Türkiye Gençliği uzun yıllardan beridir parababaları düzeninde acı çekiyor. Parababalarının lüks yaşamlarına karşılık Gençliğimiz öldürülüyor ve hem maddi hem manevi olarak süründürülüyor. Biz Gençler bir gelecek belirsizliği içerisinde eğitim alıyoruz veya türlü işlerde kendi geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz.
Biz Gençler iyi bir gelecek kaygısıyla sistemin bize dayattığı ve yarış atı gibi koşturttuğu, soruları çoktan çalınmış üniversite ve lise sınavlarına giriyoruz. İktidara yakın kişiler hak etmediği bölümlere girerken bizler maddi ve manevi zorlukların olduğu bir ortamda kılı kırk yarıyoruz ama yine de çoğu zaman hedeflediğimiz bölümlere yerleşemiyoruz. Sınavlar zaten asla bilgi ve becerimizi ölçmüyor. Eğitim sistemimiz bilimsel değil bunlarla beraber girdiğimiz sınavlara da hile karıştırılıyor.
Liselerde Gençliğimize, iktidar tarafından ortaçağcı, gerici, faşist bir eğitim benimsetilmeye çalışılıyor. Meslek liselerindeki arkadaşlarımız staj programlarında bölümünü okudukları meslekleri öğrenemiyor, ucuz iş gücü olarak kullanılıyor. Yaptıkları stajlarda güvenlik önlemi alınmadığı için ölüyorlar. Buna parababaları utanmadan “iş kazası” diyor. Hayır, biz bunun “iş kazası” değil, işyerlerinde işlenen cinayetler olduğunu adımız gibi iyi biliyoruz!
Gençliğimiz üniversitelerde de insancıl koşullarda barınamıyor. Gençliğimiz sistemin gericileşmiş kadrolarıyla, YÖK’le, geçim derdi ve yurt derdi ile ayrı ayrı boğuşuyor. Ülkenin zor günlerinde yanlışa “Doğru” demedikleri için tam tersine yanlışa karşı üniversitelerde mücadele eden gençliğimiz YÖK’ün her türlü baskısına maruz bırakılıyor.Ortaçağcı gerici faşistler YÖK’ten yüz bularak gerici etkinliklerine üniversitelerde devam ediyor.
Türkiye Gençliği, sözde iş kazaları özde iş cinayetleriyle öldürülüyor, sağlıklı beslenemiyor, ortaçağcı gerici eğitimle beyinleri uyuşturuluyor, her gün yaşamanın daha da pahallı olduğu bugünlerde geçinemiyor.
Maalesef Genç yaşta intiharların en üst seviyelerde olduğu günlerde yaşıyoruz. Gençliğimiz örgütlü olmadığı için ümitsizliğe çabuk kapılıyor.
Ancak Kurtuluş Partisi Gençliği olarak bu zulmün karşısında duruyoruz!
Biz hakkın verilmeyeceğini, hakkımızı mücadeleyle söke söke alacağımızı biliyoruz. İnsanca yaşamak için örgütlü bir şekilde devrimci teorimizi devrimci pratikle birleştirerek bilimli ve bilinçli bir şekikde mücadele ediyoruz.
Biz Kurtuluş Partisi Gençliği olarak sömürünün her türlüsüne karşı mücadele ediyoruz ve edeceğiz!
Bizi uyuşturmak isteyen ortaçağcı gericileri,
Bizi mahvetmek isteyen emperyalistleri ülkemizden defedeceğiz!
Kapitalizmin bizi yutmasına izin vermeyeceğiz!
Yıldırılamaz Jön-Türk Gençliği olarak ümitsizliğe yer yok diyoruz!
Örgütlü mücadelemizle, hırsızların gasp ettiği haklarımızı geri alacağız!
Ustamız Hikmet Kıvılcımlı diyor ki “Ben insanın hayvan yerine konmasına karşı çıktığım için Sosyalist oldum”. Biz insanca yaşayabilmek, insanca bir gelecek inşa edebilmek için bu mücadeleyi veriyoruz!
Biz Kurtuluş Partisi Gençliği’yiz, parolamız “Bilimsel, Parasız, Laik Eğitim”. Bizler Gerçek vatansever, aydın gençleriz. Sömürünün en üst seviyelerde olduğu bugünlerde, örgütlü ve bilinçli mücadelenin elzem olduğunu adımız gibi iyi biliyoruz. Gençliğe çağrımızdır; gelin sömürü düzenine karşı birlikte omuz omuza verelim, Bilimsel, Parasız, Laik Eğitimin olduğu, sömürünün olmadığı yarınları inşa etmekiçin örgütlü bir şekilde mücadele edelim!
YAŞASIN BİLİMSEL, PARASIZ, LAİK EĞİTİM!
KURTULUŞ PARTİSİ GENÇLİĞİ