23 Eylül 2025 Salı

KUVAYİMİLLİYE GELENEKLİ DEVRİMCİ GENÇLİĞİMİZ BASKILARA VE ZULME TESLİM OLMAYACAKTIR!


Sözde Akademisyenler üniversite rektörlüğü makamlarını AKP iktidarının temsilcisi vasfıyla kullanmaktadır. Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ve Laik Cumhuriyetimizin anıt günleri olan 19 Mayıs’ları 30 Ağustos’ları 29 Ekim’leri görmezden gelip; Kutlu Doğum Haftası, Kandil, Dini Bayramlar gibi din ayinleri düzenlemektedirler. Ülkemizde 23 yıldır yarattıkları tahribatlara, zararlara insanlık ve halk düşmanlıklarına karşı isyan eden öğrenci gençliğe antidemokratik uygulamalarla soruşturmalar açmakta, cezalar vermekte, tehditler etmektedir. 

Maruz kaldığımız saymakla bitmeyecek kadar zulüm politikalarından biri de ekonomidir. Bugün bir üniversite öğrencisinin aylık maaliyeti bir asgari ücreti bulmaktadır. Yani daha temel insani ihtiyaçlarımızı karşılayamadan, yaşamımızı idame ettiremeden, ölümün eşiğinde bir yaşamla karşı karşıyayız öğrenciliğimizde. Günbegün artan ulaşım, beslenme, barınma maaliyetleri biz öğrencileri bu maaliyetlerin altından kalkabilmek için çalışmaya zorluyor. Binlerce arkadaşımız hem öğrencilik hem işçilik yapıyor. İşte böylesine bir manzara bekliyor biz öğrencileri üniversitelerde. 

AKPgiller iktidarı 2025 yılında da Baskı ve Zulüm uygulamalarını sürdürdü. 19 Mart İBB’ye yönelik yargı operasyonu ile bu zulüm iktidarının yargı sistemini kendi hukuk bürolarına çevirdiğini, kaçak saraydan gelen emirlerle ısmarlama kararlar alındığını bir kez daha gören halkımız sokaklara döküldü. Gençliğimiz bu eylemlerde en ön safta bulundu. Tabi bu cesaretli direnişin karşılığında onlarca arkadaşımız cezaevlerine atıldı, yüzlercesi hakkında disiplin soruşturması başlatıldı, cezalar verildi. İşte halk düşmanı yüzünü böylesine canavarca gösteriyor bu iktidar; anayasayla koruma altında olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını bile büyük bir kanun tanımamazlıkla gasp ediyor.

Vatansever Arkadaşlarım,vatana ihanette sınır tanımayan bu iktidar bugün de “Barış süreci, terörsüz Türkiye” uydurmacalarıyla Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin Türkiye ayağını hayata geçirmek için başta Amerikancı kürt hareketi ve sevrci sahte solla işbirliği içinde hareket etmektedir. Onyıllardan beri Ortadoğuda milyonlarca masum insanın kanını dökmüş ABD emperyalizminin Ankara büyükelçisi TomBarrack’ın da içinde olduğu bu süreçte emperyalistlerin elini attığı her yerde olduğu gibi ülkemizde de halkımızın ve vatanımızın yararına bir sonuç asla olmayacaktır.Bizler ikinci kurtuluş savaşçıları olarak on yedi yaşında elinde silahıyla  Köyceğiz kuvayimilliye komutanlığı yapmış Hikmet Kıvılcımlı’nın “Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense,ölmek yeğdir.” şiarıyla emperyalistleri,yerliişbirlikçilerini ve onların karanlık planlarını ülkemizden defetmek için hayatımız pahasına mücadele etmeye devam edeceğiz.

 

Değerli arkadaşlar,işte bu ahval ve şerait içinde bizlere düşen bu toprakların tek Devrimci ve Yurtsever partisi Halkın Kurtuluş Partisi saflarında mücadele etmektir. Türkiyenin en eski ideoloji partisi HKP yerli ve yabancı düşmanlarını bilmekte, hiçbir türden baskı ve zulümeteslim olmadan birinci Kuvayimilliyeci atalarımızdan bizlere emanet olan mücadele ruhuyla ikinci Kurtuluş Savaşı cephesini örmektedir. Bu geleneğe sahip çıkan ve teslim olmayan tüm genç arkadaşlarımızı bu cephede yerini almaya davet ediyoruz.

