27 Mart 2020 Cuma

PAÜ'de Ortaçağcı yapı istemiyoruz! Tarikatların çıkarlarıyla dizayn edilen eğitime hayır!


Okulumuz Pamukkale Üniversitesi'nin İlâhiyat Fakültesi'nde birtakım hadiselerin yaşandığına dair yabana atılmayacak iddialar dillendirilmeye başlanmıştır. Ünlü ilahiyatçı yazar Prof. Dr. Mustafa Öztürk, bunu şu şekilde duyuruyor:
"Birkaç gün önce “Kıymetli Dekanlarımız” hitabıyla başlayan bir metin mesajı aldım.
Mesajın sahibi, kendisinin de dâhil olduğu bir grup genç akademisyen adına Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yaşanan birtakım garip olaylar ve sıkıntıların kamuoyuna duyurulması ve aşağıdaki metinde anlatılan sorunlar ve sıkıntıların bertaraf olunması yönünde yardım istiyordu. Söz konusu fakültede yaşanan olaylar aşağıda anlatılanlarla aynı minvaldeyse, çok vahim bir manzarayla karşı karşıya olduğumuzdan hiç şüphe yoktur. Fakat şu an için anılan fakültede gerçekten neler olup bittiği hakkında kesin yargıda bulunma imkânımız da yoktur. Bu yüzden, şahsıma gönderilen ve kamuoyuyla paylaşmam istenen metnin ilgili ve yetkili merciiler tarafından dikkate alınacağı ve işin aslının en kısa zamanda ortaya çıkıp gereğinin yapılacağı ümidiyle söz konusu duyuru metnini bana gönderildiği şekliyle burada paylaşıyorum."


Öztürk'ün aktarımına göre, metnin içeriği şu şekilde:

"Kıymetli Dekanlarımız…
Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde bir fakülteden beklenen özgür ilmî çalışmaların geleceğini ve çalışma ortamını olumsuz etkileyen ve etkileyebilecek olan bazı durumlar konusunda SİZ DEĞERLİ DEKANLARIMIZDAN yardım istiyoruz.
Bilindiği gibi Pamukkale Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 2012 yılında açılmış ve 2013 yılında ilk öğrencilerini alarak eğitim-öğretim hizmeti vermeye başlamıştır. Fakültemiz, açılışından beri sürekli biçimde, emekli bir profesör olan ve dinî/tasavvufî bir gurubun liderliğini yapan Cevat Akşit’in doğrudan ya da dolaylı olarak müdahalesine maruz kalmış, mevcut fakülte dekanı aracılığı ile de fiilen müdahale edilir hale gelmiştir. Akşit’in, fakülteyi kendi tarikat görüşleri doğrultusunda dizayn etme amaçları, fakültede akademik kadrolaşma ve kendi köyünde kurdurmuş olduğu İslami İlimler Enstitüsü yoluyla hayata geçirilmektedir. 
Öncelikle fakültemize yaklaşık 50 km uzaklıkta olan Yatağan Köyünde Lisansüstü eğitim-öğretim faaliyetleri başlatılmış, akabinde Cevat Akşit’in köyünde bir tarikatın gölgesinde ders vermek istemeyen akademisyenlerin lisansüstü ders verme hak ve yükümlülükleri ellerinden alınmıştır. Ayrıca bu köye gitmek istemeyen Lisansüstü öğrencileri de ya alan değiştirmeye ya da lisansüstü eğitimi bırakmaya zorlanmıştır. Bunu yaparken gayri ahlaki bir şekilde oradaki eğitimi sağlamak amacıyla başta dekan olmak üzere grubun niyetleri doğrultusunda çalışanlara yüklü miktarda paralar ödenmektedir. Ayrıca dekana dayalı/döşeli lüks bir daire de tahsis edilmiştir. Hocaların şehir merkezindeki ana kampüs içerisinde bulunan fakülte binasında ders vermelerine, Türkiye genelindeki uygulamaya aykırı bir şekilde asla izin verilmemektedir. 
Akşit’in köyünde sürdürülen eğitim öğretim faaliyetlerinde öğrenciler, önce taşımalı eğitimle hocalarıyla birlikte köye götürülmekte, orada ders yapıldıktan sonra tekrar fakültemize taşımalı servislerle getirilmektedir. Bu taşımalı sisteme katılmayan öğrenciler ve hocalara baskı uygulanmakta, kadroları/özlükleri üzerinden tehdit edilmektedir. Fakültemize cemaat aracılığıyla doldurulmak istenen kadrolara onay vermeyen ana bilim dalı başkanları istifaya zorlanmakta, diğer taraftan cemaat amaçlarına uygun bulunmayan yönetim kurulu kararları yok sayılmaktadır. Tüm lisans ders programları Yatağan Köyündeki enstitü programına göre şekillendirilmekte ve Lisans eğitimi hiçe sayılmaktadır.
Biz bu yazıyı yazarken söz konusu yapının nüfuzunu da kullanarak hakkımızda bazı usulsüzlüklere başvuracağına dair ciddi kaygılar da taşımaktayız. Sizlerden, bir grup genç akademisyenler olarak hem sosyal medyada hem toplantılarınızda konuyu gündeme getirmenizi rica ediyoruz. Ne olur, duyarlı olunuz.
Bir kurumun heba edilmesine seyirci kalmamanızı rica ediyoruz."
(https://www.independentturkish.com/node/142681/haber/prof-dr-mustafa-öztürk-pamukkale-üniversitesi-ilahiyat-fakültesi’nde-neler-oluyor)

18 yıldır memleketimizin bütün maddi, tarihi, doğal, kültürel zenginliklerini yerli ve yabancı para babalarıyla tarumar eden ve peşkeş çeken Tefeci-Bezirgan AKP iktidarı, sağır sultanın bile duyduğu üzere benzer bir gericileştirme, içeriksizleştirme ve talan politikasını eğitimin her kademesinde hayata geçirmektedir. Bilim ve bilgi üretimi ve aktarımı yapılan kurumlar olması gereken üniversitelerimizi, Danıştay kararıyla kaçak olan sarayda ikamet eden "şahsım"ın memur olarak atadığı yandaş rektörler eliyle akademik üretim ve öğretim yapma kapasitesinden yoksun, Ortaçağcılığın kalelerine ve kafadan silahsızlandırma merkezlerine çevrilmiş tekkeler haline getirmişlerdir ve getirmektedirler.
Böylesine bir istibdadın gölgesi altında, geçmiş acı tecrübelerinden akıllanmış gibi görünmeyen otoritelerimiz, üniversitemizin ilâhiyat fakültesini Cevat Akşit isimli tarikat şeyhinin Ortaçağcı zırvalarını tekrar eden bir tekkeye çevirmek ister gibi görünmektedir ve görünen odur ki bu uğurda kendilerine direnen namuslu akademisyenlere de çeşitli baskı yöntemleri ile zulmedecek kadar alçalmaktan geri kalmamaktadırlar. Devlet kurumlarını cemaatlerin arka bahçeleri haline getirenler, gözünü üniversitemizin ilâhiyat fakültesine dikmiştir.
Pamukkale Üniversitesi Kurtuluş Partisi Gençliği olarak buna karşı sesimiz çıktığınca ve gücümüz yettiğince mücadele etmek boynumuzun borcudur. Bu rezalete derhal bir son verilmesi talebimizi yükseltiyor ve bir kez daha haykırıyoruz: Üniversitelerde Ortaçağcı gericiliğe geçit yok!

PAÜ Kurtuluş Partisi Gençliği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öneri/eleştiri ilet.