17-25 Aralık hesaplaşmasının ve o günden bu yana devam edegelen
sürecin devamlı kazananı olan Tayyipgiller bu hesaplaşmayı da net bir biçimde
kazandı.
Fakat, bu hesaplaşma diğerlerinden farklı olarak çok kanlı
biçimler aldı. Bir şekilde bu harekete katılmış olan genç vatan evlatları
canlarını verdi bu hesaplaşmada. Hatta, bazısı ruhiyat bakımından IŞİD’le
tıpatıp aynı olan AKP’giller’in “dindar
ve kindar” sivil milis güçleri tarafından başları kesilerek katledildi,
vahşiyane bir şekilde. Ve bu vahşete çağrı çıkarıp bu Ortaçağdan fırlayıp
gelmiş, zerre insan hissi taşımayan insanlar bizzat o vahşet ortamına
AKP’giller’in Büyük Reisi Tayyip Erdoğan ve küçük reisleri tarafından
çağırıldı. Ayrıca da AKP’giller’in kendi korumaları olsun diye yetiştirdikleri
Özel Harekat Polisleri de bu kanlı hesaplaşmada çok aktif bir şekilde ve yoğun
sayıda yer aldı.
Yani bu hesaplaşmanın, daha doğrusu kanlı boğazlaşmanın askercil
güçleri, Pensilvanyalı İmam’ın Ordu içinde örgütlenmesinin ürünü olan, ezici
çoğunluğu Albaydan daha alt rütbedeki genç subaylarla; AKP’giller’in devlet
kadrolarına alıp yetiştirdiği, silahlandırdığı Özel Harekat Polisleri ve bir
kısmı sarıklı ve cübbeli Ortaçağcılardan oluşan dinci güçleri oldu. Çarpışanlar
bunlardı.
Hep söyleyegeldiğimiz gibi AKP’giller’in de Pendilavanyalı İmam’ın
tarikatına dahil olan kadroların da tümüyle yapımcısı ve yöneticisi ABD’dir,
CIA’dır, Pentagon’dur, Washington’dur. Bu her iki güç de ona bağlıdır ve onun
emrinde çalışır, ona hizmet eder.
Dünkü son hesaplaşmada CIA, AKP’giller’den yana tavır koydu.
Pensilvanyalı’nın örgütlediği askeri güçlerin hezimete uğramasını sağladı
böylelikle. Öyle görülüyor ki bir süre daha AKP’giller’i kullanmaya devam
edecek. Dün deliğe süpürebilirdi onları. Ama tersini yaptı. Bu, Tayyip Erdoğan
ve AKP’nin ABD Emperyalistlerine kusursuz bir biçimde hizmetini sürdürmesinin
sonucudur. Ee, adam hizmette kusur etmiyor. 1950’den bu yana yine CIA’nın İslam
ülkelerinin boynuna taktığı bir lanet halkası olan Yeşil Kuşak Projesi’nin
ürünü; düşünmekten, olayları görüp kavramaktan alıkonmuş, bir anlamda
afyonlanmış, morfinlenmiş insanların da oyunu alabilmektedir rahat bir biçimde.
Öyleyse niye değiştirsin bu adamı?
Kullanabildiği kadar kullanır. Yine hep tekrarladığımız gibi,
Türkiye’de iktidarları getiren de götüren de ABD’dir. Sandıktan kimlerin
milletvekili olarak çıkarılacağını belirleyen de odur. Seçimler filan bir hile,
bir dümen, bir oyundur. Bir aldatmacadır. Bu bakımdan Türkiye’de demokrasinin
zerresi yoktur. Çünkü halk seçmiyor, halkın düşünme, algılama, görme, tanıma ve
bilinçli bir seçim yapabilme hakkı yoktur.
Bu sebepten bazı burjuva yazar çizerlerin ve siyasilerin yaptığı
gibi bu hesaplaşmadaki Pensilvanyalı’nın kadrolarını darbeci, AKP’giller’in
güçlerini ise demokrat olarak tanımlamak son derece yanlıştır. Gerçekle uzaktan
yakından ilgisi yoktur. Tekrarlayalım ki, bunların ikisi de ABD yapımıdır, onun
yönetimindedir ve ona hizmet etmektedir.