 

Bulunduğumuz her alanda;okullarımızda,üniversitelerimizde,işyerlerimizde bu mücadeleyi sürdürecek,Laik Cumhuriyet ve ilkelerini müdafaa edeceğiz.

 

YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE!

YAŞASIN KURTULUŞ PARTİSİ GENÇLİĞİ!

YAŞASIN HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ!

 

 

KURTULUŞ PARTİSİ GENÇLİĞİ

  


​​JÖN-TÜRK GENÇLİĞİ SÖMÜRÜYE DUR DİYOR


 Türkiye Gençliği uzun yıllardan beridir parababaları düzeninde acı çekiyor. Parababalarının lüks yaşamlarına karşılık Gençliğimiz öldürülüyor ve hem maddi hem manevi olarak süründürülüyor. Biz Gençler bir gelecek belirsizliği içerisinde eğitim alıyoruz veya türlü işlerde kendi geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. 

Biz Gençler iyi bir gelecek kaygısıyla sistemin bize dayattığı ve yarış atı gibi koşturttuğusoruları çoktan çalınmış üniversite ve lise sınavlarına giriyoruz. İktidara yakın kişiler hak etmediği bölümlere girerken bizler maddi ve manevi zorlukların olduğu bir ortamda kılı kırk yarıyoruz ama yine de çoğu zaman hedeflediğimiz bölümlere yerleşemiyoruz. Sınavlar zaten asla bilgi ve becerimizi ölçmüyor. Eğitim sistemimiz bilimsel değil bunlarla beraber girdiğimiz sınavlara da hile karıştırılıyor.

Liselerde Gençliğimize, iktidar tarafından ortaçağcı, gerici, faşist bir eğitim benimsetilmeye çalışılıyor. Meslek liselerindeki arkadaşlarımız staj programlarında bölümünü okudukları meslekleri öğrenemiyor, ucuz iş gücü olarak kullanılıyor. Yaptıkları stajlarda güvenlik önlemi alınmadığı için ölüyorlar. Buna parababaları utanmadan “iş kazası” diyor. Hayır, biz bunun “iş kazası” değil, işyerlerinde işlenen cinayetler olduğunu adımız gibi iyi biliyoruz!

Gençliğimiz üniversitelerde de insancıl koşullarda barınamıyor. Gençliğimiz sistemin gericileşmiş kadrolarıyla, YÖK’le, geçim derdi ve yurt derdi ile ayrı ayrı boğuşuyor. Ülkenin zor günlerinde yanlışa “Doğru” demedikleri için tam tersine yanlışa karşı üniversitelerde mücadele eden gençliğimiz YÖK’ün her türlü baskısına maruz bırakılıyor.Ortaçağcı gerici faşistler YÖK’ten yüz bularak gerici etkinliklerine üniversitelerde devam ediyor.

Türkiye Gençliği, sözde iş kazaları özde iş cinayetleriyle öldürülüyor, sağlıklı beslenemiyor, ortaçağcı gerici eğitimle beyinleri uyuşturuluyor, her gün yaşamanın daha da pahallı olduğu bugünlerde geçinemiyor. 

Maalesef Genç yaşta intiharların en üst seviyelerde olduğu günlerde yaşıyoruz. Gençliğimiz örgütlü olmadığı için ümitsizliğe çabuk kapılıyor.

Ancak Kurtuluş Partisi Gençliği olarak bu zulmün karşısında duruyoruz!

Biz hakkın verilmeyeceğini, hakkımızı mücadeleyle söke söke alacağımızı biliyoruz. İnsanca yaşamak için örgütlü bir şekilde devrimci teorimizi devrimci pratikle birleştirerek bilimli ve bilinçli bir şekikde mücadele ediyoruz. 

