Hikmet Kıvılcımlı Usta'nın salon anmasında Boran Alp Yoldaş'ın Kurtuluş Partisi Gençliği adına yaptığı konuşma:
Merhaba Yoldaşlar,
Sözlerime, 100
yıldır Dünya Halklarına umut ve örnek olan; sosyalizmin bir ütopya veya hayal
olmadığını, insanın hayvan yerine konulmasına
isyan edenlerin mutlaka başarıya ulaşacağını kanıtlayan Ekim Devrimi’ni ve Önderi Lenin Usta’yı selamlayarak başlamak
istiyorum.
Sınıflı
toplumlar tarihi boyunca insanlık hep özünü aramış, haksızlığa, zulme başkaldırmıştır.
Spartaküs’ün aradığı, düşlediği
düzenin özü budur, Şeyh Bedrettin’in,
İbn-i Haldun’un ideali budur. Bu
idealler ve mücadeleler Marks ve Engels Ustalar öncülüğünde bir
ideolojiye, bilime evriltilmiştir. Sonrasında onların başladığı işi Lenin Usta sırtlamış, emperyalizmin içyüzünü,
ekonomi-politiğini aydınlatmış, Marksizmi, Marksizm-Leninizm’e
dönüştürmüştür. Ve ilk defa, sınıflı toplumlar var olalı beri verilen
mücadelelerden biri sonuca ulaşmış, 7 Kasım 1917’de sömürüsüz dünyanın
temelleri Ekim Devrimi ile atılmıştır. Bundan sonra dünyanın geri kalanında,
Küba’da, Yugoslavya’da, Çin’de, Kore’de, Almanya’da ve birçok ülkede devrim
başarıya ulaşmıştır. Gençlik bu devrimlerde İşçi Sınıfının yanında yer alıp devrimin başarıya ulaşmasında büyük
bir rol almıştır. Çünkü Hikmet Kıvılcımlı’nın da belirttiği gibi “Aydın genç, hiçbir zulmün sindiremeyeceği
Modern İşçi Sınıfı gibi bir yenilmez devrimci özgücün müttefikidir.”
Ekim Devrimi’nin
gerçekleştiği yıllar ülkemiz için de önemli bir dönemdi. Birinci Emperyalist
Paylaşım Savaşı sonucu topraklarımızın emperyalistler tarafından paylaşılmak
istenmesine karşı Jöntürk gelenekli
gençliğimizin mücadelesiyle Sevr
paçavrası yırtıldı ve Birinci Kurtuluş Savaşı’mız
zafere ulaştı.
İşte bu yıllarda
büyüdü, gençliğini bu yıllarda yaşadı Kıvılcımlı Usta. 17 yaşında aldı eline
silahı, yiğitliğini ve önderliğini gösterdi o yaşta, Köyceğiz Kuvayımilliye Komutanlığı görevini üstlendi. Savaş bitince
Vefa Lisesi’ne girdi, ardından da İstanbul Tıp Fakültesi’ne.
Lenin Usta “(…) öğrenciler, aydınların en duyarlı
tepkide bulunan bölümüdür ve aydınlar, tüm toplumda sınıf çıkarlarını ve siyasi
gruplaşmaların gelişmesini en bilinçli, en kararlı ve en doğru biçimde yansıtan
ve ifade eden kesimidir.”demişti, bu tespit Hikmet Kıvılcımlı için de
doğrulanacaktı.
Usta’mız bu
yıllarda sosyalist fikirlerle tanıştı, yiğitliği ve önderliği O’nu “TKP’nin en genç kurucu üyesi” yaptı. 1925’te
daha 23 yaşında, TKP Merkez Komitesi’ne girdi ve aynı zamanda “Genç Komünistler Birliği Başkanı” oldu.
Aynı yıl Aydınlık’ta yazıları yayınlanmaya başladı.
Onun hakkında Gerçek
TKP’nin yayın organı Orak Çekiç’te
şöyle yazıyordu:
“Hikmet Kıvılcımlı, devrimin iliklerine işlediği
bir adamdır.”
