçekleşen bu konferansa Konya Kurtuluş Partisi
Gençliği olarak biz de katıldık. Amacımız tabii bu zatı dinlemek değil, onu
protesto etmek, Tayyipgiller’e Konya’nın dahi dikensiz gül bahçesi olmadığını
göstermekti. “Türbanı üniversitelere sokan YÖK Başkanımız” diye kürsüye davet
edilen Özcan sözlerine başladığı anda bir arkadaşımız ayağa kalkarak “sizin
üniversitelerle ilgili söz söylemeye hakkınız yok, ben Kurtuluş Partisi
Gençliği adına konuşuyorum, üniversitelerin ticarethanelere dönüştürülmesi ve
tüm üniversitelerin laiklikten yoksunlaşması sizin döneminizde gerçekleşmiştir.” dedi.
Genç arkadaşımız sözlerini tamamlayamadan sivil polisler ve güvenlik
görevlileri tarafından grubumuza müdahale edildi. Salondan çıkarılırken bir
arkadaşımızın “bu mu sizin ileri demokrasi anlayışınız?” demesi
üzerine salondan destek alkışları aldık. Salondan çıkarken de moral gücümüzü
elimizde tuttuk: “Gün gelecek devran dönecek Tayyipgiller halka hesap
verecek” sloganı ile çıktık.
Ana haber bültenlerinde ve basın bültenlerinde geniş yer
tutan protestomuz amacına ulaştı. Halkın Kurtuluş Partisi var olduğu sürece
Tayyipgiller’e rahat nefes almak haramdır. Bu böyle biline!
Yaşasın Demokratik Laik Anadilde Eğitim Mücadelemiz!
Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!
Yaşasın Kurtuluş Partisi Gençliği
Konya’dan Kurtuluş Partisi Gençliği