Kurtuluş
partisi gençliği parababaları devletinin OHAL bahanesiyle izin vermediği
gençlik kampını başarılı bir şekilde DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikasının Gönen
Kemal Türkler Tesislerinde gerçekleştirdi.
Kurtuluş
Partisi Gençliği olarak her sene yaptığımız gibi gençlik kampımızı
gerçekleştirmek için İzmir Karagöl kamp alanına başvuruda bulunduk ancak
AKPgiller bu alanı bizlere OHAL bahanesiyle vermediler. Bizler de başka
şehirlerde bulunan kamp alanlarına başvurduk ama bahane aynıydı. Artık gayet
olağan olmuş olan OHAL. Hukukçu yoldaşlarımızın yaptığı tüm
başvuralara rağmen, AKPgillerin eline geçmiş olan yargı, bu alanlarda kamp
yapmamızın engellenmesine ses çıkarmadı. Bunun üzerine Kurtuluş
Partisi Gençliği olarak gençlik kampımızı Disk-Birleşik Metal İş Sendikasının
Gönen Tesislerinde 28-29-30 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirdik.
Kamp alanına
vardığımız zaman Kurtuluş Partisi Gençliğinden Doğan yoldaşımız
açılış konuşmasını gerçekleştirdi ve bu konuşmasında bu kampın hem teorik hem
de pratik olarak işleneceğini, yapılacak eğitim seminerlerinin neler olduğunu
ve genel olarak kampın kurallarını açıkladı.
Yaptığımız ilk
seminer olan “Tarihsel Görevlerimiz” adlı konuşmayı Kurtuluş Partisi gençliğinden
Boran yoldaşımız sundu. Yoldaşımız sunumuna;
İnsanlık tarihinin ilkel komünal düzenden bu yana geçirdiği toplumsal
evrimi anlatarak başladı. Yaşadığımız tüm sorunların Emperyalist Düzen’den
kaynaklandığını, bu sorunları ortadan kaldırmanın tek yolunun ancak ve ancak
İşçi Sınıfının önderliğinde kurulacak olan Sosyalist bir düzende mümkün olacağını
söyledi. Biz gerçek devrimcilerin,
sosyalistlerin ise sosyalizmi hayata geçirmek için var gücümüzle örgütlenip, mücadele etmemiz gerektiğine vurgu yaparak
konuşmasını bitirdi. Yaptığı seminerin sonunda etkinliğe katılanların da söz
alması ve sorular sormalarıyla beraber seminer zenginleştirilerek bitirildi.
Yaptığımız diğer seminerlerimiz olan “AKP
döneminde gençlik mücadelemiz” ve “Özümüze
Dönüyoruz” adlı konuları da Partimiz gençliğinden Mahsun ve
Hüseyincan yoldaşlarımız sundular. İkinci seminerimiz olan “AKP döneminde gençlik mücadelemiz” de Mahsun yoldaşımız; AKPgiller
dönemi boyunca partimizin verdiği mücadeleleri, eylemleri ve boykotları bunlardan
görsel kesitlerle sundu. Bundan önce nasıl AB-D Emperyalizmine ve AKPgillere
karşı savaşıyorsak bundan sonra aynı savaşı artırarak devam ettireceğimizi ve
sonunda kazananların mutlaka bizler olacağını söyleyerek bitirdi.
Hüseyincan
yoldaşımız sunmuş olduğu “Özümüze
Dönüyoruz” adlı seminer de saz
eşliğinde gerçek halk sanatçılarının hayatlarını anlatarak, eserlerindeki Sınıf
Kavgası ve ezilenlere dönük anlatımların olduğu bölümler özellikle incelendi.
Yoldaşımız Mahsuni Şerif'ten, Dadaoğlu'ndan ve diğer önde gelen halk
sanatçılarından parçalar okuyarak büyük bir ilgi toplayan seminerini sonlardı.