Yine Şefik Hüsnü
31 Ocak 1928’deki mektubunda:
“Kanaatimce bu genç, Türkiye işçi hareketinin önümüzdeki
gelişmesinde büyük bir rol oynayacaktır.” diyordu.
Ne mutlu bize
yoldaşlar, hakkında böylesine gurur verici cümlelerin söylendiği bir önderin
yolundayız, ne mutlu ki onun öğrencileri de bu gurur verici yoldan hiç
sapmamışlar. Örnek almak için uzaklara bakmaya gerek yok, biz gençlerin hem
statik hem de dinamik karakterini geliştirmesine yönelik çok güzel anahtarlar
bunlar. Ustamız gençliğini böyle yaşadı, böyle tanındı etrafındakiler
tarafından, ömrünün geri kalanını da hep genç olarak yaşadı ve hâlâ genç; bizim
bilinçlerimizde ve mücadelemizde.
Usta’mız Hikmet
Kıvılcımlı’nın deyimiyle “Kaynayan
Petrol Kazanı” Ortadoğu, emperyalistlerin ömürlerini biraz daha uzatmak
için salyalarını akıttığı ve planlarını uygulamaya çalıştığı bir yere dönüştü. Bu
salyalar bizim topraklarımıza da kan ve gözyaşı olarak damlıyor. Gençliğimiz böyle
bir ortamda yetişiyor, geleceğini planlamaya, yaşadığı koşulları iyileştirmeye
çalışıyor. Kendisini çevreleyen geleceksizlik endişesi, devletin baskıcı
hamleleri, eğitimin Ortaçağcılar elinde mahvedilmesi, her an yeniden
değişebilme ihtimali olan sınav sistemleri, kendini geliştirebileceği
zamanlarda öğrenim masraflarını karşılamak için çalışmak zorundalığı onları
örgütsüzlüğe ve dolayısıyla da umutsuzluğa itiyor. Üstüne üstlük bu sorunları
kökten çözmeyi, yani devrimci olmayı kafaya koymuş gençlerden bir bölümü Marksizm-Leninizmi
kavramayan, onu kendi koltuklarından olmamak için bir kılıf olarak kullanan
önderlerin soytarılıkları yüzünden heba oluyor.
Ancak Marks-Engels-Lenin-Kıvılcımlı Ustalar’ın
teorisi ve pratiğiyle donanmış olan Kurtuluş
Partisi Gençliği olarak bu sorunların nedenini ve çözümlerini biliyoruz,
buna yönelik eylemler koyuyoruz.
Bulunduğumuz
lise ve üniversitelerin öznel sorunlarına yönelik çözümler üretmeyi ve bunları
çözmeyi amaçladık.
Her sene yapmaya
çalıştığımız Gençlik Kamplarımızla Kurtuluş Partisi Gençliği’ni, Türkiye
çapında kaynaştırmaya, yoldaşlaştırmaya çalışırken; kendimizi teorik ve pratik
olarak da eğitmeye çalıştık, çalışıyoruz.
Yiğitliği ve
gözü karalıklarıyla devrimcilerin gönlünde başka bir yeri olan Denizler ve
Mahirler’in gerçek ideallerini haykırıyoruz 30 Mart’larda ve 6 Mayıs’larda.
6 Kasım'da YÖK'ü
teşhir ve protesto ettik, okullarımızın açılış tarihinde eylem yaparak eğitimin
gericileştirilmesine karşı sessiz olmadığımızı gösterdik.
1 Mayıs'ta
gençliğimizin İşçi Sınıfının yanında olduğunu en önde mücadele ederek
göstermeye çalıştık. 8 Mart, 18 Mart, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim'de Partimizle
beraber İkinci Kurtuluş Savaşı’nın
şiarını güçlendirdik.
