7 Nisan 2012 Cumartesi

Mustafa Kemal Üniversitesi Yönetiminin Akıllı Kart Dayatmasına Karşı Kurtuluş Partisi Gençliği Aktif Bir Kampanya Yürütüyor!

Tayyipgiller, ülkenin her karış toprağını özelleştirmeye devam ediyor. Kamu kuruluşlarının büyük bir kısmını satan Tayyipgiller, gözlerini üniversitelere çevirdiler. Üniversitelerdeki özelleştirmelerde, 1980 faşist darbesi sonrası üniversitelerdeki devrimci, yurtsever geleneğin önünü kesmek, üniversiteleri ticarethanelere, biz öğrencileri de müşterilere çevirmek için kurulan Yüksek Öğrenim Kurumunu ve ne yazık ki güdümlerine soktukları üniversite yönetimleri kullanılmaktadırlar. Hatırlanacağı üzere bu konuda YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Gaziantep’te bir öğrencinin,“Herkes Üniversite mezunu olmalı mı?” sorusuna verdiği şu cevapla üniversite öğrencilerini sermayenin kölesi haline getirmek istediğini ifade etmekteydi:
“Hayır olmamalı. Okullar bedava. Hiçbir yerde görülmemiştir. Şunu yapmak istiyoruz: Üniversiteleri paralı yapalım, ihtiyacı olana burs verelim. Hiç olmazsa üniversiteler ayağının üzerinde dursun. Sonra insanlar çalışınca bu parayı geri ödesin. Aynı Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan alınan kredi gibi. ABD'de olduğu gibi mezuniyetten sonra ödesin.”

Şimdiki MKÜ yönetimi göreve geldiği ilk günden beri üniversitemizde gerici rüzgârlar estirmeye başlamıştı. Yönetimin son “organize iş”i, bu sefer de Halkbankası ile 2011 yılı ağustos ayında anlaşarak 30 bine yakın üniversite öğrencisini, akademik ve idari personeli ve çalışanı Halkbankası’nın zorunlu müşterisi haline getirmek olmuştur.
MKÜ Yönetimi tarafından çıkarttırılan öğrenci kimlik kartlarının maliyet bedeli olarak 10 TL ücret de öğrenciler ve personelden toplanmıştır. Bu yeni kart uygulaması, tepkilerimiz üzerine, sözde “zorunlu değil” açıklamasıyla yürürlüğe konmuştur. Ancak bu karta sahip olmayanlar, yemekhaneden yemek yiyememekte, kantinden çay bile alamamaktadır. Çünkü üniversitenin tüm alanlarında ancak bu kart ile harcama yapılabilmektedir. Dolayısıyla okul yönetimin mantığına göre “eğitimini aç karnına sürdürebilirsen, bu kartı almak zorunlu değildir!”
Yeni uygulamayı ne öğrenciye, ne akademik personele, ne de üniversite çalışanına sormayan yönetim kapalı kapılar ardında pazarlıklarını yapmış, banka ile yapılan anlaşma ise kamuoyuna duyurulmamıştır.
Kurtuluş Partisi Gençliği olarak bizler bulunduğumuz her okulda olduğu gibi MKÜ’de de mücadeleye başladık. İlk işimiz insanlıktan bir zerre de olsa nasibini almamış Tayyipgiller’in yasal olmayan bu uygulamalarını gözler önüne sermek oldu. Bu amaçla  “Öğrenci Kimliği Haktır Satılamaz” adıyla facebook grubu kurduk. Bu uygulamanın mevcut yasalara ve üniversite kurallarına dahi aykırı olduğunu konu eden partili avukatlarımızla beraber hazırladığımız dilekçeler çerçevesinde (dilekçeyi olduğu gibi aşağıda yayımlıyoruz) aynı isimle İmza Kampanyası başlattık. Üniversiteye bağlı her kampusta, her fakültede ve hatta her öğrenciden olumlu tepkiler almıştık. Herkes bizlere imzalarıyla, sözleriyle ve yardımlarıyla desteklerini belirtiler. Nihayetinde yedi günlük yoğun bir çalışma sonucu bine yakın dilekçe toplamıştık.
Yaptığımız bu çalışmanın nihai sonucu olan dilekçeleri teslim etme aşamasında ise İskenderun Merkez Postanesi önünde basın açıklaması yaptık. Basın açıklamamızın ardından (değişik fakültelerden öğrenci arkadaşlarımız tarafından toplanarak tarafımıza ulaştırılanlar da dahil) topladığımız dilekçeleri posta kanalıyla iadeli-taahhütlü olarak Rektörlüğe gönderdik.
Bizler, onlar gibi kapı arkalarında iş yapmamıştık. Çünkü bizim kimseden korkumuz yoktu. Dilekçe toplarken kendileri gelemedi. Karşımıza özel güvenliklerini gönderdiler. İsimlerimizi aldılar. Çekinmeden verdik. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar bizleri yıldıramayacaklar. Çünkü bizler insanlık davası, haksızlıklara karşı insanlık onuruna sahip çıkma davası gütmekteyiz.
Kurtuluş Partisi Gençliği olarak; bulunduğumuz okullarda Laik, Demokratik, Bilimsel, Parasız, Anadilde Eğitim için her türlü mücadeleyi vermeye devam edeceğiz.
Kampanyanın geldiği aşama itibariyle, avukatlarımızca tespit edildiği üzere İhale Kanununa, Üniversitelerin gelir-gider usulüne ilişkin Yükseköğretim Kanunu Hükümlerine de aykırılıklar bulunduğundan, söz konusu uygulamanın Sayıştay, YÖK ve Maliye Bakanlığına şikâyet edilmesi, sorun belirli bir süre içinde çözülmezse dilekçe veren arkadaşlarımız üzerinden dava açılması gibi seçenekler hayata geçirilecektir.
Vatanımızı AB-D Emperyalistlerinden, yerli satılmışlardan temizleyecek ve Demokratik Halk İktidarını kuracağız. İşte o zaman gerçek “Demokratik Halk Üniversiteleri” ile gençliğimiz, halkımız, bilime sınırsızca ve parasız ve “karnı tok” olarak kavuşacaktır.

