Muğla Köyceğiz’deki Kurtuluş
Partisi Gençliği olarak, bir gün ilçemizin meydanına indiğimizde bir “heykel”le karşılaştık. Köyceğiz’in
merkezinde yıllardan beri iki heykel vardı: Antiemperyalist Birinci Kurtuluş
Savaşı’mızın önderi Mustafa Kemal’in heykeliyle, onun en yakın silah arkadaşı
İsmet İnönü’nün büstü. Fakat en son dikilen heykel, Haldun Menteşeoğlu’nun
heykeliydi!
Köyceğiz Gazetesi’nin haberine
bakalım:
“Menteşeoğlu’nun Heykeli Dikildi Köyceğiz Atatürk Kordonu girişine
hemşehrimiz eski İmar İskân Bakanı Merhum Haldun Menteşeoğlu’nun heykeli
dikildi.
1960-1974
yılları arasında Süleyman Demirel hükümetleri zamanında İçişleri ve İmar İskân
Bakanlığı yapan ve Köyceğiz Gölü kenarına yaptırdığı kordon ile ilçemizin
gelişmesine katkı sağlayan Merhum bakanımız adına kordon girişine heykeli
dikildi. Köyceğiz Belediyesince yaptırılan heykel geçtiğimiz gün yerine monte
edildi. İleriki günlerde çevre düzenlemesi yapılarak açılışının yapılacağı
öğrenildi.”
(Köyceğiz gazetesi, 5 Mayıs 2017, sayfa 6)
Haldun Menteşeoğlu, 60’lı
yıllardan 12 Eylül 1980 Faşist Darbesine kadar devletin çeşitli kurumlarında
görevler yaptı. Menteşeoğlu aynı zamanda Morrison Süleyman’ın yani Demirel’in
Adalet Partisi’nin İmar ve İskân Bakanı ve İçişleri Bakanı’dır. Köyceğiz
doğumlu olan, Mason Morrison Süleyman’ın Menteşeoğlu’su, Deniz Gezmiş’lerin
yakalandığı dönemde İçişleri Bakanı’dır. Sanırız ki; AKP’giller’in yönetiminde
olan Köyceğiz Belediyesi’nin H. Menteşeoğlu heykeli dikmesinin sebebi,
Menteşeoğlu’nun Köyceğizli olmasından ziyade bu sebeptendir. Fakat bilmezler mi
ki Morrison Süleyman’ın Haldun Menteşeoğlu’su, Kahraman Deniz Gezmiş karşısında
nasıl da madara olmuştur?
Deniz Gezmiş’in yakalandığı
zamanki meşhur parkalı fotoğrafını çeken fotoğrafçı Ergin Konuksever anlatıyor:
“Yakalandığının ertesi günü (17 Mart)
Ankara’ya, İçişleri Bakanlığı’na getirildi. İki yanında polis vardı. Daha önce
de yakalanmıştı. İyi ve güçlü gözüküyordu. İdam edileceği ne bizim ne onun
aklına geldi. Ama bakışları veda eder gibiydi. Yeşil parkasının içinde dimdik
duruyordu. Konuşmak istedim ama hızla uzaklaştırdılar. Yukarı çıktığında Bakan
Haldun Menteşeoğlu’nun yüzüne tükürdü” dedi.” (http://www.milliyet.com.tr/yesil-parkali-fotografin-hikayesi-gundem-2054663/)
Bu olayın devamını Deniz
Gezmiş’in kendisinden dinleyelim:
“İçişleri Bakanı’nın
karşısına çıkarılıyorum. Çok keyifliydi. Ayaktaydı. Odası, sabahın sekizinde
gazetecilerle doluydu. Ben hep başımı dik tutmaya, canlı, dipdiri görünmeye çalışıyorum.
Nasıl bitkinim oysa, ayaklarımı güçlükle sürüklüyorum. Ayakta duracak gücüm
yok. Ama belli etmiyorum. “Geçmiş olsun” dedi İçişleri Bakanı, gülerek. Suratına
baktım pis pis. Hiçbir karşılık vermedim. Bakan, gazetecilere döndü: “Şu
pejmürde kılıklı adam, Halk Kurtuluş Ordusu’nun kahramanıymış” dedi. “Beğenemedin
mi,” dedim. “Tabii kahramanıyım. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun savaşçısıyım.