Kaldı ki AKP’giller, 14 yıllık iktidarları süresinde ne Anayasa
bırakmışlardır, ne Adli Sistem bırakmışlardır, ne hukuk bırakmışlardır, ne de
kanun bırakmışlardır. 1923 Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın
sonucunda kurulan Laik Cumhuriyetin yerinde yeller esmektedir artık. Bu
Cumhuriyeti bir enkaz yığınına çevirmiş durumdadırlar. O enkazı da ortadan
kaldırıp memleketi tam anlamıyla bir Ortaçağ ülkesi haline getirmeye
çabalamaktadırlar.
Devletin Yasama, Yürütme ve Yargı olmak üzere hemen tüm
kurumlarını ele geçirmiş bulunmaktadırlar. Ve onları kendi dindar ve kindar
anlayışları doğrultusunda şekillendirip, muhtevalandırıp El Kaide, El Nusra,
IŞİD benzeri bir İslam devleti kurmak istemektedirler Türkiye’de. Onda da sona
yaklaşmışlardır.
İşte bütün bu sepeplerden dolayı AKP’giller tümüyle meşruiyetlerini
yitirmiş durumdadırlar. Ayrıca da başta vatana ihanet ve Anayasayı ortadan
kaldırma gelmek üzere Türk Ceza Kanununda sayılan tüm suçları, yüz kızartıcı
olanları da dahil olmak üzere işlemiş bulunmaktadırlar. Yani bunların tamamı
Anayasa ve kanunlar dışına düşmüş mücrimlerdir. Ve ayrıca belirtelim ki bunlar,
sınır tanımaz bir azgınlıkla kamu malı hırsızlığı yapmaktadırlar. Durup
dinlenmeden, hiç hız kesmeden... Yaptıkları vurgun ve talanın boyutları iki
trilyon doları çoktan aşmıştır. İşte bu nedenden, AKP iktidarı Türkiye’nin
felaketi olmuştur. Ve de ülkemiz Suriyeleştirilmiştir artık. Her gün neredeyse
5, 10 hatta daha fazla sayıda Türk ve Kürt genci, hayatının baharında kara
toprağa düşmektedir. Bombalar İstanbul’dan Diyarbakır’a kadar Türkiye’nin her
yerinde patlatılmaktadır. Yine her bombayla birlikte de onlarca, hatta
bazısında yüzü aşkın masum insanımız, bedenleri birçok parçaya ayrılmış
biçimde, yok olup gitmektedir. İşte daha dün denecek bir zamanda-28 Haziran’da
Atatürk Havalimanı’nda 45 masum insanımız canavarca bir acımasızlıkla
katledilmiştir. Ve ne yazık ki, yine hep tekrarladığımız gibi, bu katliamlar ve
acılar daha da boyutlanarak sürecektir. Tâ ki ABD’nin BOP Haritası hayata
geçirilene kadar. Yani Türkiye üç parçaya bölünene kadar. Kaldı ki ondan sonra
da sürecektir katliam ve boğazlaşmalar. Türk-Kürt-Ermeni Halkları kanlı bir
boğazlaşmanın içine itilecektir ondan sonra da. Tabiî AB-D Emperyalist
haydutları tarafından...
ABD Emperyalistlerinin sadık işbirlikçisi, vatan ve millet düşmanı
AKP’giller’den hesabı yalnızca biz Gerçek Devrimciler sorabiliriz. Ve de biz
soracağız tabiî ki. Eninde sonunda hesap verecek onlar. Yaptıkları bütün
katliamların, ülkemiz ve bölgemiz halklarına karşı işledikleri bütün suçların,
bütün hırsızlık ve yolsuzlukların ve Ege’de on altı adamızdan oluşan vatan
topraklarını Yunanistan’a peşkeş çekerek ettikleri vatan hainliğinin hesabını
bir bir, hiçbir eksiği kalmamacasına biz soracağız onlardan. Onlar, bugünkü
kanunlar çerçevesinde yargılanacaklar. Gerçek, adil hukukçuların oluşturduğu
mahkemelerin önüne çıkarılacaklar. Ve hak ettikleri cezalara çarptırılacaklar.