Biz Kurtuluş Partisi Gençliği olarak sömürünün her türlüsüne karşı mücadele ediyoruz ve edeceğiz! 

Bizi uyuşturmak isteyen ortaçağcı gericileri,

Bizi mahvetmek isteyen emperyalistleri ülkemizden defedeceğiz!

Kapitalizmin bizi yutmasına izin vermeyeceğiz!

 

Yıldırılamaz Jön-Türk Gençliği olarak ümitsizliğe yer yok diyoruz!

Örgütlü mücadelemizle, hırsızların gasp ettiği haklarımızı geri alacağız!

Ustamız Hikmet Kıvılcımlı diyor ki “Ben insanın hayvan yerine konmasına karşı çıktığım için Sosyalist oldum”. Biz insanca yaşayabilmek, insanca bir gelecek inşa edebilmek için bu mücadeleyi veriyoruz!

Biz Kurtuluş Partisi Gençliği’yiz, parolamız “Bilimsel, Parasız, Laik Eğitim”. Bizler Gerçek vatansever, aydın gençleriz. Sömürünün en üst seviyelerde olduğu bugünlerde, örgütlü ve bilinçli mücadelenin elzem olduğunu adımız gibi iyi biliyoruz. Gençliğe çağrımızdır; gelin sömürü düzenine karşı birlikte omuz omuza verelim, Bilimsel, Parasız, Laik Eğitimin olduğu, sömürünün olmadığı yarınları inşa etmekiçin örgütlü bir şekilde mücadele edelim!

 

YAŞASIN BİLİMSEL, PARASIZ, LAİK EĞİTİM!

KURTULUŞ PARTİSİ GENÇLİĞİ

18 Mayıs 2025 Pazar

Gençler Bugünü ve Yarını Konuşuyor

 Yurttaş Birlikteliğinin

Gençler Bugünü ve Yarını Konuşuyor adlı etkinliğine

Kurtuluş Partisi Gençliği damgasını vurdu

Genel Başkanımız Nurullah Efe Ankut ne diyor: Farklı Olan Yalnız Biziz.

Ankarada Yurttaş Birlikteliğinin düzenlemiş olduğu Gençler Bugünü ve Yarını Konuşuyor adlı etkinliğin, Siyasi Partili Gençlerin Değerlendirmeleri adlı ikinci oturumunda konuşan Kurtuluş Partili Gençliği de, Farklı Olanın Yalnız Biz olduğunu göstermiş oldu.

Etkinlik 19 Mayıs kapsamı çerçevesinde düzenleniyor. Ama 19 Mayıs 1919da Samsuna çıkan Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımızın kıvılcımını çakan Mustafa Kemalden bahseden bizim dışımızda kimse yok.

Türkiyenin tapusu, kuruluş Senedi Lozan ortadan kaldırılmaya çalışıyor, buna tepki gösteren bizden başka kimse yok.

İnsan soyunun başdüşmanı ABD Emperyalist Haydudu hangi halka özgürlük getirmiş ki Kürt Halkına getirecek?

Kürt Halkına esaret getirecek bir açılım saçmalığı bir vaveyla ile halkımıza yutturulmaya çalışılıyor, buna ağzı dolu tepki gösteren bir biz varız başka kimse yok.

Amerikancı Burjuva Kürt Hareketinin temsilcisi, yandaşı, DEMi, EMEPi, TİPi, SOL Partisi neredeyse aynı tornadan çıkmışçasına aynı şeyleri söylüyorlar. Ama hiçbirinin söyleminde ülkenin götürülmek istendiği karanlık yok. Emperyalizm yok. Gerçek Bilim Marksizm-Leninizm yok.

Ama bunları dile getiren, içinden geçtiğimiz karanlık günlere içi yanan, bilimin ışığında önceden gören, duru gören bir HKP var, bir Kurtuluş Partisi Gençliği var.