Ne olduklarını gösterdiler. Bundan sonra da gösterecekler,” dedim. “Nereye
gidiyordun?” dedi. “Devrime,” dedim. Duvardaki haritayı gösterdi, haritada
Sivas’ı gösterdi. “Buradan mı gidiliyor devrime?” dedi. “Senin kafan almaz
böyle şeyleri,” dedim. “Karşısınıza bir gün dikildiğimiz zaman anlarsın,”
dedim. “Türkiye’de bir tek ordu vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti Ordusu’dur,”
dedi. “Onun için Demirel ve senin gibi uşakları, hemen istifayı bastınız,”
dedim. Sinirlendi. Üzerine yürür gibi yaptım, bir adım attım. Geriledi.
Şaşırdı. Dehşetli bir panik havası içinde, elini kolunu sallayarak kekeleyerek,
“Gö-gö-götürün bunu,” dedi. Sürükleyerek çıkardılar beni odadan. “Göstereceğiz
sana da, senin gibilere de, Amerika’nın güvenilir uşakları!” diye bağırdım
kapıdan çıkarılırken. Gördüm: Gazetecilerin yüzlerinde büyük bir şaşkınlık
vardı.” (Erdal Öz – Gülünün Solduğu Akşam, Can Yayınları)
İşte böyle anlatıyor Deniz
Gezmiş, Bakan Menteşeoğlu’nu nasıl da madara ettiğini.
Deniz Gezmiş’in dediği gibi;
Morrison Süleyman, onun Adalet Partisi ve onun İçişleri Bakanı Haldun
Menteşeoğlu “Amerikanın güvenilir uşakları”dır!
Köyceğiz’de Belediye yönetimini
AKP’giller aldıklarından beridir; Köyceğiz’e bol bol “yol yaptılar”. Daha önceden örgütlenmiş olan Ortaçağcı Gerici
Tecavüzcü Ensar Vakfı, ilçenin en işlek yerlerinden birine dernek bürosunu
açtı. Birçok gerici dernek, iplerini koparmışçasına ardı ardına gerici
konferanslar vermeye başladılar.
Bundan daha önce, Köyceğiz’in
girişine bir heykel daha dikilmişti: Elindeki sepette Köyceğiz’de bol bol
yetişen turunçgiller meyveleri olan bir genç kadın heykeli. AKP Köyceğiz
Belediye Başkanı Kamil Ceylan’ın belediye başkanı olur olmaz diktirdiği bu
heykele halkımız çok güzel bir isim takmıştı: “Kamil’in Annesi”! Halkımız, “Başkanlığa
gelir gelmez annesinin heykelini dikti” demişti kendine has mizahi
anlayışıyla.
Şimdi ise işbirlikçi Amerikan
uşağı Haldun Menteşeoğlu’nun heykelini dikiyorlar. Menteşeoğlu’nun AKP Köyceğiz
Belediye Başkanı Kamil Ceylan’la bir yakınlığı var mıdır orasını bilemeyiz; ama
Menteşeoğlu’nun babasının ABD Emperyalizmi olduğundan eminiz!
Köyceğiz Kuvayimilliye şehridir.
Köyceğiz’e bir heykel dikilmesi gerekiyorsa; bu ABD Emperyalizminin
görevlendirdiği Demirel’in Menteşeoğlu’sunun değil, 17 yaşında Kuvayimilliyeci Yörük Ali Efe’nin kızanı olmuş, daha
sonra ise Köyceğiz Kuvayimilliye
Komutanlığına yükselmiş olan, daha sonra 1920’de kurulan gerçek Türkiye
Komünist Partisi’nin Gençlik Başkanı olan, 1954’te Menderes gericiliğine karşı
gerçek Vatan Partisi’ni kuran ve ömrünü Türkiye İşçi Sınıfına, Emekçi halkına
canı pahasına adayan, Türkiye Devriminin Önderi Kızıl Savaş Bayrağı Hikmet
Kıvılcımlı’nın heykeli olmalıdır. Sözümüzdür, ABD ve AB Emperyalistlerini ve
onun yerli uşaklarını vatanımızdan kovup Demokratik Halk İktidarı’nı kuracağız.
O gün, Köyceğiz’e Hikmet Kıvılcımlı heykelini de halkımızla dikeceğiz.
Köyceğiz’den
Kurtuluş Partisi Gençliği