Bilindiği üzere geçtiğimiz gün yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile beş üniversiteye AKP’giller onaylı yeni rektörler atandı. Başta Boğaziçi Üniversitesi gelmek üzere Pamukkale Üniversitesi, Antalya Bilim Üniversitesi, Beykoz Üniversitesi ve Çağ Üniversitesi bu beş üniversiteyi oluşturmaktadır. Bu atamaların tek bir amacı vardır, o da hep söylediğimiz gibi AKP'giller’in iktidara geldiği günden beri Türkiye gençliğini kendi Ortaçağcı Gerici zihniyetlerine uygun bir halde kindar ve dindar bir nesil olarak yetiştirmeye çalışmalarıdır. Geçmişte bunu başarabilmek için FETÖ gibi cemaatlerle el ele vererek gençlerimizi ‘ışık evleri, abiler, ablalar’ yoluyla kandırmaya çalıştılar. Birçok halk çocuğunu onların kirli oyunlarına alet ettiler. Şimdi de AKP'giller gençliğimizi ve bilim yuvası olması gereken üniversitelerimizi baskı altında tutabilmek için kendilerinden onay almış rektörleri üniversitelerin başına geçirmektedir. Hatta bu atamalar ilk defa da yapılmış değildir, daha önce de ODTÜ’ye atanan AKP'giller onaylı Verşan Kök bunların bir örneğidir.
Ancak son yapılan
atamalarda hepimizin dikkatini çeken, AKP’giller’in üniversitelere açıktan
açığa, topyekûn saldırısını gösteren bir gelişme oldu. Boğaziçi Üniversitesi'ne
atanan Prof. Dr. Melih Bulu’nun geçmişi, AKP'giller'in amacının da ne olduğunu
ortaya koydu. Melih Bulu, 2002 yılında AKP Sarıyer İlçe Teşkilatı kurucusu, 2007
yılında AKP İstanbul İl Başkan Yardımcısı, 2009 yılında AKP Ataşehir Belediye
Başkanlığı Aday Adayı ve aynı zamanda 2015 seçimlerinde AKP İstanbul 1. Bölge
Milletvekili Aday Adayı idi. Yani açıkça görüldüğü üzere AKP içinde bir yerlere
gelebilmek, AKP'giller vasıtası ile bir koltuk ve makam sahibi olmak amacında
olan bir kişi. Ve dün açıklanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile de bu amacına
ulaşmış vaziyettedir. Artık o da AKP'giller'in üniversitelerde gençliği etkisiz
hale getirmek için kullandığı sopasından başka bir şey değildir.
Biz bu
üniversitelerin öğrencilerinin temel isteği ise rektörlerin iktidar onayıyla,
kayyum yoluyla yukarıdan atanması değil seçimle demokratik bir şekilde işbaşına
gelmesidir. AKP'giller her ne kadar bilim yuvası olması gereken üniversitelerimizi
kendi Ortaçağcı fikirlerinin yayılma alanı ve atadığı yandaş rektörlerle
üniversitelerdeki ilerici öğrencilere baskı aracı olarak kullanmak istiyorsa
da, Üniversitelerin olması gereken demokratik ve özerk yapısını tümden silmek
istiyorsa da Üniversite öğrencilerinin ve biz Kurtuluş Partisi Gençliğinin tüm
bu yapılanlara karşı mücadelesi sürecektir. Demokratik, Laik, Eşit ve Parasız
Eğitimi gerçekleştirene kadar bizlerin mücadelesi de devam edecektir. 3 Ocak
2021
Kayyum Rektörler Kabul Edilemez!
Yaşasın
Demokratik, Laik, Eşit ve Parasız Eğitim!
Kurtuluş
Partisi Gençliği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Öneri/eleştiri ilet.