Bu etkinlikte Kurtuluş Partisi Gençliği adına düşüncelerimizi dile getiren Anıl Berk Toprak Yoldaşımızın yaptığı konuşma aşağıdadır:

 

19 Martta Beyazıtta yıkılan barikatlarla, Jön Türk Geleneğinin devam ettiğini, gençliğin yıldırılamaz olduğunu tüm dünyaya hissettiren yiğit gençliğimiz, değerli katılımcılar hepiniz hoş geldiniz!

Sizleri yüreğimin en içten devrimci duygularıyla selamlıyorum!

Biz gençlere yaşadığımız süreçte daha da önemini anladığımız Gençlik Haftasında söz verdiği için Yurttaş Birlikteliği ve bileşenlerine, Kurtuluş Partisi Gençliği adına teşekkür ediyorum!

Yaşadığımız süreç bizlere 19 Mayısın ve Gençlik haftasının önemini daha iyi anlattı ve öğretti dedik.

Peki nedir 19 Mayısın önemi ve bize anlattıkları?

En önemlisi de nedir bugünü ve geleceği değerlendirmede bize tuttuğu o aydınlık ışık?

Sevr adlı paçavra 10 Ağustos 1920de resmi olarak imzalanmadan 15 ay önce Mustafa Kemal Samsuna çıktığındadahili ve harici bütün bedhahlara karşı zaferle taçlanacak ilk Antiemperyalist Kurtuluş Savaşının kıvılcımını çaktığını çok iyi biliyordu. Bu bilinç, materyalist-pozitivist teorisinden ve elbette Anadolunun namuslu Halkına olan güvenden geliyordu. 

Biz bugün Halkın Kurtuluş Partisi olarak meydanlarda, barikat önlerinde, gözaltılarda Yeni Sevre Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız derken Marksizm-Leninizmle yoğrulmuş teorimizle ve Ustamız Hikmet Kıvılcımlının tezlerinden aldığımız ilhamla başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere bu namuslu halkı, Jön Türk Gelenekli Yıldırılamaz Gençliğimizi İkinci Kurtuluş Savaşına çağırıyoruz. 

Yugoslavya, Libya, Irak, Suriye sıra sende Türkiye diye haykırdığımız her günkü gibi bugün de halkımıza bu uyarıyı yapıyoruz. Ve diyoruz ki Katil Amerika, Ortadoğudan Defol! diyemeyen her siyasi, her aydın, her akademisyen, her sanatçı, her gazeteci ya gafildir ya korkaktır ya da haindir.

Yanı başımızda, birkaç ay önce ABDnin Ortadoğudaki petrol bekçilerine karşı direnen son kalelerden biri olan Suriye de Ortaçağcı Faşist Din Devletine dönüştürülmüş bulunuyor. Kendini çağın gerekliliklerinden dolayı Sosyalizm kılığına bürünmüştük diyerek afişe eden Amerikancı Burjuva Kürt Hareketinin temsilcileri ise bu Din bezirgânları ile iş tutup birlikte Suriyeyi paramparça ediyor. 28 Mayıs 2016da miting meydanlarından, bunlar Zerdüşt! diyerek aklınca Kürt Halkını aşağılayan AKPgillerin Reisi, bugün barış naralarıyla Türkiyeyi Yeni Sevr bataklığına sürüklüyor.

ABD Emperyalist Haydudu resmen Yeni Sevr demek olan BOPKürt Açılımı adıyla uygulatmaya da başladı. Ve ne acıdır ki yine onun tarafından devşirilen ABD kuklası siyasiler, iktidarıyla muhalefetiyle, soluyla sağıyla, dincisiyle milliyetçisiyle, sonu Türkiyenin parçalanmasıyla sonuçlanacak bu gidişe, bu ihanete alkış tutuyorlar.

Peki ne hedefleniyor?

Doğrudan Lozan.

Yani Türkiye Cumhuriyetinin varlığına saldırılma hedefleniyor.

Lozanı kaldırdınız mı geriye ne kalır?

Sevr kalır.

