Milli
Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz tarafından AKP’giller’in baş şefinin tek bir sözü
üzerine kaldırılan liselere geçiş sınavı TEOG’un
yerine getirilen sistem açıklandı. İsterseniz kısaca bu sisteme bir göz atalım
ve daha sonra altında yatan gerçek nedenlerine değinelim.
Açıklanan
yeni sisteme göre, kaldırılan TEOG yerine “Eğitim Bölgesi ve Sınavsız Mahalli Yerleştirme Sistemi”
adı verilen bir sistem getirildi. Bu sisteme göre öğrencilerin sınava girme
zorunluluğu kalktı. Öğrenciler beş tercih hakkı kullanarak, adresine en yakın
okula yerleştirilecek.
Milli
Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı bir diğer resmi açıklama ise “Merkezi sınava girmek istemeyen olursa, çevresindeki en yakın 5
okuldan birini seçecek. Nitelikli
okullara gitmek isteyenler için haziran ayının ilk haftasında tek sınav
yapılacak. Bu sınava girmek isteğe bağlı olacak.”
Açıklamada,
adrese dayalı yerleştirmenin öğrencilerin yüzde 90’ını kapsayacağı
belirtiliyor. Kalan yüzde 10 ise, sistemin “nitelikli”
olarak adlandırdığı okullara sınavla girecek.
Sürecin
başında, sınav sistemindeki adaletsizliğe duyulan yoğun tepki nedeniyle “sınavı
kaldıracağız” diyerek rüzgarı arkasına almaya çalışan AKP’giller, gördüğümüz
gibi bırakalım sınavı kaldırmayı, sınavın kaldırılmasına gerekçe gösterilen
“adaletsizliği” daha da arttırıyorlar. Bu yapılan açıklamalar o kadar boş ve
asıl amacı gizlemeye çalışan açıklamalardır ki, bunu okuyan bir öğrencinin “yeni sistemi” anlaması olanaksızdır.
Daha doğrusu bunun altında yatan amacı anlaması kolay değildir. Yılların
eğitimcisi Abbas Güçlü bile “Yeni
sistemden bir şey anlayan var mı?”
açıklamasıyla, yaratılan kafa karışıklığına vurgu yapmaktadır. Ancak biz
AKP’giller’in gerçek yüzünü ve amaçlarını senelerdir bildiğimiz için neden
böyle bir sistem getirme gereği duyduklarını biliyoruz.
AKP’giller,
iktidara geldiklerinden beri ülkemize, insanlarımıza dayattıkları bu Ortaçağcı
Gerici düşüncelerini şimdi de ortaokulu bitirmiş ve liseye yeni başlayacak, daha
yaşça çok küçük olan gençlerimize enjekte etmeye çalışmaktadırlar. Bu sistem
ki, gençlerimizi Ortaçağcı Gerici düşüncelerin yayılma merkezi, AKP’giller’in
kindar ve dindar neslinin garantisi olacak İmam Hatip Liselerine mahkûm
etmekten başka bir anlama gelmemektedir.
Özellikle
son yıllarda her şehirde, mahallede açılan İmam Hatipler neden böyle bir
sistemin getirildiğinin kısa bir özetidir aslında. Ne demişlerdi?
Öğrencilerin
yüzde 90’ı adresine yakın okullara yerleştirilecek.
Bu
sistemin doğal olarak tüm Türkiye’de uygulanacağını düşünürsek, 8. sınıfı
bitirmiş bir öğrencinin adresine yakın okullar arasında zaten her yerde açılan İmam
Hatip Liseleri’nden en az bir tane olacak. Bunu yapmalarının sebebi de artık
gençlerimize seçme fırsatı dahi verilmeksizin İmam Hatiplere yerleştirmektir.
Her yerde yeni açılan ve boş kalan İmam Hatip Liseleri’ne öğrencileri, onlara seçme
fırsatı verilmeksizin yönlendirmektir. Yani çok daha fazla öğrenciye kendi Ortaçağcı
düşüncelerini sokabilmektir, bu sistemin başka da hiçbir amacı yoktur.
