Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı, sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri, aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan, ortalık karardı
Attila İlhan
Bundan 53 yıl önce 6 Mayıs 1972’de hayatlarının baharında Üç Yiğit Devrimci, Üç Gencecik Fidan 12 Mart Faşizmi’nin cellatları tarafından katledildiler.Deniz, Yusuf ve Hüseyin yoldaşlar. Kendilerini kaydı hayat şartıyla Devrimci Kavgaya, insanlığın kurtuluşuna vakfetmişlerdi. Ve insanlığın kurtuluşuna kendini adayan Gerçek İnsanların kaybı sadece bedencedir, onlar hiçbir zaman ölmezler, halkların kurtuluş mücadelesinde yaşamaya devam ederler.
Üç fidan; Kıvılcımlı Usta’mızın deyimiyle, “Görev yapmada çok iyi biliyoruz; vurmak da vardır, vurulmak da. Hepsi vız gelir ve de gelmelidir”diyerek mücadele verdiler. 12 Mart faşizminin düzmece mahkeme salonlarını AB-D Emperyalistlerinin gönüllü uşaklarına, insan görünümündeki yargıç ve savcılarına dar ettiler. Vatan satıcılarının, halk düşmanlarının yüzlerine haykırmışlardı gerçek suçluların kim olduğunu, yargılanan değil yargılayan olmuşlardı.
Deniz, Yusuf, Hüseyin yoldaşlar Türkiye Halklarının Kurtuluşuna hayatlarını adamış genç fidanlardı
ABD ve AB Emperyalist Haydutlarının Türkiye’yi kıskaca alıp Sevr’i uygulama planlarına karşı mücadele ettiler. “Bizler, İkinci Kurtuluş Savaşçılarıyız” demiş ve Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın Başkomutanı Mustafa Kemal’in “Ya İstiklal Ya Ölüm” şiarını, benimsemişlerdi. Bu uğurda aynı Birinci Kuvayimilliye savaşçılarının yaptığı gibi ABD-ABemperyalistlerine ve yerli işbirlikçilere karşı mücadele ettiler.
Kıblesi ABD Emperyalizmi olanlara, 6. Filo’ya secde edenlere karşı amansız, ikirciksiz bir mücadele yürüttüler.
Orta çağcı Gericiliğe karşı Demokratik, Laik, Tam Bağımsız Türkiye’yi savundular.
Son anlarına dek Türk ve Kürt Halklarının kardeşliğini savundular.
Deniz, Yusuf ve Hüseyin yoldaşların mücadele ruhunu, mücadelelerine egemen olan Antiemperyalist, Antifeodal, Antişovenist ilkelerinibugün biz Kurtuluş Partililer yaşatıyoruz ve Türkiye Devrimi’nin teorik ve pratik öncülüğünü biz yapıyoruz. Üç fidanın bıraktığı mücadele bayrağını layıkıyla biz Kurtuluş Partisi Gençliği dalgalandırıyoruz. AKP’gillerin günbegün karanlığa sürüklediği ülkemizde halkımızın kurtuluş yolunu aydınlatan bir projektör görevi görüyoruz.
AKP’giller iktidarının yarattığı; işsizlik-pahalılık-zam-zulüm cehennemine karşı, Tefeci-Bezirgansermayenin günümüzdeki temsilcisi bu güruhun bütün yolsuzluklarına, hırsızlıklarına, yağmalarına, vatan topraklarını peşkeşlerine karşı bıkmada, korkmadan, yılmadan, kararlıca mücadele ediyoruz.
AKP’gillerin Antiemperyalist Kurtuluş Savaşımız’ınönderi Mustafa Kemal’e, İsmet İnönü’ye, Kuvayimilliyeci Atalarımıza, onların kurdukları Laik Cumhuriyete yönelik kalkıştıkları tüm saldırılara karşı, en önde jöntürk gelenekli gençliğimizle beraber durmaksızın mücadele ediyoruz.
1 Mayıs 1977’de 35 şehidimizin, her karışını kanıyla sulayarak vatan yaptığı Taksim Meydanı’nın İşçi Sınıfımıza, Devrimcilere yasaklanmasına,kanunsuzca kapatılmasına karşı bilimli, bilinçli, inançlı, kararlı bir şekilde “Taksim Vatandır, Vazgeçilemez” diyerek mücadeleyi biz yürütüyoruz.
Sevrci soytarı sahte solun her sene ayrı bir kaçış rotasıyla Taksim Vatanına ihanet edişine karşın 1 Mayıslarda Taksim Meydanı’nı özgürleştirme ve şehitlerimizin mirasına, işçi sınıfının vatanına sahip çıkma cesaretini ve iradesini; doğrudan ve gerçekten yalnız biz Kurtuluş Partililer gösteriyoruz.
Ne mutlu bizlere ki; bu en hakkaniyetli, en insancıl davanın bu topraklardaki yegane temsilciliğini biz üstlendik.
Ne mutlu bizlere ki; Deniz Gezmiş’in Yusuf Aslan’ın Hüseyin İnan’ın yoldaşıyız.
Deniz’lere sözümüzdür, gencecik ömürlerini adadıkları Türkiye Devrimi mücadelesini zafere ulaştıracağız! Sosyalizmin kızıl bayrağını en yüksek en görkemli burçlara asacağız!
Deniz, Yusuf, Hüseyin Ölümsüzdür!
Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!
Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!
Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşımız!
KURTULUŞ PARTİSİ GENÇLİĞİ
06.05.2025