Bundan
45 sene önce 30 Mart 1972’de İkinci Kurtuluş Savaşçıları Mahir Çayan, Hüdai Arıkan, Cihan Alptekin, Nihat Yılmaz, Ertan Saruhan,
Ahmet Atasoy, Sinan Kazım Özüdoğru, Sabahattin Kurt, Ömer Ayna, Saffet Alp adlı
ON yiğit Devrimci 12 Mart Faşizmi’nin NATO’cu generalleri tarafından
katledildiler. Ama o eli kanlı katillerin göremeyecekleri bir şey vardı.
Kendini İnsanlığın Kurtuluş Davasına
adayanlar ölmez! Sadece bedence aramızdan göçüp giderler. O yüzdendir ki Kızıldere
Şehitleri 45 yıldır Türk ve Kürt Halklarının bilincinde yüreğinde
yaşamaktadırlar.
ON’lar;
haklarında idam kararı verilen yoldaşları Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan için bir an bile
düşünmeden atıldılar kavgaya. Yoldaşlarının katledilmemesi ve serbest
bırakılması için, Ünye’deki NATO üssünden üç teknisyeni kaçırdılar. Tokat’ın
Kızıldere köyünde, sayılarının azlığına düşmanın çokluğuna bakmadan “Biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik,
Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye, Yaşasın Marksizm Leninizm” diye haykırıp
çarpışarak şehit düştüler.
Neydi
ON’ların insanlıklarından başka her şeylerini adadıkları dava!
Çünkü
ON’lar Ustamız Hikmet Kıvılcımlı’nın
da 17 yaşında elde tüfek savaştığı Emperyalist Yedi Düveli ülkemizden kovan ve
ülkemizi paramparça edecek Sevr’i yırtarak üstlerine atan Birinci Kurtuluş Savaşçılarımızın devamcılarıydı.
ON’lar; Dünya Halklarının baş düşmanı ABD’nin
6. Filosunun önünde secdeye duran, Birinci Kurtuluş Savaşımızın ve onun Önderi
Mustafa Kemal’e kin kusan “Yeşil Kuşakçı”, Ortaçağcı, din alıp din satan sahte İslamcılara
karşı Laikliğin yılmaz savunucularıydılar. Antifeodaldiler…
AB’ye dönemin Avrupa Topluluğuna karşılardı. Bulundukları
her yerde “onlar ortak biz pazar” sloganını
haykırıyorlardı. Bugün olduğu gibi, o dönemde de halkları bomba yağmurlarına
tutarak katleden, Vietnam’da, Küba’da, Şili’de, Kore’de ve dünyanın dört bir
yanında Halk İktidarlarına saldıran Dünya Halklarının başdüşmanı ABD’ye karşı
hiç durmadan mücadele ediyorlardı. Antiemperyalistti
ON’lar…
Türk ve Kürt Halklarının kardeşliğinin yılmaz
savunucularıydılar. Ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunuyorlardı. Bu
kardeşliği tüm Türkiye halklarına, Kızıldere’de Amerikancı Faşist Goril
generallere karşı Türk ve Kürt devrimcileri olarak omuz omuza çarpışarak
kanıtladılar. Antişovenisttiler…
ON’ların
davası Halklarımızı soyup soğana çeviren, ülkemizi zam zulüm işsizlik
cehennemine çeviren Parababaları düzenine karşı insanca yaşamın kurulacağı,
ezenin ezilenin olmayacağı, insanın hayvan yerine konulmayacağı ve insanın
özgür yaşadığı tek düzen olan Sosyalizm
kavgasıydı.
Bugün
Kızıldere şehitleri hala yüreğimizde bilincimizde, ON’ların davasını Kurtuluş Partisi Gençliği devam
ettiriyor.
Çünkü
biliyoruz ki; bugün Kızıldere Şehitlerini savunmak Antiemperyalist, Antişovenist ve Antifeodal olmaktır. Ortaçağcılığa
karşı durmaktır. Ülkemizin Faşist Din Devletine dönüştürülmesine karşı
olmaktır. ABD-AB Emperyalistleri eliyle kurulmaya çalışılan, Yeni İsrail olacak
olan kukla Kürdistan’a karşı olup Kürt sorunun çözümünde Emperyalist çözüme
karşı, Halkların kardeşçe yaşayacağı devrimci çözümü savunmaktır. “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol”
diyebilmektir. İnsanlığın kurtuluşu olan Sosyalizm
davasını savunmaktır.
Kurtuluş
Partisi Gençliği olarak bir kez daha söylüyoruz:
Denizlerin,
Mahirlerin ve Türkiye Devriminin önderi Ustamız Hikmet Kıvılcımlı’nın uğruna
hayatlarını adadığı davayı zafere ulaştıracağız. Tüm dünyayı ve ülkemizi kan
gölüne çeviren, BOP’u yani Yeni Sevr planlarını uygulamaya sokan, kardeş
halkları birbirine düşürmeye çalışan ABD ve AB Emperyalistlerini ve onların
yerli işbirlikçilerini ülkemizden bir daha gelmemek üzere atacağız. Antiemperyalist, Antişovenist, Antifeodal
İkinci Kurtuluş Savaşımızı zafere ulaştırıp, Demokratik Halk İktidarını
kuracağız. Ve Sosyalizmi zafere ulaştıracağız. 30 Mart 2017
Devrim Şehitleri
Ölümsüzdür!
Kızıldere’nin,
Mahirlerin, Denizlerin Hesabını Soracağız!
Yaşasın İkinci
Kurtuluş Savaşımız!
Yaşasın Türk ve
Kürt Halklarının Kardeşliği!
Yaşasın Sosyalizm!
Kurtuluş Partisi Gençliği