Bundan kaçışları yok.
AKP’giller Pensilvanyalı İmam’ın cemaati karşısında kazandıkları
bu ezici zaferlerinden güç alarak önümüzdeki günlerde daha da saldırganlaşacaklar,
pervasızlaşacaklar ve azgınlaşacaklardır. Fakat, kendilerini bekleyen
kaçınılmaz sondan asla kurtulamayacaklardır.
Dünkü hesaplaşma şu gerçeği de bir kez daha bariz biçimde ortaya
çıkardı: CIA, kendisine bağlı güçlerden birini yeniltip diğerini yendirmek
isterse kaybettireceği tarafa akıl almaz, hatta çocukların bile yapmayacağı
hatalar yaptırtır. Böylece de kazandırtmak istediğine garantili biçimde
kazandırtır. İşte dün Pensilvanyalı’nın güçlerine de böyle trajik hatalar
yaptırttı. Binaları bombalatırken AKP’giller’in kadrolarının bir tekine bile
dokunmadı. Onları enterne etmedi. Köprüleri, geçitleri tutturmakla yetindi.
Böylece de onlara güçlerini toparlayarak karşı saldırıya geçip
Pensilvanyalı’nın adamlarını rahatça yenmelerini, ezmelerini sağladı.
Tüm bunlara ilaveten Pensilvanyalı’ya erken doğum yaptırttı. Yani
onun güçlerini, planlarını ve ona uygun hazırlıklarını tamamlamadan harekete
geçmeye mecbur bıraktı. Bu da yenilgiyi ve hezimeti kesinleştirdi,
kaçınılmazlaştırdı.
Bu, işin bizce ayrıntıya ilişkin yönüdür. O yüzden fazla uzatmadan
geçelim bunu.
Sonuç olarak; sık sık tekrarladığımız gibi AKP’giller de,
Meclisteki diğer üç Amerikancı parti de, (CHP de, MHP de, HDP de),
Pensilvanyalı İmam’ın tarikatı da, PKK de, PYD de, YPG de, IŞİD de, El Kaide
de, El Nusra da, Tahrir-üş Şam da, ÖSO da ABD Emperyalistlerinin kullandığı
değişik yerel enstrümanlardır, yerel güçlerdir. ABD Emperyalistleri bunları
birbiriyle çarpıştırır, bazen birini, bazen öbürünü üstün getirir. Sonuçta da
kendi istediği emperyalist kazanımları ele geçirir. Yani planını uygular. Bir
senaryodaki, bir oyundaki bir tiyatrodaki, sinemadaki değişik aktörlerdir
bunlar, ABD’nin yönettiği. Kendi elinden çıkma senaryosuna göre oynatır bunları
ve sonunda varmak istediği yere varır, elde etmek istediği sonucu elde eder. Bu
son Ortadoğu oyununda da onun varmak istediği yer BOP Haritasının hayata
geçirilmesidir.
ABD Emperyalistlerinin bu değişik aktörleri birbirleriyle
çarpışırlar, hesaplaşırlar, boğazlaşırlar ama asla kendi başlarıyla düşünüp
davranamazlar. Bir anlamda kuklalardır bunlar. Oynatıcısı da, yani kuklacı da
ABD Emperyalist haydut devletidir.
En sonunda bunlar tümüyle kaybedecek. Yenilecek. Ortadoğu Halkları
kazanacak, ülkemiz Halkları kazanacak. Biz kazanacağız. Demokratik Halk
İktidarını kuracağız.
Türk Ordusu’nu bu kanlı hesaplaşmaların, boğazlaşmaların,
acıların, felaketlerin içine atan ABD Emperyalistlerinden, Pensilvanyalı
İmam’dan ve AKP’giller’den döktükleri bu kanın, yaptıkları bu vahşiyane
katliamın ve aldıkları genç asker canlarının hesabını mutlaka soracağız.
Yanlarında kalmayacak bu canilikler. Bu da bilinsin.
Halkız, Haklıyız,
Yeneceğiz! 16.06.2016.
Nurullah
Ankut
HKP
Genel Başkanı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Öneri/eleştiri ilet.