Milli
Eğitim Bakanı, kendi ağzıyla sistemin, öğrencilerin yüzde 10’luk dilimini daha
ayrıcalıklı olarak gördüğünü itiraf etmiştir. Öğrencilerin yüzde 90’ının
adresine yakın okullara gitmesinin okulların başarı oranını artıracağını
söyleyerek, açıkça halkımızı aldatmaya çalışıyor. Bir okulun başarısı o okula
“mecburen” yerleşen öğrencilerle değil, öğrencilerin o okulda eğitim görmekten
mutlu olmasıyla, eğitimin bilimselliğiyle artabilir.
AKP’giller’in
örgütlenme alanları arasında en başta taşralar, kenar mahalleler, yoksul halkın
yaşadığı bölgeler gelmektedir. Buralarda da dört bir yan İmam Hatip
Liseleri’yle çevrilmiş durumdadır. Dolayısıyla, yoksul halk çocuklarının
“nitelikli” diye adlandırılan okullara yerleşme ihtimali, eskisinden de aza
indirilmiştir. Ekonomik durumu iyi olan ailelerin öğrencileri, her şartta daha
iyi bir okul kazanmak için çok daha yüksek şansa sahip olacaktır.
Bu
sistemin amacı aynı zamanda, özel liselere ve dershanelerden dönüştürülmüş olan
temel liselere tercihin arttırılmasıdır, eğitimin her geçen gün biraz daha
ticarileştirilmesidir. İsmet Yılmaz yaptığı bir açıklamada: “... eğitim yatırımı yapan vatandaşlarımız sayesinde özel okullaşma
oranı ve özel okula gitme oranı artmıştır” diyerek amaçlarına ulaştıklarını
dile getiriyor. Ancak bu durum yoksul, emekçi halkımızın herhangi bir işine
yaramayacaktır. Onlar, eğer daha nasıl olacağı bile açıklanmamış olan Merkezi
Sınavı geçmeyi başaramazlarsa İmam Hatip Liseleri’ne gitmek zorunda kalacaklardır.
Yani
kısacası parası olan iyi eğitim görsün olmayansa gitsin herhangi bir lisede
okusun sistemi getirilmiştir.
ABD
Emperyalizminin Ortadoğu’daki planı olan BOP’u yürütmek ve Emperyalistlerce
kendilerine hizmet etmek, göreviyle ülkemizin başına bela edilen AKP’giller, geldikleri
ilk günden itibaren gençliği uyuşturmak, Ortaçağcı düşüncelere boğarak
düşünemez, sorgulayamaz hale getirmek için çalışmıştır ve bugün de, bundan
sonra da bunun için çalışmaktadır, çalışacaktır. Önümüzde AB-D Emperyalistleri
ve yerli işbirlikçileri tarafından Ortaçağ karanlığına mahkum edilen onca
Ortadoğu ülkesi duruyor. İşte Afganistan… Bugün 1960’lardaki, 70’lerdeki
durumundan çok daha geride. Afganistan halkı Ortaçağcı Gericilik elinde perişan
durumda. Ülkemizin de gidişatı bundan farksız olmayacak, istedikleri budur. Bu
ayrıca onların sınıfsal yapılarının gereğidir.
Ancak
bizler Kurtuluş Partisi Gençliği ve Halk Kurtuluşçu Liseliler olarak bu
gerici gidişata sessiz kalmıyoruz, kalmayacağız. Ortaokullu kardeşlerimizin,
liseli kardeşlerimizin AKP’giller’in kindar ve dindar nesil projesine kurban olmasına
asla izin vermeyeceğiz. Örgütleneceğiz, güçleneceğiz. AKP’giller’i ve onların
getirdikleri her türlü sistemi tarihin çöplüğüne göndereceğiz bir daha
kullanmamak üzere…
Bu
bizim gençlerimize, halkımıza sözümüzdür!
Şeriat Ortaçağdır!
Yaşasın Demokratik, Laik, Bilimsel
Eğitim Mücadelemiz!
Kurtuluş Partisi Gençliği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Öneri/eleştiri ilet.