İşte güzelim ülkemiz, Emperyalist Yedi Düvel tarafından paramparça edilen o mütareke yıllarına götürülmeye çalışılıyor. Yeni Sevr demek olan BOP Türkiyeyi yönetenlerin önlerine kondu, Halkımıza da barış gelecek terör bitecek kandırmacasıyla yutturulmaya çalışılıyor.

Bu haince açılım; Irakın, Libyanın, Suriyenin BOP çerçevesinde parçalanmasından sonra sıranın Türkiyeye geldiğini ve Türkiyede de bu adımın atıldığını göstermektedir.

Yani sorun BOP çerçevesinde Türkiyenin ortadan kaldırılmasıdır.

Sorun ülkemizin, ABD Emperyalist Haydudunun emri doğrultusunda, Laik Cumhuriyetin yıkılıp, Ortaçağcı Faşist Din Devletine götürülmek istenmesidir.

O nedenle değerli arkadaşlar, 19 Mayısın 106ıncı yıldönümünü kutladığımız bugünlerde, varlığımıza kast eden ABD ve AB Emperyalistlerine ve Yerli İşbirlikçilerine karşı mücadelemizi daha da yükseltmemiz önümüzdeki en acil görevimizdir.

Ve değerli katılımcılar, BOP ile parçalanan Irakta, Libyada, Suriyede ve Ortaçağcı Gericiliğin hâkim olduğu Ortadoğunun ülkelerinde, en fazla zulüm kime yapılıyor?

Tabiî ki yarımız olan Kadınlara.

Lenin Ustanın, Kadın yoldaşlarımız olmasa biz bu devrimi başaramazdık sözlerinden korkmuşçasına, başta ülkemizde olmak üzere bütün Ortadoğuda hain işbirlikçilerin kadınlara zulmü devam ediyor.

Bundan birkaç gün önce, Boğaziçi Üniversitesine geniş güvenlik önlemleri ile getirilen, ne idüğü belirsiz bir Dürrizade Abdullah artığı, gerici hükümetin emri ile gençleri zehirlemeye çalışıyor. Buna karşın vaktiyle kendini Marksist-Leninist olarak tanımlayan, Türkiyede çeşit çeşit Kadın hakları örgütünün içinde klikleşmiş Amerikancı Burjuva Kürt Hareketinin temsilcileri geçmişlerindeki demagojiden ibaret kadın hakları söylemlerini bir kenara bırakıp Abdülhakim Arvasi, Fethi Gemuhluoğlu gibi Komünizmle Mücadele Derneği iltisaklılarla beraber Türkiyeden emperyalist uşağı bir İslam Devleti inşa etmeye çalışıyor. 

Ancak biz İkinci Kurtuluş Savaşçıları, 19 Mayıs 1919da ne yaptıysak aynı inanç ve cesaretle tekrar aynılarını yapmaya; en sonunda da nihai kurtuluşumuz olan Demokratik Halk İktidarını ülkemizde inşa etme yolunda mücadeleye devam edeceğiz.

Umudumuz var, hep de var olmaya devam edecek. 

Çünkü biz çeşitli metafizik söylemler ve içi boş inançlarla değil, Ustamız Hikmet Kıvılcımlının deyimiyle gerçek bilim olan Marksizm-Leninizm aracılığıyla bu umudu besliyoruz. Biz Halkın kurtuluşuna inanıyor değil onu adımız kadar iyi biliyoruz.

Bilimsel Sosyalizm Marks-Engels ustalar tarafından kurulmadan evvel, hatta binlerce yıl öncesinden beri bu topraklar çeşit çeşit tarihsel devrimle çalkalanmış ve ilerlemiştir. O devrimlerde kanlarını döken bütün insanlar bu toprakları; necaset dolu ağızlarıyla kirletmeye çalışanlara karşı, kızıldan bir nur gibi bezemiştir. Baba İshaklarŞeyh BedreddinlerKalender ŞahlarPir Sultan Abdallar, 200 sene boyunca zalim sultanları korkudan titreten Celaliler Devrimciler için, bu kızıl nurun en yücelerinden yalnızca birkaçıdır!

