Emperyalistlerin
ülkemizdeki ilerici, devrimci hareketi baltalamak için kendi uşaklarına
yaptırttığı 12 Eylül Faşist Darbesi sonrası, emperyalizm işbirlikçisi
iktidarların üniversitelerde borularını daha rahat öttürmesi amacıyla 1981'de
Yüksek Öğretim Kurumu kuruldu. YÖK, kuruluş amacını kendi sitesinde yer alan tarihçesinde
şöyle belirtiyor: “1960-80
arasında ortaya çıkan siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlar, yükseköğretimdeki
kötüye gidişi daha da artırmıştır. Bu nedenle yetmişli yılların sonunda köklü
bir reform kaçınılmaz hale gelmiş ve sonunda 1981 reformu yürürlüğe konmuştur.” Görüldüğü üzere, 27 Mayıs Politik Devrimi'nin
kazanımlarıyla yükselen devrimci hareket ve ilericilik bir sorun olarak
görülüyor YÖK tarafından. Bu soruna çözüm olarak da bir kumanda gibi
kullanılacak YÖK yaratılıyor ve 35 yıldır da görevini yapmaya devam ediyor. Bu
kumanda ilk yaratıldığı anda Kenan Evren'lerin elindeydi, şimdi de Tefeci-Bezirgânlığın
baş temsilcisi AKP'giller'in elinde.
O AKP'giller, 15
Temmuz günü Pensilvanyalı İmam ile giriştiği karşılıklı ganimet mücadelesinden
galip çıktı ve karşısında bulunan tüm güçleri yok etmek için büyük bir atılıma
girişti. Bu atılım, daha önceki yıllarda kendilerinin de yardımıyla devlet
kademelerine ve kamu alanlarına yerleşen FETÖ'cüleri ortadan silmekti. Buna
girişirken “Fırsat bu fırsat” deyip, bu kademelerde bulunan ilerici-laik
bireyleri ve unsurları da temizlemekti.
Amaçları ise çok
açık: Cumhuriyet'i bir enkaza çevirip, kendi Tayyibistan Faşist Din Devleti'ni en çabuk şekilde kurmak.
AKP'giller kendilerine karşı gelen sesleri
susturmak için tüm alanlara el atarken, kendilerine karşı en çok seslerin
yükseldiği üniversiteler ve eğitim kurumları üzerinde fazlasıyla duruyorlar. Ganimet
Paylaşım Savaşı sonrası
rektörler eliyle üniversitelerdeki tüm dekanların istifasını isteyen Kaçak
Saray'lı Reis'in emirleri üzerine akademisyenlerin sosyal güvencesinin de
düşürülmesi kararı alınmıştı. Kendi sözüne uymayan herkesin ayağını
kaydıracağını herkese iyi göstermiş olacak ki bunun üzerine rektörler ve
akademisyenler, Akademik Yıl Açılış Töreni'ni Kaçak Saray'da yaptılar. Kaçak
Saray'a sadakatlerini, uşaklıklarını bildirdiler. Hatta üniversite sorunlarının
konuşulması ve onlara çözüm bulunması gereken bu toplantıda, Kaçak Saray'ın
bahçesinde selfie çektiler, diplomasızın önünde iki büklüm oldular.
Törenin sonunda konuşma yapan Tayyip Erdoğan: “rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum” dedikten hemen sonra her biri birer padişah fermanı gibi olan KHK'lerden bir yenisi açıklandı: Bundan sonra rektörler üniversite içerisinde yapılan seçimle belirlenmeyecek. YÖK'ün önerdiği üç adaydan bir tanesi Tayyip Erdoğan tarafından atanacak. Aslında Erdoğan, öncesinde de rektörlük seçimlerinde kazanan ilerici adayların yerine kendi adamlarını atıyordu, 676 Sayılı KHK ile bu yapılan antidemokratik durumu da kitabına uydurmuş, meşrulaştırmış oldu.
Üniversitelerde
yaşanan bu antidemokratik tutumun yanı sıra Ortaçağcı gericilik de hızla yerini
sağlamlaştırıyor. AKP'giller cenahından yükselen “Karma eğitim hak gaspıdır”,
“O'halde karma eğitime son” zırvaları
iyice arttı. Laikliği üniversitelerden tamamen kaldırmak için bu zırvalar
artmaya devam edecek ve hayata geçirilmeye çalışılacak.
Üniversitelerimizin
ve gençlerimizin bir tarafı gericilikle ve yandaş yönetimlerle çevriliyken bir
tarafı da bir emperyalist plan olan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile ülkemizin
parçalanması tehlikesi ile çevrili. Her gün patlamalar ve ölüm haberleri ile
yüzleşiyoruz. Tıpkı bu planın öncelleri olan Afganistan, Irak, Libya ve
Suriye'de yaşanan durumlar gibi. Ve bu ülkelerin kaderlerini parçalanmak, ölüm
ve kanla yazan AB-D Emperyalistleri ülkemizin kaderini de aynı şekle sokmaya
çalışıyor.
Gençliğimiz, bu
tehlikeleri ancak ve ancak doğru bir hatta örgütlü mücadele ile aşabilir.
Bu doğru hat
emperyalizme, Ortaçağcı gericiliğe ve şovenizme karşı verilen mücadeledir.
Bu mücadele
sonucunda, Emperyalizme karşı bir kale üssü durumuna gelecek, Demokratik Halk
İktidarını kuracağız.
Sosyalizmi zafere
ulaştıracağız.
Halklara umut
olacağız... 6.11.2016
Yeni Sevr'e Karşı Yaşasın İkinci
Kurtuluş Mücadelemiz!
Kahrolsun YÖK!
Yaşasın Demokratik-Laik-Anadilde
Eğitim!
Yaşasın Gençliğin Devrimci
Mücadelesi!
Kurtuluş Partisi Gençliği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Öneri/eleştiri ilet.