Pensilvanyalı
İblis’in cemaati ülkemizde elini kolunu sallayarak gezip tarikat evlerinde ve
yurtlarında gerici faaliyetler yürütürlerken, ona karşı “Yurtkur Uyuma Yurt Kur” kampanyasını, soruların çalınmasına ve
şifre rezaletine karşı ülkenin dört bir yanında “Emek Hırsızı ÖSYM” kampanyasını yürüttük.
Laiklik çoğu
grubun umrunda değilken “Şeriat
Ortaçağdır” şiarıyla eylemler düzenledik, kamu emekçileriyle beraber
düzenlenen Laiklik eylemine saldıran AKP’giller’in kolluk kuvvetlerinin
saldırısına karşı direndik, Laik Eğitim Forumu yaptık.
Kuş
uçurtulmayacağı iddia edilen G-20 Zirvesi’nin yapıldığı Antalya’da emperyalizmin
temsilcilerinin uçaklarını havaalanında karşıladık, onlara bu topraklarda
rahatça dolaşamayacaklarını haykırdık; iki günde iki eylem yaptık. Öyle ki üçüncü
gün evine dönen arkadaşlarımız “Belki
eylem yaparlar” korkusuyla gözaltında bekletildi. Yoldaşlarımızın
Antalya’da yaptığı eylem İstanbul’dan ses getirdi, okulları tarafından
soruşturma açıldı.
Başkanlık
referandumunun öncesinde ilk eylemi OHAL’e rağmen yine biz yaptık. Meselenin
gerçek yüzünün ortaya serildiği eylemimiz kolluk kuvvetlerini çok rahatsız
etti, engellemek istediler, konuşturmamak istediler ama başaramadılar. Gerçekleri
haykırdık, öngörülerimizi halkımızla paylaştık. Referandum sonrasında da hilelere
karşı sokaklara çıktık.
Gençleri hem yukarıda
bahsettiğimiz sorunlardan, hem de Kürt Sorunu’nun burjuva çözümü için çırpınan Amerikancı
Kürt Hareketi’nin Sinemacı ve Bağlamacılar’dan; Laikliği önce Kemalist
Diktatörlük söylemi olarak görüp iş işten geçince aklı başına gelenlerden; Gezi
İsyanı’mıza, Çanakkale Savaşı’na dil uzatan Yeni Sahte TKP’nin Baykuş
Bakışlısının; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne karşı NATO’yu ve Nötron
Bombası’nı savunan, şu anda da AKP’giller’i şirinleştirip hedef şaşırtan Bin
Kalıplılar’dan kurtaracağız!
Onları “İşkencede direnmeyi erdem belleyen”; her
seferinde İşçi Sınıfı Sendikacılığının hem ülkemizde hem de enternasyonal
düzeyde nasıl yapılacağını tekrar tekrar kanıtlayan; Gezi İsyanı’mızda, 1
Mayıs’ta “Artık bizden geçti”
demeyip gençliğin yanında, önünde mücadele eden; kimseye karşı da sözünü
sakınmayan ve başımızı bir kez olsun Sevrci Soytarı Sahte Sol önünde eğdirmeyen
gerçek Proletarya Sosyalistlerinin önderliğinde, Halkın Kurtuluş Partisi’nde
birleştireceğiz, Proletarya Partisi’ni yeniden örgütleyeceğiz!
İkinci Kurtuluş
Savaşı’nı zafere ulaştırıp, Demokratik
Halk İktidarı’nı kuracağız! Hikmet Kıvılcımlı'nın başladığı işi
bitireceğiz, yeni Ekim Devrimleri yaratacağız! Dünyayı tek bir sosyalist aile yapana
kadar mücadelemize devam edeceğiz!
Şan Olsun Ekim Devrimi’ne, Devrimler Kartalı
Lenin Usta’ya,
Şan olsun önce bu topraklarda sonra da dünyada
devrimi gerçekleştirecek olan Proletarya Sosyalistlerine!
Şan olsun Halkın Kurtuluş Partisi’nin yiğit neferlerine!
Şan olsun Gençliğin Devrimci Mücadelesine!
Kurtuluş
Partisi Gençliği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Öneri/eleştiri ilet.