Diğer eğitim
çalışmaları ise özellikle Türkiye’ye özgü konulardaki temel düşüncelerimizi ve
artık bugün AB-D'nin kucağına oturmuş olan Sevr’ci Sahte Sol ile farklarımızı
ve onların kendi topraklarını bile tanıyamadıkları, anlayamadıklarını kanıtlar
nitelikte oldu. Seminerler için belirlediğimiz konular: “Kürt Meselesi”, “Ermeni
Sorunu”, “Ordu Meselesi” ve “Kıbrıs ve Ege Adaları” konularıydı.
Konuşmacı Yoldaşlarımızın ilk anlattıkları konu Kürt Meselesiydi. Yoldaşımız bu
sorunu anlatırken özellikle Lenin Ustamız'ın Ulusların Kendi Kaderlerini
Tayin Hakkı ve Önderimiz Hikmet Kıvılcımlı’nın Yedek Güç: Ulus (DOĞU) İhtiyat
Kuvvet: Milliyet (Şark) kitaplarından faydalandı. Emperyalizmle etle tırnak gibi kaynaşmış olan
PKK ve HDP gibi hareketlerin Kürt Sorununun çözümünde Amerikancı çözümü
benimsediğini bunun da halkların yeni zulümler görmesine neden olacağını
söyledi. Kürt Sorununun tek çözümünün partimizin ortaya koymuş olduğu Anti-Emperyalist,
Anti-Feodalist, Anti-Şovenist ilkeler çerçevesinde kurulmuş olan Türk-Kürt
Demokratik Halk Cumhuriyeti’yle olacağını belirterek sözlerini bitirdi.
Ermeni
Meselesini anlatan Evrim yoldaşımız ise bugünlerde revaçta olan Sözde Ermeni
Soykırımının aslında Emperyalistlerin Ülkemizi bölüp parçalamak ve BOP’u uygulatmaktan
başka bir amacı olmadığını ve söylediği bu sözleri de özellikle Sovyetler
Birliğinin resmi kaynaklarına dayandırarak 1915 yılında gerçekleşen olayların
bir soykırım değil Ermeni ve Türk halklarının karşılıklı olarak birbirini
öldürdüğü ve çok acı bir olay olduğunu söylerek bitirdi. . Ancak özenle üstünde
durduğu nokta ise bugün Emperyalist ülkelerin soykırım yalanına neden bu kadar
sarıldığı ve Emperyalist devletlerin bu soykırım yalanındaki çıkarlarını
anlattı.
Cihan
yoldaşımız ve Emre yoldaşımız ise Ordu meselesini ve Ege Adaları konusunu açık
ve net bir biçimde anlattı.
Kampımıza
Türkiye’nin tek devrimci sendikası Disk/Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali
Rıza Küçükosmanoğlu ve Partimiz MYK üyesi Halil Arabulan yoldaşlar da
yaptıkları konuşmalarla katılım sağladılar.
Nakliyat-İş
Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu’nun dünyada ve Türkiye’deki
İşçi Sınıfı hareketini ve onun gençlikle ilişkisini değerlendirdiği konuşması
ise genç yoldaşlarımız tarafından büyük bir ilgi ve dikkatle dinlendi.
Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı’nın konuşmasını bitirmesiyle beraber büyük
bir heyecanla “İşçi Gençlik Elele
Örgütlü Mücadeleye” ve "İşgal,
Grev, Direniş Yaşasın Nakliyat-İş” sloganları atıldı.
Kampımızda
yoğun, teorik eğitim programının dışında dayanıklılık yarışları, bilgi
yarışması, uçurtma şenliği, alandan bayrak kapma yarışması, müzik dinletisi
gibi etkinlikler de gerçekleştirilmiştir. Yapılan yarışmalar örgütlü bir
şekilde hareket etmenin ve düşünmenin faydalarını pratikte de göstermiştir.
Kampımızın son
günü yaptığımız kamp değerlendirmemizde birçok yoldaşımız söz aldı ve bu kampın
kendileri için ilerletici nitelikte ve faydalı bir kamp olduğunu belirttiler. Kampımızı “Yaşasın
Gençliğin Devrimci Mücadelesi” ve “Yaşasın
Kurtuluş Partisi Gençliği” sloganlarıyla bitirdik.