Bilimsel Sosyalizmin ardından ise içerisinden Mustafa Suphive 15leri,

Marks-Engels ve Leninden sonra dördüncü Usta olarak Hikmet Kıvılcımlıyı,

Deniz GezmişleriMahir Çayanları çıkaran bu topraklar;Emperyalizme, Faşizme, Şovenizme ve insanlığı Ortaçağkaranlığına götürüp orada hapsetmeye yeminli Ortaçağcı Gericiliğe bugün ve yarın da geçit vermeyecektir. Bunlar sarsılmaz bilincimizin sebepleridir.

Bizlere sunulan başlıklardan biri; gençliğin talepleri nelerdir?” başlığı idi.

Bence gençler olarak artık taleplerin konuşarak değil, meydanlarda kol kola direnerek, barikatları aşarak kazanıma ulaşacağını görmüş bulunuyoruz. 

Meclisin en sağından en soluna, yeni sözde anayasa için iktidar ile uzlaşanlardan bir talebimiz olmayacaktır. Çünkü 19 Mart Direnişini başlatanlar da ilerletecek olanlar da;

Biz Yıldırılamaz Gençliğiz. Biz hayatın yarısı Kadınlarız. Biz Emekçi Halkız.

19 Mart ile başlayan süreçte sıra arkadaşlarımız arasında da en çok örgütsüz olanlar zarar gördü. En çok onların canı yandı, en çok onların umutları ve cesaretleri kırıldı. Bizler eğer buradaysak ve bu topraklar için Vatan Aşkını Söylemekten ve gereğini yapmaktan korkar hale gelmektense ölmek yeğdir diyerek canımızı ortaya koymuşsak; yılmadan, bıkmadan, usanmadan Örgütsüz Halk Köle Halktır, Örgütlü Halk İse Yenilmez”şiarıyla halkımızı örgütleyip mücadeleye, savaşmaya devam etmeliyiz.

Bakın sosyal medyada ve çevresindeki gerici gruplar tarafından zehirlenen binlerce genç, düne kadar Gezi Şehidimiz Berkin Elvana hakaret ediyordu. Kendini çeşit çeşit faşist grubun dahlinde gören bu gençler polisle karşı karşıya geldiklerinde Berkinle aynı konumda olduklarını fark ettiler. AKPgillerin 23 senedir inşa etmeye çalıştığı dindar ve kindar nesil profili bir gecede gençlerin iradesiyle alaşağı edildi.

Menderes-Bayar iktidarıyla palazlanmış ve ardından kesintisizce devam etmiş olan antikomünizm propagandasına rağmen gençler; meydanlarda devrimcilerin kızıl bayrakları altında toplandı. ABD-AB Emperyalist haydudunun kirli propagandalarıyla zihni kirlenmiş daha birçok genç ise evinde, sokakta, sosyal medyada devrimcilerin onları eğitmesi için hazırda bekliyor.

 

Değerli genç arkadaşlarım;

Biz devrimi gökten inecek hatasız, kusursuz bir devrim ordusuyla değil işçi, emekçi, halk çocuğu bu gençlerle yapacağız.

Bu gençleri hatalarından döndürmek, onları İkinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşının bir neferi yapmak bizlerin elinde.

68 Kuşağından, Heba Edilen Devrim Yüklü Yıllar olan 70li yıllardan, Şanlı Gezi Eylemlerimizden çıkardığımız dersler ile İşçi Sınıfının önderliğinde, İşçi Sınıfımız, Devrimci Gençlikle el ele; bize dayatılmaya çalışılan, Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ilmek ilmek işlenmiş Yeni Sevri, bizlere kan kusturan işsizlik, pahalılık, zulüm cehennemini, ABD-AB Emperyalizminin her türlü unsurunu biz yırtıp tarihin çöplüğüne atacağız! 

Ve kendi yurdumuzu kurtardıktan sonra dünyanın bütün mazlum halklarına umut olmak için hep bir ağızdan yine ve yine haykıracağız:

Halkız Haklıyız Yeneceğiz!

17 Mayıs 2025

 

Kurtuluş Partisi Gençliği