Öğrenci Kimliği Haktır Satılamaz!
Yaşasın Eşit; Parasız Bilimsel Eğitim Mücadelemiz!
Yaşasın Demokratik Halk Üniversiteleri Mücadelemiz!

MKÜ’den Kurtuluş Partisi Gençliği


MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNE
MKÜ Yönetimi tarafından dağıtılan öğrenci kimlik kartlarının maliyet bedeli olarak toplanan 10 Türk lirası ücret ve kartı öğrenci tarafından alınması zorunlu bir hale getirerek MKÜ öğrencilerinin tamamının Halkbankası müşterisi haline getirilmesi hukuka aykırıdır.
Bu kartların öğrenciye dağıtılması sırasında kart maliyeti olduğu söylenen 10 TL ücretin öğrenciden alınmasının hukuka aykırı olduğuna dair, Ankara 9. İdare Mahkemesinin vermiş olduğu emsal bir karar bulunmaktadır. Bu kararın gerekçesi aynen şu biçimdedir:
“Yükseköğretim Kanunu’nun “Gelir Kaynakları" başlıklı 55. maddesinde "Yükseköğretim üst kuruluşları, yükseköğretim kurumları ve bunlara bağlı birimlerin gelir kaynakları; 1) Her yıl bütçeye konulacak ödenekler, 2) Kurumlarca yapılacak yardımlar, 3) Alınacak harç ve ücretler, 4) Yayın ve satış gelirleri, 5) Taşınır ve taşınmaz malların gelirleri, 6) Döner sermaye işletmelerinden elde edilecek karlar, 7) Bağışlar, vasiyetler ve diğer gelirlerdir" hükmü yer almaktadır. Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi neticesinde, üniversitelerin gelirleri sayılmış olup, bu gelirler arasında öğrencilere yönelik olarak yalnızca öğrenci katkı payları sayılmıştır. Katkı payı dışında, üniversitenin yasal dayanağı olmaksızın kendiliğinden öğrencilere yüklemiş olduğu mali bir külfetin yerine getirilmemesi halinde kayıt ve kayıt yenileme işlemlerinin yapılmaması gibi bir yaptırım koyma yetkisi bulunmamaktadır.
Özetle, bu karara göre mahkeme öğrenciden kimlik parası alınmasının zorunlu tutulamayacağını açıklamış oluyor.
Üniversitemizin kendi sitesinde akıllı kartın tanıtımı amacıyla yayınlamış olduğu makalenin altında içerik bölümünde yayınlamış olduğu yazı aynen şu şekildedir:
“Okul girişlerinde kurulacak turnikelerden geçişte, yemekhanelerde kurulan geçiş turnikelerinde, kantinlerde yapılacak alışverişlerde, sınavlarda yapılacak olan kimlik kontrollerinde kullanılacak olup tüm öğrencilerimizin dağıtım günlerinde mutlaka kimliklerini almaları gerekmektedir. 17 Şubat tarihinden sonra kesinlikle yemek fişi satılmayacak, yemekhanede konulacak pos cihazlarından dağıtılacak olan kimlik kartları (akıllı kart)okutularak yemek alınabilecek. 16-17 Şubat tarihinden sonra bir daha kesinlikle kart dağıtımı yapılmayacaktır.”
Yukarıdaki açıklamanıza göre jet24 adı verilen bu öğrenci kimlik kartlarını almak zorunlu tutulmuştur. Almayan öğrencilerin yemekhanelerden yemek yiyemeyeceği, kantinlerden alışveriş yapamayacağı, sınavlara girme hakkı bulunduğu halde bu haktan men edileceği, okulda okumaya hak kazandığı halde okula giriş noktalarından okula giremeyeceği açıkça vurgulanmaktadır. Oysa yukarıda belirtmiş olduğumuz mahkeme kararının bir kısmı aynen şu şekildedir:
“Ortada gönüllülük esasına dayanan bir uygulamadan söz edilemeyeceği gibi, davalı üniversitenin başlangıçta yaptığı açıklamalarla söz konusu ücreti ödemeyi zorunlu kılan bir iradenin ortaya konulduğu da açıktır. Bu durumda, davacıdan isteği dışında, yani gönüllülük esasına dayanmaksızın alınan 20,00-YTL ücretin yasal dayanağı bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmamaktadır.”
Kartı almamızın zorunlu hale getirilmesiyle oluşan diğer bir hukuka aykırılık ise kişinin kendi isteği bulunmaksızın bir bankaya müşteri olmasıdır. Bunun zorunlu tutulması Tüketici Hukukuna ve Rekabet Hukukuna da aykırıdır.

Sonuç olarak; tarafınızca kimlik parası uygulamasının ve banka müşterisi olmanın zorunlu tutulamayacağını belirtir ve iradem dışında aldığınız 10 TL'nin iadesini talep ediyorum, aksi uygulamanızın devamı halinde yasal yollara başvurmak durumunda kalacağımı ve bundan kaynaklanacak masrafların tarafınıza yükletileceğini bildiririm.