Ülkemizin emperyalizm ve kuklaları tarafından cehenneme çevrildiği günlerde yeni bir eğitim-öğretim dönemine giriyoruz. Ülke meselelerinin okul yaşantımıza yansıması, bu sene önceki yıllara göre daha güçlü bir biçimde yüzümüze çarpacak. Yaşadığımız alanı, kendimizin ve tüm insanlığın hayatını güzelleştirmek isterken yükümüzün farkına varacağız. Bu kutsal yükü tek başına layıkıyla taşımak bilimsel gerçeklere aykırı olduğundan, örgütlenmemizin gerekliliğinin farkına varacağız.
Okullarımız OHAL gölgesinde açılıyor. Uşaklık yarışı yaparken rant kavgasına tutuşan iki gönüllü ABD kuklası, Pensilvanyalı İmam ve AKP’giller, kavgalarının en kanlı raundunu yaşadılar, 15 Temmuz’da. Kavganın iki tarafının da amaçları aynıydı: Beraber yıkmaya çalıştıkları laik düzenden ve Cumhuriyet’ten en büyük payı almak, kamu mallarını daha çok aşırmak ve en büyük ABD uşağının kendileri olduğunu kanıtlamak. O raunt Kaçak Saray’lı Reis’in kesin zaferiyle sonuçlandı. Bunun sonunda ABD Emperyalizmi karşımıza “Ya FETÖ’densin ya Tayyip’ten” minvalinde bir tuzak çıkarttı. Meclisteki bütün partiler bile isteye, kendilerini ilerici, devrimci olarak nitelendiren gruplar da isteyerek veya istemeyerek bu tuzağa balıklama atladı. Yani hepsi ya gafillik, ya hainlik yaptılar.
AKP’giller bir yandan da, kendisine karşı olanları FETÖ’den olmakla suçlayarak bir cadı avı başlattı, at izi ile it izini birbirine kattı. Zaten kendilerinin besleyip büyüttüğü FETÖ’yü temizleyeceğiz, diyerek bazı AKP karşıtı akademisyenler işten atıldı, okullar kapandı. Olan yine biz öğrencilere oldu.
Eğitim yuvalarımız, laikliğin yok edilme merkezleri haline getirildi. Küçücük çocukların kafası hurafelerle dolduruldu. 15 Temmuz’u bir fırsata çevirmeye çalışan AKP’giller, okulların ilk günü hutbeler, sureler okuttu, 15 Temmuz müsamereleri yaptırdı, bildiriler dağıttırdı. Bu, AKP’giller’in, yürürken ayağına batacak dikenler olacağımız korkusuyla çocukluktan başlayarak beyinlerimizi köreltmeye çalıştığının göstergesidir. AB-D Emperyalizminin bölgemizi yeniden şekillendirme isteğini, yani BOP’u, hayata geçirmesi için önündeki engelleri kaldırmak istediğinin göstergesidir. Ayrıca, Suriye’den sonra sıra bizdedir. Halklar düşmanlaştırılarak birlikte yaşamayaz hale getirilecek ve ülkemiz emperyalizmin çıkarlarına uygun olarak parçalanacaktır.
Diğer yandan; ülkemiz hızla Ortaçağ karanlığına sürükleniyor. Kadınlarımız, kafaları Ortaçağcı Gericilerin sapkın doktrinleriyle uyuşturulmuş müritler tarafından her geçen gün can güvenliklerini tehlikeye sokan saldırılara maruz kalıyor. Tarikatlar, cemaatler AKP’giller’den aldıkları cesaretle bu sapkın doktrinleri yaymak, CIA-Pentagon İslamı’nı yaymak için ülkemizin dört bir yanında örgütleniyor. Bu Cumhuriyet, Laiklik ve Mustafa Kemal düşmanları her zamankinden daha azgın bir şekilde ortalıkta rahatça fink atıyor.
Bütün bunlar olurken bu toprakların gençleri olanlara gözünü yummaz, kulağını tıkamaz. Bu ülkenin Jön Türklük geleneğini, Kuvayimilliye geleneğini ve Mustafa Kemal’i, gerçek TKP ve Türkiye Devrimi’nin önderi Hikmet Kıvılcımlı’nın geleneğini, Deniz Gezmiş’leri, Mahir Çayan’ları ve onların gerçekleştirmek istediklerini, ideallerini savunan ve sonunu getirene kadar mücadele edecek olan Kurtuluş Partisi Gençliği var. Çaresizmiş gibi gözüken nesnel durumumuz, ancak ve ancak birlikte hareket edersek çözülebilir.
Gelin, bu çözümsüzlük prangasını kıralım, beraber mücadele edelim, basit reformlarla değil kesin çözümlerle geleceğimizi birlikte şekillendirelim. Emperyalizme, Ortaçağcılığa ve her türden ırkçılığa karşı en önde mücadele ederek İkinci Kurtuluş Savaşı’mızı zafere ulaştıralım.
Bu engellerin, baskıların ve yıldırma politikalarının hiçbirine kanmayız ve pes etmeyiz. Kurtuluş Partisi Gençliği saflarında örgütlü mücadele ederek İşçi Sınıfının en büyük müttefiki olacağız. Demokratik Halk İktidarı’nı kuracak, AB-D Emperyalizminin ve onların yerli uşaklarının hayallerini bir daha geri dönüşü olmaksızın yok edeceğiz. 20.9.2016
Yaşasın Parasız-Bilimsel-Demokratik-Laik-Anadilde Eğitim Mücadelemiz
Yaşasın Kurtuluş Partisi Gençliği
Kurtuluş Partisi Gençliği